Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından, 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın duruşmaları, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürdü.
Duruşmanın ilk gününde “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar’ın savunmaları ve davada müşteki olan baba Arif Güran ifade işlemleri tamamlanmıştı.
Dün sabah saatlerinde başlayan ve yaklaşık 12 saat süren Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmanın ikinci gününde 26 tanığın beyanları dinlenildi. Sanıkların beyanları tamamlandı.
Duruşmada üçüncü gün bu sabah avukatların savunmasıyla devam etti.
Duruşma, mahkeme başkanının Tavşantepe Mahallesi’ni gören ve sanıklar ile sanık avukatlarının talep ettiği Dara karakolunun kamera kayıtlarının mahkeme salonunda izleneceği açıklaması ile başladı.
Tavşantepe Mahallesi’ni gören bu kamera kaydını ilk kez duruşma salonunda izleyeceğini belirten mahkeme başkanı, “İlk güne yetişmedi. İlk kez bugün ben de sizlerle izleyeceğim” dedi.
Duruşmada sanık müdafi avukatları tanık dinleme talebinde bulundu. Mahkeme başkanı tanıkların dinlenmesine karar verdi.
Tanıklardan sanıklarla benzer ifadeler
İlk tanık Cahit Kaya(Salim Güran’ın eniştesi), duruşma salonuna geldiğinde tutuklu sanık Salim Güran’a bakarak selamlaşma hareketinde bulundu. Salim Güran da bu harekete başıyla karşılık verdi.
Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında araba alışverişi nedeniyle çıkan sorun hakkında konuşan Kaya, “Arif Güran beni çağırdı. Nevzat ile Arif arasında bir araba meselesi vardı. Bizi çağırdı. Araba meselesini anlattılar. Önce Nevzat sonra Arif Güran anlattı. Araba Nevzat’ındı. Biz ikisini de dinledik. ‘Nevzat araba senindir. Arif 130 bin TL sen ödeyeceksin, 50 bin TL de Nevzat ödeyecek’ dedim. Olayın ne zaman olduğunu hatırlamıyorum. Bu olayla ilgili bir daha görüşmedik” dedi.
Ardından Veysel Subatan (Salim Güran’ın eniştesi), kendisinin de araba alışverişi meselesi için çağrıldığını söyledi. Bu konuda herhangi bir sorun çıkmadan taraflar arasında sorunun hallolduğunu belirtti.
Tanık olarak dinlenen Kutbettin Kaya (Cahit Kaya’nın kardeşi) da yine Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar’ın arasındaki araba meselesini anlattı. Diğer tanklarla benzer şekilde olayın akışını aktardı.
Ardından tanıklık yapan İbrahim Halil Güran (Salim Güran’ın kardeşi), kapalı olduğu iddia edilen bakkalla ilgili konuştu. “O gün bakkala gidip buzlaç aldım. Saman çeken çocuklara verdim. Sofi bakkal gece yarısı 50 kuruş için bakkalı açan biri. Bir gün boyunca bakkalı açmadığına hiç şahit olmadım. Bakkala 18.00’a doğru gittim, açıktı. Narin kaybolduğunda köyde değildim” dedi.
İbrahim Halil Güran, mahkeme başkanının “Jandarma tutanaklarında kolluğun yanlış yönlendirildiğine yer verildi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna yanıt vermedi ve “Bizim ailede amcamların sözü geçiyor” dedi.
Daha sonra M.Y.(Enes Güran’ın arkadaşı) tanık olarak dinlendi. M.Y, Narin’in kaybolduğu gün Enes Güran’ın yanında olduğunu söyledi. M.Y., saat 16.30-17.00 arası Enes Güran’ın yanına geldiğini söyledi. Muhammed ve Süleyman Kaya ile birlikte Enes Güran’la evlerinin önünde sohbet ettiklerini belirten M.Y., 10-15 dakika sonra Güran’ı caminin oraya bırakıp, geri döndüğünü söyledi. M.Y., Güran’la o gün başka sohbetleri olmadığını ekledi.
Hasan Özdel (elektrikçi), “Salim Güran ile saat 16:00 civarı tarlada gördüm. Sohbet ettik karpuz yedik” dedi. Mahkeme başkanının saate yönelik sorularına Salim Güran’ın 16:00 sonrası gördüğünü ısrarla tekrar etti. “Saat 16:00’dan sonraydı, öncesi değildi” ikindi ezanı önesi sonrası mı? Sorularına ise “bilmiyorum ama 16:00 sonrasıydı” dedi.
Abdussamed Yeşildağlı, yaptığı tanıklıkta Hasan Özdel’le benzer tanıklıkta bulundu.
Narin’in 7 yaşındaki kardeşi dinlendi: Narin’in kaybolduğunu abilerimden öğrendim
Öte yandan duruşmada tanık olarak dinlenmesi talep edilen 7 yaşındaki E.G (Narin’in kardeşi)’nin pedagog eşliğinde alınan beyanı kayıt olarak dinlendi. E.G. Narin’in kaybolduğu güne ilişkin sorulan sorulara “Ben, annem, Enes ve Muhammed evdeydik. Narin camiye gitmişti. Bir daha gelmedi. Enes Muhammed ve annem klima odasında uyuyordu, yengem geldi çamaşır bıraktı. İkinci geldiğinde birşey demedi bana. Hediye yenge ilk geldiğinde çamaşır için gelmişti. Normal davranıyordu. Annemin telefonunda oyun oynadım. Sonra dışarı çıktım canım sıkıldı eve döndüm, yengem ve abilerim evdeydi. Geldiğimde yengem yoktu” dedi.
O gün farkettiği farklı şeyin Narin’in eve gelmediği olduğunu söyleyen E.G, Narin’in kaybolduğunu abilerinden öğrendiğini söyledi.
Ses kaydı dinletildi
Diyarbakır Barosu’ndan avukat Nahit Eren’in talebi üzerine dosyadaki Kürtçe bir ses kaydının ‘anlaşılmadığı’ gerekçesiyle dinletilmesine karar verildi.
Avukat Eren, ayrıca bu konuda Enes Güran, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’a soru sorma talebinde bulundu.
Ramazan Atasoy ile Salim arasında “Sol tarafa doğru bir fıskiye yere düşmüş taşlığın orada hala yerdedir” cümlesi anlaşılmadığı için yeminli tercüman eşliğinde teyit ettirildi.
Bu konu için Salim Güran’a da söz verildi. Güran kürsüye çıkarken, “Arkadan Salim sakin ol” teskinleri yapıldı. Güran, “Ben Ramazan’a bahçedeki fıskiyenin basınç yüzünden düştüğünü ve kaldırmasını söyledim” dedi.
Duruşmada diş izi gerginliği
Avukat Nahit Eren, ardından Enes Güran’a soru sordu. Eren, “Kolundaki ısırma izini gösterdin. Mahkemeye bunun gerekçesini göstermek için nasıl yaptığını sormak istiyorum” bunun üzerine Enes Güran kolunu nasıl ısırdığını gösterdi.
Nahit Eren, diş izinin küçük bir bireye ve yetişkin birine de ait olabileceğini belirterek, “Panaromik grafikte kalitatif açıdan değerlendirme yapılamaz denildiği için ve mahkemenin değerlendirmesi ile kayda geçmesi için bu soruyu sordum” dedi.
Bu soruya sanık müdafiilerinden usule ilişkin itiraz yükseldi. Mahkeme başkanı CMK kurallarını hatırlattı.
3 tutuklu sanık salondan çıkarıldı
Mahkeme başkanı, tutuklu sanıklardan Salim Güran, Yüksel Güran ve Enes Güran’ın mahkeme salonundan olası bir gerginlik çıkmaması için dışarı çıkardı. Salim Güran, salondan çıkarken Nevzat Bahtiyar’a kafa sallayarak çıktı.
Avukat Nahit Eren’dan önemli açıklama: Narin’in cenazesindeki larvalar karasal iklime ait
Ardından Eren, Nevzat Bahtiyar’a soru yöneltti:
“Su içerisinde bulunan bir ceset nasıl olur da karasal iklime ait larvalar taşır? Hazır bir çukur var, su var Nevzat hemen gömdü bunu soracağım.”
Bu esnada 7 dakikalık bir video kaydı açıldı. Bir yandan da sorusuna devam eden Eren, Eğertutmaz Deresi’nde harcadığı zamana ve Narin’in suya bırakılmasına işaret etti.
Video kaydında Nevzat Bahtiyar’ın Savcılığa Eğertutmaz Deresi’nde Narin’i nasıl sakladığı, gömdüğü olayını anlatmasına ilişkin görüntüler yer aldı. Eğertutmaz Deresi’nde çekilen görüntülerde yürüme mesafesi, nereden geçtiği, hangi yolu kullandığı gibi detaylar aktarılıyordu.
Videonun ardından avukat Eren, “Bu raporu anladın mı ne demek istediğinizi benim bu raporda kastettiğimi? Bizim bir insanın ne zaman öldüğünü tespit edebilmemiz açısından ATK tespitte bulunuyor. Tespitleri var. İnsan bedenindeki bazı larvalardan ve rapor biz diyor ki rapor ceset tamamen suyun içerisinde değil çünkü bu larvalar suyun altında olmaz. Sen daha sonra oraya bırakmış olabilir misin? diye sordu.
Nevzat Bahtiyar “Hayır” yanıt verdi.
Mahkeme başkanı cübbesini çıkararak sordu
Ardından mahkeme başkanı Nevzat Bahtiyar’a cübbesini çıkarak, “bir insan olarak soruyorum , vicdanına sesleniyorum. Dünden beri ifadelerinde yalan söyledin mi? İftira attın mı?” diye sordu. Bu soruya karşılık “hayır” cevabını verdi.
Duruşmaya bir saatlik ara verildi.
Arif Güran eşi ve oğluna sarıldı
Arif Güran, duruşmaya verilen ara sırasında mahkeme başkanından izin alarak oğlu Enes Güran ile eşi Yüksel Güran ile duruşma salonunda görüştü. Eşine ve oğluna sarılırken, “Allah hakkımızı bırakmasın” diyerek ağladı.
Duruşma verilen aranın ardından devam ediyor.
ATK önünde yumruklu saldırıya ilişkin konuşan Oya Yorulmaz: Ben gazetecilere ‘yalan söyleyin’ dedim
Duruşmada Savcı, Narin Güran’ın otopsisi esnasında Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde şiddet gören Oya Yorulmaz’ın dinlenmesini istedi. Mahkeme heyeti bu talebi kabul etti. Oya Yorulmaz, “Olayla bir ilgim yok. Üç gün bitti, biz oraya gittik. Annenim şeker hastalığı var. Kardeşim bana ‘sus’ dedi. Beni susturmaya çalışırken eli ağzıma vurdu. “Abla bana sus” demek amacıyla yaptı. Ben gazeteci Ferit Demir’e ‘yalan söyleyin’ dedim” şeklinde konuştu.
Savcı, sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti
Savcı tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep ettiği mütalaasını sundu. Suçun vasıf mahiyeti göz önünde bulundurulması ve tutuklu olan faillerin tutukluluğun devamına karar verilmesini talep etti.
Dara 2 kamera görüntüleri açıldı
Duruşmada Tavşantepe Mahallesi’ni gören ve sanıkların izlenmesini talep ettiği karakola ait Dara 2 kameralarının iyileştirilmiş halleri açıldı. Görüntülerde saat 15:10-18:00 saatleri arasındaki görüntülerin yer aldığı belirtildi. Ancak mahkemede görüntüler izlenmedi. Mahkeme Başkanı kolluk kuvvetleri tarafından görüntülerde şüpheli bir şeyin olmadığını söyledi. Ancak Mahkeme hem sanık hem de müdafi avukatlara kayıtlarını vererek, incelemelerin ardından talepleri alacağını kaydetti.
Duruşmada avukatların beyanları başladı: Tanıklar maddi gerçeğin ortaya çıkarmasını engelliyor
Duruşma avukatların beyanları ile devam etti. Diyarbakır Barosu’ndan Aydın Özdemir, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Narin’in cesedinin kaybettirilmesi ve devam edilen süreçte ailenin sistematik halde hareket ettiğini söyleyen Özdemir, “Narin’in naaşına ulaşılmaması için ekstra bir çaba harcandığı dosyada mevcut. Olayın saatini değiştirerek, tanıklara tesir ederek maddi gerçekliğin ortaya çıkarılmasını engelleyici yola girmişlerdir. Tanıkların açık bir yönlendirilmesi var. Narin’in 17.40’da görüldüğüne dair beyanlar var. Birsen Güran’ın 4 ayrı ifadesi vardı. Eski beyanlarının bir kısmını kabul etmedi. Kendisine, ‘Size ne zaman baskı kuruldu. Örneğin 23’ünde verilen bir ifadeniz vardı. Gerçek iradenize uygun muydu’ dedim. ‘Uygundu, baskı görmedim’ dedi. Bu ifadesinde ‘17.40’da Narin evimize geldi’ diye çok açık bir ifadesi var” beyanında bulundu.
Aile Meclisi toplandı mı?
Özdemir, devamında şu ifadeleri kullandı:
“Salim Güran’ın, Narin Güran’ın naaşının kaybedilmesiyle ilgili açık bir yönlendirmesi olduğunu düşünüyoruz. Bir terlik meselesi var. Bununla ilgili araştırma yapılıyor. Muhammet Kaya, Narin’in kaybettirilmesinden bir gün sonra terlik buluyor. Ben bir terlik bulsam bunun Narin’e ait olduğunu düşünsem ilk yapacağım kolluk birimlerine haber vermek. Köyüne giriyor, dolaşıyor, terliği vermeyi unutuyor. Gerçekten Narin’e ait olduğunu düşünüyorsa nasıl kolluk birimlerine vermez? Burada çok ciddi şüpheleniyoruz. Aile meclisi toplandı mı toplanmadı mı? Bir kısım beyanlarda ‘toplandı’, bir kısmı beyanlarda toplanmadı’ deniyor. Amca Ali Rıza Güran ‘Toplantıyı faili bulma amacıyla yaptık’ diyor. Toplantı var mıydı, yok muydu? Bunun dosyada önemi nedir? Toplantı yapılıp, yapılmadığını bir aile neden gizler. Eğer failin bulunması için bir toplantı olsaydı beyanlarda çelişkiye düşmezdi. Güran ailesi fertlerinin yazışmalarını silmesi. En son ne zaman telefon kayıtlarınızı sildiniz. Kendim düşündüm gerçekten hatırlayamadım. Eğer bir ailedeki birçok kişi bunu yapıyorsa, biz şüphe ararız. Telefon kayıtlarının silinmesi asla tesadüf değildir.”
Daha sonra konuşan Diyarbakır Barosu avukatı Metin Arkaş, Güran ailesi tarafından verilen saatlerin ve beyanların çelişkilerine dikkat çekerek, “Dosya da ifade veren tanıkların çoğu, gerçeği ortaya çıkarmak yerine yakınlarını korumak üzere ifade vermiştir” dedi. Arkaş, çelişkili ifadelerini sıraladı.
Vecdi Bahtiyar’ın cinayetle ilişkisi ne?
Diyarbakır Barosu’ndan Erdem Kaya ise savcının mütalaasına katıldığını ifade etti. Kaya, meslektaşlarının bahsettiği çelişkilere de katıldığını sözlerine ekledi. Dosyadaki kayıtlara göre bütün organizasyonun ve iletişimin Vecdi Bahtiyar (Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi) üzerinden yürüdüğünü söyleyen Kaya, “Nevzat Bahtiyar Vecdi Bahtiyar’ı arıyor, Vecdi Salim’i arıyor. Böyle sıralı şekilde dosyaya yansıyor. Vecdi Bahtiyar, ‘Kaybolan Narin için yaptığımız görüşmeler’ dese de, kendisinin de olaydan haberi olduğunu bu görüşmelerden çok iyi anlıyoruz. Vecdi Hatay’dan Diyarbakır’a geldikten sonra iletişim muhtemelen yüz yüze gelişmiş. Biz Narin Güran’ı aile bireyimiz olarak kabul ettik ve maddi gerçekliğin ortaya çıkması için sonuna kadar mücadele edeceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz. Nevzat 06.34’te Vecdi’yi arıyor. Cansız bedenin bulunacağını biliyor ve onu haber veriyor. Bu görüşmelerde biz Vecdi Bahityar’ın da Nevzat ve Salim’le işbirliği içinde olduğunu anlayabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Dosyadaki ifadelerde çelişkilere dikkat çekildi
Dosyadaki tanıklarda biri olan Ramazan Atasoy’a dikkat çeken Kaya, “Bence Narin’in cansız bedeni saklandığında gözcülük yapmaktadır. Ramazan Atasoy ile dosyaya yansıyan bir tutanak okuyacağım. Okuyacağım tutanak neden dinlenmesi gerektiği konusunda önemli. Ramazan Atasoy tutuklama müzakeresini beklerken jandarmanın hazırladığı bir tutanaktır. Tutanakta, ‘Cumhuriyet savcısı beklendiği sırada şüpheli salona alınmıştır. Şüpheli sinir patlaması yaşayarak, ağlamıştır. Ağlamaklı olarak aşağıdaki yazılı kelimeleri kullanmıştır. “Senin yüzünden başımız belaya girdi. Muhtar öğlenden sonra yanıma geldiğinde üzerinde tarlada çalıştığı kıyafet yoktu, temiz kıyafetleri vardı. Her iki ayakları suyun içine girmiş gibi ıslaktı’ diyor. Bundan Ramazan’ın da olaydan haberdar olduğunu anlıyoruz. O yüzden tanıklığı bizim için çok önemli” dedi.
Eren: ilk günden beri kurgu gibi ifadeler kullanıldı
Devam eden avukat beyanlarında avukat Nahit Eren, “Narin’e bunu yapanların, buna göz yumanların bir kampanya başlattıklarını görüyorum” diyerek konuşmalarına başladı ve mahkeme başkanından 15 dakika istedi. Eren beyanında “İlk günden bu yana ortaya konan aslında hepimize bir kurgu gibi gelen ifadeler kullanıldı. Ben hep bu cümleyi kullandım. Narin’in kendi sosyal çevresinde kaybettirilmiş öldürülmüş olması nedeniyle aslında ortada bir mağdur, zarar gören Diyarbakır Barosu bu anlamda soruşturmanın ilk gününden beri bu emeği ortaya koydu. Ben bu anlamda bugün Diyarbakır Barosu’nun başkanı burada olmadığı için ben önceki başkan olarak Diyarbakır Barosu’nun bu davaya katılma talebine olumlu vermiş olduğunuz karardan dolayı heyetinizi kutluyorum. Çünkü, Türkiye’de bu ve benzeri davalara çocuk cinayetleri, çocuk istismarı davalarında kadın cinayetlerinde mahkemelerimizden daha önce çok da olumlu kararlar alamıyorduk bu anlamda kıymetli bir şey olduğunu ifade ederek dosyaya geçeceğim. İştirakle öldürmekten aslında bizim tutuklu sayımız daha fazlaydı ama 4 kişiye dava açıldı. Ben bir avukat olarak ifadelere şaşırdım. En değerli şeyinizi kaybediyorsunuz Narin’i, o an itibariyle her açıdan söylüyorum dönüp baktığımız zaman belki en çok iyi hatırlamamız gereken bir gün o gün. Neler oldu diye düşünmeniz gereken bir gün. Unutmayacakları her saniyesinden bize bahsetmeleri gerekiyor. Farklı günlerde birbirinden farklı birçok ifade var” dedi.
’17:40 etrafında kurgu oluşturdu’
Eren, ısrarla saat 17:40 saatleri etrafında bir kurgu etrafında durulduğunu belirtti. Narin’in saat 15:11’de öldürüldüğünü Nevzat Bahtiyar’ın farklı bir yoldan geçmesi üzerine öğrenildiğine dikkat çekti. Narin cinayetine ilişkin Narin’in tesadüfen okul kamera kayıtlarına yansıyan görüntülerinin üzerine Güran ailesinin kurgu oluşturduğunu kaydetti. Narin’in bir daha eve dönmediği üzerine kurgu yapıldığını belirterek, “o yüzden o mor eşarp çuvala konuldu, o yüzden o elif-ba o çuvala konuldu. Kamera görüntüsü olmasa biz nereden gittiğini bilemeyecektik” dedi. Eren, “Bir senaryo yaratılmak istendi sonra bütün görüntü kayıtlarının ortaya çıkmasından sonra ifadeler değişmeye başlandı. Neden 17.40 kurgusu yapıldı. Birilerinin 17.40’a kadar nerede olduğu planlandı inanılmaz bir şekilde. Yüksel Güran gerçekten evinde. Hiçbir şüphem yok bundan. Narin’in başına bunun geldiğini öğrendik mi? Hangi tanıklarla nerede olabileceğinin hesabını yaptılar. Yüksel evde. Dosyada sanık olan oğlu evdeydi. Ama evde uyuyor olmalı. 15.00-16.00 arası bu çocuğu evde uyuyor gibi göstermeniz gerekiyor. 3’üncü bir kişiye daha ihtiyaç var. Kim? Hediye. Eğer eşi ve çocuklarının ifadeleri doğruysa o aracı görmeme şansın yok” şeklinde konuştu.
‘Bu dosyayı ilmik ilmik inceledik’
Devamında, “Saat 14:30’da görüntüleri var ve bu çok unutulacak bir saat dilimi değil çünkü bir kaç dakika önce demek ki o eve gidiyor” dedi. Öne sürdüğü iddiaya göre organize olarak saat Narin’in saat 18′ den sonra kaybolduğuna dair algı oluşturulduğuna dikkat çeken Eren, bu dosyada bütün detayları ilmik ilmik incelediklerini söyledi.
Şüphelere dikkat çekti
Kendilerine yöneltilen tepkilere değinen Eren, “bunu çok açık bir şekilde söylüyorum bize sanıkların tepkisi üzerine yaptık. Narin’in kaybolmasından bulunmasına bakarsak 18 gün geçmiş. Gözaltı süresi 4 gün. Yani şunu demeye çalışıyorum senaryo yaratmak için uzun bir zaman” dedi.
‘Narin’in yerine konuşuyorum’
“13 ekim’e kadar zarar gören kurumun başkanıydım şimdi Diyarbakır Barosu’nun avukatıyım. Diyarbakır Barosu’nda müşteki olarak konuşuyorum. Narin’in yerine konuşuyorum ve 8 yaşındaki bir kızın bu şekilde öldürülmesi ve saklanması bu kadar basit mi diye soruyorum”
Tutukluluğun devamını talep etti
Daha sonra Enes Güran’ın ‘kaygılı’ beyanlarına işaret etti. “O konu başlıklarına girildiği zaman bir şekilde sürekli konuşmaların kesildiğine de tanıklık etti. Dosya konuşulmak istenmiyor. Dosya delil boyutuyla konuşulduğu an görüşmelerde kesiliyor. Biz Narin’in kim, kimler tarafından ne şekilde öğrenildiği konusundaki bu iddianameyle, bu iddianamenin sanıklar açısından mahkumiyete dönüşeceğine inanıyoruz. Eğer failse annenin, kardeşin, amcanın, en yakın komşunun mahkum edilmesinden yanayız. Gerçek neyse açığa çıkmasından yanayız. Bu soruşturmanın ilk gününden bu güne kadar bu iddianame, deliller, tanıkların ve sanıkların beyanlarıyla bu cinayetten 4’ündün de sorumluluğu olduğunu görmekteyiz. Dosyanın geldiği aşamaya baktığımızda tutukluluğun devamına karar verilmesini talep diyoruz” dedi.
‘Narin öldürüldükten sonra saklanması için çok fazla plan yapıldı’
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatlarından Elif Aslışahin Torun beyanlarında, “İmam Recep Kaya, Devran Güran, bakkalcı Ömer Süsenbağ ile oğlu, Nevzat Bahtiyar’a teklifi ileten İbrahim ve Hasan Kaya, çocuklar F.G. ile H.G.’nin dinlenilmesini talep etti. Torun, “Narin öldürüldükten sonra saklanması için çok fazla plan yapıldı. Sanıklar ve tanık olarak dinlenen kişilerin çelişkili beyanlarda bulunup, bir birlerini koruduğu görülmüştür. Bu aşamada sanıkların tahliye edilmesi maddi gerçeğin açığa çıkmasını engelleyecektir. Sanıkların ifadeleri bir biriyle çelişkili ve tutarsız. Sanık müdafilerin dinlettiği tanıklarda da görüldüğü üzere Bahtiyar ve Güran’lar arasında bir sorun olmadığı beyan edilmiştir. Fikir ve beyan birliği içinde Narin’i öldürdükleri açıktır. Söz konusu suçun katolog suçlardan olduğundan indirime gitmeden cezalandırılmalarını talep ediyoruz” dedi.
Salim Güran: Beraat talep ediyorum
Avukatların beyanlarının ardından Salim Güran’a söz verildi. Güran avukatların beyanlarına ilişkin, “Çoğu senaryo, hayali, böyle bir şey yok. ‘Bu çocuğu 4 kişi evde öldürmüşler’ Böyle şey mi olur? 8 yaşında bir melek. Çocuğumuzu niye öldürelim?’ dedi. Suçsuz olduğunu iddia eden Güran, beraat talebinde bulundu.
Salim Güran’ın avukatı başsağlığında bulunarak savunmasını başlattı
Ardından duruşma sanık müdafii avukatlarının savunmaları ile devam etti. Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, medyada Güran ailesinin şeytanlaştırıldığını belirterek bakanlar dahil kimse tarafından başsağlığı dilenmediğini söyledi. “Başınız sağolsun” dedi. Maddi gerçeği ortaya çıkarmak istediğini belirten Akdağ, “Böylesi kapsamlı bir dosyaya bu iddianame gitmemiştir. Söz konusu iddianame detaydan yoksundur. Biz hukukçuları ve vatandaşları tatmin eden bir iddianame hazırlanamamıştır. Davanın koparılıp, kovuşturmaya geçilmesi, kısa gün verilmesi çok düşündürücü. Bu acelelik bizi hataya götürür. Soruşturma dosyasında başından sonuna derin devlet aklı mevcut. Usule aykırı tavırlar, yoğun bir şekilde bu cinayetin en ince detayına kadar ana akım medyada işlenmesi, iddia makamınca anında belgelerin servis edilmesi bize bunu gösteriyor. Gerek kasıtlı gerek kurgulu bir şekilde Güran ailesi üzerine yıkılmıştır. İftira ile aile topyekun şeytanlaştırılmıştır. Maddi delillerle ilgilenilmemiştir. Ailenin arama faaliyetlerini sekteye uğrattığı yönünde olur olmaz tutanaklar tutulmuş. Sahiden iddia makamı hani senaryoya inanıyor?” diyerek, avukatların tüm beyanlarını yalanladı.
Nevzat Bahtiyar’a yüklendi
Ardından şairane bir tonda okuduğu savunmada “Kim kimle ortak hareket etmiş belli değildir. Asıl fail kimdir? İştirak edeni, yardım edeni, suçu gizleyeni kimdir? Bunların hiç birine iddianamede yer verilmemiştir ve izah edilmemiş. İddianamede kimin, neden, nerede öldürdüğü belli değil. Nevzat ve Salim’in var olduğu iddia edilen irtibatı ortaya koyulamamıştır. Soruşturma makamının hiç düşünmediği bizim bas bas bağırmadığı seçenekte o çocuğun o tepeye hiç çıkmamış olması ve Nevzat tarafından vahşice katledilmiş olmasıdır. Sanıkların fiilleri, eylemleri, hukukları izah edilememiş, herkes aynı kefeye koyulmuştur. Anne, ağabeyi ve amcayı Nevzat’la aynı kefeye koymak vicdani değildir. Nevzat’ın yaptığı iğrençlik ortadadır. Biz bunun Nevzat’ın yaptığından yüzde yüz eminiz. Bir beyanı diğerini çürütmektedir. Nevzat ayak üstü 40 yalan atan biridir. Olayı başından beri takip eden, göz boyamak için arama çalışmalarına katılan bir katildir. 6 ifadesi bulunan biri yüzünden bir ailenin yok edilmesi ne kadar acı” ifadelerini kullandı.
‘Cinayeti yüzde yüz Nevzat’ın işlediğine eminiz’
Nevzat’ın cinayeti yüzde yüz cinayeti işlediğine emin olduklarını söyleyen Akdağ, “Nevzat kuzu postuna bürünmüş bir katildir” dedi. “Hem biricik çocuğunu öldürsün, hem namusuna leke sürsün. Nevzat Didem Arslan’ın programında duyduğu iddia üzerine kafasında ampul yanmıştır. Sinsice Salim’in ismini fısıldamış, bir diğer kurban olarak Yüksel’i seçmiştir. Ortada bir battaniye asla olmamıştır. Nevzat aileden korkmadı, korkmaz. 8 yaşındaki bir masum bir şey gördüğü için öldürülür ama yetişkin bir yabancıya taşıtılıyor. Bu akla mantığa uygun mu? Nevzat Bahtiyar elleriyle eski muhtarı öldürmeye çalışmıştır. Ferhat Bahtiyar ifadesinde, ‘Yüksel kızının kaybolduğunu söylerken ve ararken babam hiç tepki vermedi ve eve gitti’ diyor.
Avukat, TÜBİTAK’tan kapsamlı bir rapor talep etti.
Nevzat Bahtiyar’dan iddialara yalanlama
Bunun üzerine Nevzat Bahtiyar’a savunmasını verildi. Bahtiyar, “Ben de suçluyum itiraz etmiyorum. Ama söylenenler iftiradır, kabul etmiyorum” dedi.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı: Katilin bulunmasını istiyorum
Ardından Nevzat Bahtiyar’ın sanık müdafii avukatı (isminin söylenmesini istemedi), “Dosyada zorunlu müdafi olarak kalıp kalmamasında kararsız kaldım ama dosyanın sürüncemede kalmaması ve davaya katkı sağlamak için dosyaya dahil oldum. Zorunlu müdafiliğini üstlendiğim Bahtiyar, her şeyi açıkça anlatmıştır. Detaylı sorgulama yapılmıştır. Nevzat’ın tüm beyanları zapta geçirildi. Ekleyeceğimiz her hangi bir husus bulunmamaktadır. Ancak Nevzat kızımızı öldürmediğini sadece dereye götürdüğünü belirtmiştir. Burada defalarca üstüne gidilmiş, hareket edilmiştir. Bizim amacımız burada katilleri ve yardımcılarını açığa çıkarmaktır. Eğer belliyse burada olmamıza gerek yoktur. Her ne kadar öldürmüş algısı yaratıldıysa her şey ortada denilse de maddi gerçekliği ortaya çıkarmayan söylemlerin söylenmesini istemiyorum. Katil Nevzat’mış gibi algı oluşturulmadan bu algıya izin verilmeden şeffaf bir şekilde gerçek katilin ortaya çıkarılmasını istiyorum” dedi.
Yüksel Güran: Neler çektiğimizi kimse bilmiyor
Yüksel Güran ise savunmasında, “Türkiye’de en acılı en mağdur anne benim. Kızımı vahşice öldürdüler, hem de kızımın mezarına gitmeme izin vermediler. Namusumla laf ettiler” diyerek başladı.
“Neler çektiğimi bir Allah biliyor. Ben katil olsaydım o zulümle söyleyecektim. Kimse ‘Narin’in annesi bunları çekmiş’ diyemiyorlar. Herkes bizi kandırıyor, Güran ailesini limon gibi sıkıyorlar. Eğer bir şey varsa ortaya çıkartın. Eğer Nevzat değilse beni de oğlumu da kayınımı alsınlar. Biz suçsuzuz. Güran ailesi kimi öldürmüş. Nevzat biliyordu herkes davetiye dağıtacak, Narin Kur’an kursuna gidecek. Kimse demiyor, ‘Bu kadın cezaevinde ne çekiyor.’ Kızım toprağın altında, oğlum cezaevinde, ben cezaevinde. Ben artık kızımı unutmuşum, namusumun derdindeyim. Salim benim ağabeyimdir. Benim namusumla oynamayın” dedi. “Biz neler çektik kim biliyor, Allah’a havale ediyorum. Güran ailesi şöyle, Güran ailesi böyle, ne istiyorsunuz bizden. Benim çocuklarıma neler yaptılar işkence ettiler. Bir daha asla ben izin vermem devlet memuru olsunlar” şeklinde ağlayarak savunmasını yaptı. “Kızım gitti namusumla oynamayın” dedi.
Yüksel Güran, savunmasını yaptığı esnada tutuklu sanıklar, Enes Güran, Salim Güran ve müşteki Arif Güran ağladı.
Yüksel Güran’ın avukatından Yüksel Güran’a: Masum olduğuna inanıyorum
Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, savunmasına başlamadan önce Yüksek Güran’a seslendi. Sesi titreyerek konuşan avukat, “Bu duruşmanın sonucu ne olursa olsun, seninle defalarca konuşmuş bir avukat olarak senin masum olduğuna inanıyorum” dedi. Ardından savunmasına geçti.
‘Baz çalışmalarında hata payı var’
İddianamenin ana gövdesini baz çalışması oluşturmaktadır. Bu iddianamenin sonunda Türkiye’nin Yüksel Güran’a özür borcu vardır. Eğitim hakkından mahrum kalmış bir Kürt kadınına, ilk aşamada masum bir kadın, anne olarak görürülürken bir anda şeytanlaştırıldı. Dediler ki bu cinayet evde işlenmiş olabilir. Bu tezle dört sanık hakkında iddianame oluşturuldu. Yarın öbür gün hiç kimsenin hukuki güvenlik kaynağı kalmaz. Hata payı bırakılarak değerlendirme yapılıyor” diyerek, baz verilerinin gerçeği yansıtmadığı belirtti. Ardından iddianamedeki iddiaları inkar etti.
‘Anneye medya üzerinden operasyon yapıldı’
Demiroğlu devamında, Yüksel’e medya üzerinden operasyonun yapıldığını söyledi. “Bir kadına yapılan bu operasyon ile Hediye ile amca birlikte diyerek itibarsızlaştırma çalışmaları yapıldı. Bizi inciten şey Narin’in babasından olmadığı iddia edildi. Test yapıldı maalesef. Biz de Narin’in katilinin bulunmasını istiyoruz. Ama gizlilik kararıyla katkı sunmamı engellendi” Öte yandan kamuoyunun da yakından bildiği kimi iddiayı mahkeme salonuna taşıdı. “Bence iddia makamı bile bu iddiaların hangisinin üzerinde duracağını bilememiştir. Yüksel Güran’ın cinayete iştirakını gösteren kabul edilebilecek tek bir delil yoktur” diyerek müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Yüksel Güran’ın avukatı devam etti:
“Nevzat Bahtiyar’ın beyanını okuyorum. 5 beyan, her noktada ayrı ayrı beyanda bulunuyor. Senaryonun değişmesi gerekiyordu. Bu değişen beyanlar medyada yapılan haberler üzerine şekillenmiştir. Benzinlikte battaniyeye sarılı ihbar sosyal medyada dolaştı. İlk beyanı bunun üzerinden oldu. Kendi buradan bunu Salim’in üzerine attı. Sosyal medya üzerinden başka ihtimal düşünüldü, anne ile amca ilişkisi. Bu sefer Nevzat bunu işlemeliyim dedi. Toplumu ikna edebilmek için. Böyle bir iddia mümkün değil.”
Mahkeme başkanı: “Ben sabaha kadar buradayım derken, bunu kastetmedim.”
Avukat: Bitmek üzere
Yüksel Güran’ın ikinci avukatı Faruk Çakır, “Soruşturmanın şeffaf yapıldığını düşünmüyorum, dosyaya sunulmaya bilgiler var, eksik ve yanlış girilen bilgiler var. Baz kayıtlarının gerçeği göstermediğini meslektaşım aktardı. Baz kayıtları yanlış olabilir. Müvekkilimiz kızının öldüğü gün gözaltına alındı. Müvekkilimiz o günden bugüne tutuklu. Duruşma gününe kadar sebat ettik. Dedik duruşma günü bizim için hesaplaşma günüdür. İffetini laf atılan bir kadın her defasında bunu haklı olarak dile getirdi. Tutukluluk tedbirinin kaldırılmasını istiyoruz. Serbest bırakılmasını talep ediyorum” dedi.
Enes Güran: Kimse bize neler yapıldığını sormuyor, bugüne kadar devlet dedik nerede?
Enes Güran savunmasında, haykırarak “Şunu söylemek istiyorum. Baro avukatları çelişkileri söylüyor ama kimse kim işkence yapıyor demiyor. Bana nasıl işkenceler yaptı. Dişimi kırdılar. JASAT ekipleri bana copla vurdular. Şu an o jandarmalar bu salonda ve bana bakıyorlar. Şimdiye kadar devlet diyorduk. Ama cenaze bulununca neden böyle yaptılar? Benim annemin işkence görüntülerini izlettiler. Bana dediler ki senin annenle yengenle ilişkin mi var? Bana dediler ki sen suçsuz da olsan ceza alacaksın. Beni isterseniz 20 yıl cezaevine koyun ama beni kardeşimle yargılamayın. Allah aşkına gazeteciler bunu da yayınlasın. Ben intihar etmek istedim.”
İşkence iddiası
“Benim çorbama uyku ilacı koydular. Bir kez kalktım ağzımdan köpük geliyordu. Bana sahte avukat geldi. Sen yapmışsın itiraf et, cezaevine girmezsin. Ben dedim kardeşim. Bana kardeşimin öldüğünü söylediklerinde inanamadım. Keşke ben ölseydim dedim. Bana dediler sen niye ölüyorsun çakal. Bana böyle şeyler dediler. Beni sürekli darp ettiler. Bir komutan gelip bana dedi ki rapor çıkmış annenle ilişkin varmış ben dedim öyle birşey olamaz. Ters kelepçe ile beni duvara yaslayıp darp ettiler. Bana dediler keyfimden dövüyorum. Annemi dövdüler. Bana izletip gülüyorlardı…
…Benim bir bacım vardı. Ben babam için sustum. Hala beni darp edenler burada. Duvar arkasında şurada beni izliyorlar. Kimse bana bacımı söylemesin. Ben sırf Narin’in için ağlıyorum. Kim sustuysa, duyup sustuysa, bilip sustuysa, Allah bin belasını versin.”
Baba Arif Güran tekrar fenalaştığı için salondan çıkarıldı.
Evrakların basına sızdırılmasına tepki: Adalet Bakanlığı yanıltıldı
Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek, savunmasında şu ifadeleri kullandı: “Kısıtlama kararı konuldu hassas bir konuydu amenna. Ama çığ gibi büyüdü önce ülkeye sonra yurtdışına yayıldı. Bu dava şurada Enes’e nüfus ediyor. Soruşturma savcılarıyla iletişime geçtiğimizde mümkün olduğunca yazılı sunmaya özen gösterdik. Biz üzücü bir şekilde dosyaya giren evrakları basından, basından da değil sosyal medyadan öğreniyorduk. Diyarbakır Barosu bir hafta sonra inkar edeceğiniz savunmaları yapmasın. Bu sözleri karşınıza çekerler, kendi savunmalarınızı karşınıza getirirler.
Bir meslektaşımız, ‘2 çeşit baz istasyonu var. Bunlardan biri bildiğimiz diğeri dar alan baz istasyonu var’ dedi. Böyle bir şey yok. Eğer evraklar tek başına güven telkin etseydi yasa koyucu TCK’nin genel gerekçesi içinde şu cümleyi işlemezdi: ‘Sadece hakimin imzasının olduğu tutanak tartışılamaz.’ Onun dışındaki bütün tutanakları tartışırım. Tartışmak zorundayız.
İddianameye iki sanık arasında bir görüşmenin yapıldığı yazılıyor. Bu yazılırken bilirkişi raporu gösteriliyor. Bilir kişi raporunda böyle bir ibare yok. Koskoca Diyarbakır Başsavcılığı bu hataya nasıl yapar? Bu hata değil. Koskoca bir ekip çalıştı. Adalet Bakanı yanıltıldı? Çünkü kurmaylarına, danışmanlarına inanmak zorunda.
Kısıtlama kararının bilincinde olarak erişmemizin mümkün olduğu evrakları talep ettik. Talep ettiğimiz raporların var olduğu çarşaf çarşaf yazılıyor. Nihayetinde bir süre yazışmalardan sonra, ‘Talebin reddine’ diye. Sevindik dedik medyanın sansasyonel haberi dedik. Bekleyeceğiz dedik.”
‘İddianamenin barkodlu halini basından okuduk’
Var olan raporları bize vermediler. Biz iddianameyi basından okuduk. Soruşturma sırasındaki eksiklikleri konuşmak zorunda kalıyoruz. İddianameniz yayınlandığı zaman barkodlu hali basına düştü. Dolayısıyla siz iddianame kabul verdiğiniz de biz iddianameyi okumuştuk ama ilk okuyan biz değildik. İddianame varsayımı dayanıyor. Bunun sebebi savcılığın kamuoyu baskısı sebebiyle hızlı bir şekilde tamamlayıp size intikal ettirmesidir. Bir yandan haklıdır bir yandan çok tehlikelidir. Enes’in beyanlarında çelişkileri bulunduğu doğrudur. Ama bu bir kısım yerde hareketliliğini ifade ederken bir yandan da size tam saat verememesidir. Bize göre sıkıntı büyük. Sanırım biz kanıtlamak zorunda kalacağız. Katılan kurum vekilleri de bu yönlü bir savunmada bulunuyorlar. Önümüze konulan belgeleri maddi delil olarak kabul etmeyeceğiz. Maddi delillerin peşinden gideceğiz.
‘Enes Güran suçsuzsa mesuliyeti çok büyük’
Cinayetin aile konutunda işlendiğinin kabulü ve bir zaman birliğinin belirlenmesi ve yine daraltılmış baz istasyonları, yine ayak izleri ile öne sürülerek Enes Güran’ın kendi kız kardeşini katlettiği belirtildi.
Sanık avukatından ‘Şahingöz’ kaydı talebi
Başka görüntülerin olduğunu düşünüyoruz. Şahingöz olarak bilinen ve teröre yönelik kırsalda kullanıldığı bilinen izleme yapan bir aygıtın izlenmesini talep ettik. Ama Şahingöz aygıtının kayıt almayan bir aygıt olduğu söylendi. Biz bu aygıtın depolama yapmadığına inanmıyoruz ve tekrar araştırılmasını talep ediyoruz.”
Ardından iddianameye iştirak etmediğini söyleyen Akbilek, ev hapsi seçeneği dahil adli kontrol tedbiriyle müvekkilinin tahliyesi talebinde bulundu.
‘Soruşturma yanlış yürütüldü’
Soruşturmanın başından sonuna yanlış yürütüldüğünü söyleyen Enes Güran’ın diğer avukatı Mustafa Demir, iddianamede zorlama olduğunu öne sürdü. Hukuk sistemini eleştiren Demir, “en ufak birşey olduğu zaman hemen tutuklama gelir, eğer suçsuzsa nasılsa kimse hesap sormaz” anlayışı var” dedi.
Savcıdan ‘faili meçhul’ tanımı
Yasak delillerin olduğunu söyleyen Demir, “dosya kapsamında işkence gibi olayların hakimler, savcılar ve herkesçe bilindiği düşünüyorum” dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı ve savcıdan tepki geldi. Mahkeme başkanı “Ben iddiaları burada duydum” derken Savcı ise “Bu kadar işkenceden bahsediyoruz. 3 gündür duruşmanın merkezi Narin, işkence değil. Bahsedildikleri kadar işkence olsaydı faili meçhul olurdu, işkence olmazdı. Burada konumuz Narin, işkence değil” şeklinde konuştu.
Enes Güran’ın avukatı Mustafa Demir, avukatlar olarak kendilerine ve aileye hakarette bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi
Enes Güran’ın avukatı: “Dosya içerisinde Nevzat Bahtiyar’ın HTS’sini bulamadık. Niye yok söyleyeyim mi? Neyse, söylemeyeyim ”
‘Dava sonuçlanana kadar kardeşinin mezarını gidebilecek şekilde ev hapsi cezası verilsin’
Sanık avukatı Demir, kamuoyunda ve basında konuşulan bütün iddialara dikkat çekerek savunmasını tamamladı. Ailenin Hizbullah ile teması iddialarından, çelişkili ifadelere, basında çıkan iddialardan, aile üyesi çocukların yaşadıklarına, soruşturma ve iddianameye kadar yaşananları mahkeme heyetine aktararak, müvekkilinin masumiyet karinesini hatırlatarak, iddianamede delilin olmadığını söyledi. Dava sonuçlanana kadar Enes’in kardeşinin mezarına gidebileceği koşulların gözetilmesi ve ev hapsi verilmesini talep etti.
Enes Güran’ın son savunmasını yapan avukat, Güran’ın suçsuz olduğunun kamuoyuna ilan edilmesini ve bunun için bir ara karar verilmesini talep etti. Avukat aynı zamanda bilirkişi raporlarının reddedilmesini istedi. Avukat müvekkili yönünden tefrik edilmesi talebinde de bulunarak, müvekkilinin beraatını istedi. Mahkeme heyetine de ise dava sonuçlanana kadar sosyal medya ve basından konuya ilişkin takip etmeyeceğine dair ara karar vermesini istedi.
Ara karar verilecek
Sanık müdafi avukatlarının savunmalarının ardından mahkeme heyeti ara kararını vermek üzere duruşmaya ara verdi. Karar 00:45’te açıklanacak.
Mahkeme heyeti ara kararını açıkladı
Narin Güran cinayetine ilişkin ara karar çıktı Sanık Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında tutukluluğa devam kararı verildi. Duruşma 26 Aralık 2024 Perşembe günü saat 09:00’a ertelendi.