İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen HDK davasında ilk kez hakim karşısına çıkan 8 tutuklu kişinin tamamı hakkında tahliye kararı verildi. Ayşe Bengi Çelik, Aynur Cengiz, Melek Kızılocak, Emek Partisi (EMEP) İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Şengül Erdoğan, Ece Yıldız Karabacak, Yakup Kadri Karabacak ve Erkin Barın Göylüler’in savunmalarında, örgüt üyeliği suçlamalarına yönelik güçlü deliller bulunmadığı vurgulandı.
İlke TV’nin takip ettiği duruşmada an be an yaşananlar:
10:31 – Duruşma kimlik tespitleriyle başladı.
‘Suçun şahsiliği ilkesi bu iddianame unutulmuş’
11.00 – HDK davasında müdafi avukatlar savunma yapıyor:
“Kişinin tutuklanması için kanaat oluşturabileceğiniz deliller ortada yokken bu yargılama yapılamaz. Delillerin bir an önce toplanmasını talep ediyoruz. Müvekkilimiz Sema Barbaros 2002 yılından bu zamana emek Partisi üyesidir. Sayın hakim, müvekkilim Emek Partisi’nin nasıl bir parti olduğunu gayet detaylı bir şekilde anlattı. Emek Partisi bağımsız bir partidir, mecliste iki milletvekili ile temsil edilmektedir. Müvekkilim Sema Barbaros başka hiçbir siyasi parti ve örgütlenmeden talimat alamaz. Müvekkilim bir insan ömrü verecek kadar yıl boyunca bu partide başarıyla görevlerini sürdürmüştür. Oysa iddianamede PKK/KCK ile ilişkili siyasi oluşumlarla ilişkilendirilerek suçlanıyor. Müvekkilim kendi siyasi partisindeki temsiliyeti gereği başka siyasi parti ve derneklerin etkinliklerine katılmıştır, müvekkilimin örgütlenme hakkının yargılandığını görüyoruz. AİHM bir ülke vatandaşının bir siyasi partiye üye olmasının en temel insan haklarından biri olduğunu söylerken müvekkilimin en temel hakkı ihlal edilmiştir. Bu iddianame yazılırken suçun şahsiliği ilkesinin tamamen unutulduğunu düşünüyoruz.”
11.05 – HDK davasında savunma avukatları savunmalarını veriyor. Savcının adli kontrol tedbirinin de ‘ölçülülük ilkesi’ne aykırı olduğunu belirten avukatlar derhal tahliye talep ettiler:
“Adli kontrol talebine karşı çıkıyoruz. Adli kontrolde ölçülülük ilkesi esastır, müvekkilimizin kaçma şüphesi yoktur ve böyle bir durumda adli kontrol ölçülülük ilkesini ihlal eden bir tedbir olur.”
11.09 – Sema Barbaros salondan çıkarıldı. Hakkında karar verilmesi bekleniyor.
Sema Barbaros’a tahliye kararı
22. Ağır Ceza Mahkemesi HDK soruşturması kapsamında tutuklanan Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’un tahliyesine karar verdi.
11:21 – Yakup Kadri Karabacak ve Ece Yıldız Karabacak salona getirildi.
Tutuklu yargılanan Yakup Kadri Karabacak ve Ece Yıldız Karabacak’ın savunmaları ile HDK davası devam ediyor.
11:27 – Ece Yıldız Karabacak savunmasına başladı.
Ece Yıldız Karabacak’ın savunmasından notlar:
“HDK’de herhangi bir görev almadım. Kaldı ki yasal bir platform olduğu için etkinliklerine katılmakta bir mahsur görmedim. Terör örgütü üyeliği ile yargılanmayı kabul etmiyorum. Bir yurttaş olarak anayasal haklarımı kullandım. 13 yıl önceki gibi tüm canlıların yaşam hakkını savunan, barıştan yana bir insan olarak silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanmayı kabul edemiyorum. Kendimi nasıl savunacağım, 13 yıl önce olmayan bir şeyin olmadığını 13 yıl sonra nasıl kanıtlayacağım? Bu tutukluluk sürecinde 100 günümü ailemden, eşimden, dostlarımdan, bana çok ihtiyacı olan köpeğimden ayrı geçirdim. Benim ailem neden 3 aydır cezaevi kapısındalar? Bu haksızlığın sona ermesini, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.”
11:31 – Yakup Kadri Karabacak savunmasına başladı. Kısa bir savunma yapan Yakup Kadri Karabacak da tahliyesini ve beraatini talep etti.
11:36 – Savcı Ece Yıldız Karabacak ve Yakup Kadri Karabacak’ın adli kontrol tedbiri ile tahliyesini talep etti.
12:00 – Mahkeme avukatların savunmalarının ardından karar için ara verdi.
HDK davasında tahliye kararı
Mahkeme Yakup Kadri Karabacak ve Ece Yıldız Karabacak için tahliye kararı verdi.
HDK davasında Ece Yıldız Karabacak ve Yakup Kadri Karabacak’ın ardından konuşan avukatların savunmalarından iddianamenin içeriğine, tutuklu yargılananlara ve HDK’ye dönük suçlamalara ilişkin notlar:
“Burada bugün yargılanan tüm sanıklar için ortak bir iddianame var. Kopyala yapıştır mantığıyla anlatılan bir hikaye. HDK faal, Taksim’de il binası olan ve dernekler kanununa tabii olan bir kuruluş. Madem HDK’nin varlığı bir suç içeriğiyse yıllardır faaliyetlerini devam ettirmesinin nasıl bir açıklaması var? HDK iddianamede de anlatıldığı gibi Ankara’da kitlesel bir kuruluş kongresi yapıyor, bu kongre yapılırken herhangi bir suç unsuru oluşmamış, son derece yasal bir yapı. İddianamede bir KCK sözleşmesi benzerliği yapılıyor, KCK sözleşmesinde benzerliğe atıf yapılan şey ‘ekoloji’, ‘insan hakları’ gibi kavramlar; bunlar evrensel kavramlar, dolayısıyla kriminalize edilen şeyin herhangi bir sosyolojik yapısı yok.”
“Müvekkilimize yönelik dinleme kararı yokken dinleme yapılmış, dolayısıyla bunlar hukuki olarak delil sayılamaz. Kaldı ki müvekkilimizin söz konusu tapelerinde gündem değerlendirmeleri var, her insan telefonda arkadaşlarıyla ülke gündemini değerlendirebilir, bundan suçlama konusu da çıkmaz örgüt üyeliği de çıkmaz.”
“Bu dosyanın iddianamesinin doldurulma şekli yasadışı dinlemelerle yapılmış tapelerin yıllar sonra önümüze soruşturma olarak sunulması. Keşke gerçek bir ceza dosyası için mesai yapsaydık. Dosyada bir Excel listesinde müvekkilimizin isminin yanında bir kısaltma bulunması üzerinden müvekkilimiz suçlanıyor, bu kısaltmalar başımıza hep iş aşıyor. Demokrasi ve Özgürlük Hareketi dergisinin kısaltması yazılmış oraya, bu bir dergidir, bu derginin bir kapağını da dosyaya sunuyoruz. Ekşi sözlük’te Demokrasi ve Özgürlük Hareketi’ne ilişkin bir ’entry’ bulabildim: Ergenekon çetesine karşı mertçe mücadele ediyorlar, demişler. HDK’nin de aktif sitesine girin, barış dışında bir şey yok, barışı haykırmak dışında yaptıkları bir şey yok. HDK’ye ilişkin herhangi bir terör örgütü bağlantısı bulunmadığı da bir çok mahkemece kesinleşmiş, yargı kararları beraatle sonuçlanmıştır. Esas hakkındaki mütala hazır olduktan sonra yeniden savunmalarımızı yapacağız fakat adli kontrol talebinin reddine karar verilmesini talep ederiz.”
“Kişi haklarından yararlanması gerekirken yararlandırılmayan, her türlü hukuk kaidesinin dışında bırakılan kişiler için düşman ceza hukuku uygulanmakta. İddianamenin girizgahının aslında bu davayla bir ilgisi yok, ne müvekkillerle ne HDK ile ilgisi olmayan şeylerle giriş doldurulmuş. Savcıların görevi iddianameyi hazırlarken sadece aleyhe delilleri değil, lehte delilleri de toplamaktır, ama savcı lehte olan delilleri toplamamış. Bu kişilerin yaptığı faaliyetlere bakarak, toplanan delillere bakarak ‘zehirli ağacın meyvesi zehir olur, hukuka aykırı delillere dayanarak iddianame hazırlayamam’ diyebilirdi. İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi ‘HDK’nin silahlı terör örgütü olduğu veya silahlı terör örgütüyle herhangi bir bağlantısı olmadığı anlaşılmıştır’ diyerek sanıkların ‘beraatine’ karar vermiş. CMK gereği sanıkların derhal beraatine de karar verilebileceğine inanıyoruz. Adli kontrol olmaksızın tahliyelerine ve CMK 223’e göre derhal beraat kararı talep ediyoruz. “
12:12 – HDK davası Aynur Cengiz’in savunması ile devam ediyor.
Bu zamana kadar Sema Barbaros, Yakup Kadri Karabacak ve Ece Yıldız Karabacak olmak üzere 3 kişi savunma verdi, tamamı tahliye kararı verildi.
‘Felçli bir annem varken tutuklanmam orantısız bir cezalandırma’
Aynur Cengiz’in savunmasından notlar:
“Keşke böyle bir yargılama süreci hiç yaşanmasaydı da ortada hiçbir suç unsuru yokken somut bir delil olmadan haksız hukuksuz yere özgürlüklerimizden mahrum bırakılmasaydık. Komşularımızın gözü önünde tüm itibarım zedelenerek evime yapılan operasyonla gözaltına alındı. Gaye insani koşulların hüküm sürdüğü, türlü hak ihlallerinin devam ettiği Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuluyoruz. Hastanelere götürüp getirdiğim felçli bir annem, vasisi olduğum zihinsel engelli bir kızkardeşim varken tarafımla çok rahat iletişime geçilerek hakkımda soruşturma ve kovuşturma yapılabilirdi. Hala tutuklu bulunmam orantısız ve tutarsız olduğu kadar sanki başkaca niyetleri taşır mahiyetinde bir sindirme ve bir cezalandırma yöntemi gibi…”
“Bu ülkede her gün 3 kadın öldürülüyorken, kadınlar sokakta, evde, iş yerinde her türlü şiddete uğruyorken, kadını, emeği, doğayı, barışı savunmak, bunlarla ilgili basın açıklamalarına katılmak suç değil. HDK yasal, meşru bir sivil toplum oluşumuyken, tüm etkinlikleri emniyet birimlerinin bilgisi ve izni dahilindeyken, şiddete çağıran hiçbir etkinlikleri olmamışken, açıkçası bu kadar şeffaf ve barışçıl faaliyetler yürüten bir oluşum nasıl oluyor da yasadışı illegal bir örgüt olarak tarif edilebiliyor? İddianamede yasadışı dinlemelerden elde edilmiş yasadışı delillerlerden farazi bir suç üretilmesi şahsım ve demokratik toplum açısından endişe verici bir durum. Üzerime atılı hiçbir sucu kabul etmiyorum, kimse anayasal haklarını kullandı diye cezalandırılamaz.”
12:23 – Aynur Cengiz savunmasında cezaevindeki hak ihlallerini ve bu konudaki tanıklıklarını paylaşmak istediğinde hakim tarafından savunması kesildi, savunmasında yalnızca iddianamadeki hususlara ilişkin konuşması talep edildi. Bunun ardından Aynur Cengiz son sözleriyle savunmasını sonlandırdı.
HDK davasında bugün 5. tahliye kararı
Mahkeme Ayşe Bengi’nin adli kontrol ile tahliyesine karar verdi.
Bu zamana kadar Sema Barbaros, Yakup Kadri Karabacak, Ece Yıldız Karabacak, Aynur Cengiz ve Ayşe Bengi olmak üzere toplam 5 kişi savunma verdi, tamamı için tahliye kararı verildi.
13:32 – Erkin Barın Göylüler’in savunması ile HDK davası devam ediyor.
Tutuklu yargılanan Erkin Barın Göylüler’in savunmasından notlar:
“HDK bütün halkların, inançların bir araya gelerek ülkenin sorunlarına çözüm aradığı demokratik bir alandır ve bu ülkenin anayasalarına göre kurulmuştur. İddianamede, tapelerde bazı kişilere Whatsapp’a gel dediğim söyleniyor, pakedim bittiğinde kablosuz internete bağlanıp insanlarla WhatsApp üzerinden iletişim kuruyorum. Bir görüşmede de hapishane görüşüne kabul edildiğim bana haber verilmiş, bu anayasal bir haktır, telefon görüşçüsü olmak anayasal bir haktır. Bu insanları sosyal çevremden tanıyorum, bundan kaynaklı görüşçüleri olmak istedim; burada herhangi bir örgütsel mesaj iletmek söz konusu değil, zaten devletin gözetimi altında olan bir iletişimde ben örgütsel mesaj iletemem.”
“Bir Excel dosyasında ismim geçmiş, evet, delegelik bir görevlendirme meselesi değildir, ben milletvekili danışmanı olduğum için bir çok yere çağırılıyorum, HDK’nin bir paneline de davet edildim. Benim danışman olarak davet aldığım yerlere gitmem vazifemdir. Geçtiğimiz yıl Lozan’ın 100. Yılında girdik, bununla ilgili bir etkinliğe katıldım. Lozan üzerinden şu an herkes bir tartışma yürütüyor, tarihi anlatan panellere katılmak suç değildir. bu suç olsaydı İlber Ortaylı da suçlu olurdu.”
“Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nin eylemleri iddianameye suç olarak konulmuş. Anayasaya göre kişiler silahsız bir gösteriye katılabilirler. Bu ülkede bir çok yaşlı ve hasta tutsak var, bunların talebini dile getirmek suç değil. Biz demokratik haklarımızı kullanarak gün o eyleme katıldık.”
“Evimde ele geçirilen kitaplar var. Necip Fazıl Kısakürek’ten Nihal Atsız’a kadar evimde pek çok yazarın kitabı vardır. Herhangi birinin kitabının evimde bulunmuş olması beni örgüt üyesi yapmaz. Necip Fazıl okuduğum için ben İslamcı mıyım? Ya da başka birilerinin kitapları var diye hem liberal hem komünist hem İslamcı olabilir miyim? Toplama kararı olmayan bir kitap neden suç sayılıyor?”
“Biz tutuklandığımız zaman HDK Eş Sözcüleri adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Hangi illegal örgütün mensupları çıkıp böyle açıklama yapabiliyor? Bu kişiler aynı zamanda mecliste milletvekili olarak temsiliyette bulunmuş kişiler. Ayrıca hiçbir illegal örgüt çıkıp da kamuya açık alanda basın açıklaması yapmaz.”
Erkin Barın Göylüler’in savunmasını yapan avukatların savunmasından notlar:
“Erkin Barın’ın evinden alınan kitaplarda alışılmadık bir uygulamayla karşılaştık. Bu kitapların bazı sayfaları Emniyet tarafından defalarca okunarak karşımıza çıkarıldı. Adeta buradan olumsuz bir kanaat yaratmak istediler. Barışa ve çözüme yönelik söylemler düşünüldüğünde samimiyet belirtisi olarak müvekkilimizin tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz.”
14:06 – Mahkeme Erkin Barın Göylüler’in tahliyesine karar verdi.
14:32 – Tutuklu yargılanan Melek Kızılocak salona getirildi.
Melek Kızılocak’ın savunmasından notlar:
“Evimin kapısı kırılarak, yerlere yatırılarak, yaşadığım mahallede itibarım zedelenerek gözaltına alındım. Tutuklu olmamsa örgün eğitimde olan çocuğumu psikolojik ve maddi olarak çok etkiledi. Kaçmam söz konusu değildir, tahliyem durumumda ailemle ve çocuğumla ilgilenmeyi düşünüyorum.”
14:40- Melek Kızılocak’ın savunması sona erdi.
Mahkeme Melek Kızılocak’ın tahliyesine karar verdi.
14:52 – Tutuklu yargılanan Şengül Erdoğan salona getirildi.
Şengül Erdoğan HDK’ye yönelik soruşturma kapsamında yargılanan ve bugün duruşması görülen 8 kişiden sonuncusu.
Şengül Erdoğan’ın savunmasının ardından bugünkü HDK duruşmalarının tamamı sona erecek.
’27 yıllık öğretmenim, kelepçeyle videomun çekilmesi itibar suikastidir’
Şengül Erdoğan’ın savunmasından notlar:
“HDK herhangi bir kurum ve kuruluştan direktif almadığı gibi direktif vermez, veremez de. Kimseden direktif almadım, kimseye direktif vermedim. HDK üye olunup sürekli üye kalınan bir oluşum da değildir. Özgürlük, eşitlik, barış içinde yaşamak istemek her yurttaşın olduğu gibi HDK faaliyetlerinde bulunan insanların da anayasal hakkıdır.”
“27 yıl devlette görev yapmış binlerce öğrenci yetiştirmiş bir öğretmen olarak evimin basılmasını ve ellerim kelepçeyle videomun çekilerek gözaltına alınmamı bir itibar suikasti olarak görüyorum.”
“2025 yılı aile yılı ilan edilirken ben ailemle telefonda dahi konuşamıyorum. Haksız, hukuksuz şekilde 3 aydan fazladır cezaevinde tutulmam nedeniyle tedavi sürecim aksadı, cezaevi koşullarında farklı sağlık sorunlarım da oluştu. Bu savunmayı cezaevinde elektrikler kesik olduğu için bir mum ışığıyla hazırladım, bu benim savunma hakkımın da ihlalidir.”
Mahkeme bugünkü son savunmayı veren Şengül Erdoğan’ın tahliyesine karar verdi.
Tahliye kararı salonun dışında alkışlarla karşılandı.
HDK soruşturması kapsamında tutuklanan 8 kişi bugün İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Tutuklu yargılanan Sema Barbaros, Yakup Kadri Karabacak, Ece Yıldız Karabacak, Aynur Cengiz, Ayşe Bengi, Erkin Barın Göylüler, Melek Kızılocak ve Şengül Erdoğan olmak üzere bugün ilk duruşması görülen 8 kişinin tamamına tahliye karar verilerek bugünkü HDK duruşmalarının tamamı sona erdi.