1 Kasım Dünya Kobanê Günü’ne ilişkin Özgür Kadın Hareketi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti), Demokratik Birlik İnisiyatifi yazılı açıklama yaptı.
DBP tarafından yapılan açıklamada 2014’te Kobani’de IŞİD’in yenilgiye uğratıldığına dikkat çekildi. “Kobani, özyönetim mücadelesine doğru yolculukta, özgür kadın paradigmasının gelişiminde ve yeni bir demokratik yaşamın inşasında dünya halkları için bir güç ve inanç kaynağı oldu” denilen açıklamada, “Bu zaferle, yalnızca Kürt halkı için değil, tüm ezilen halklar için yeni bir yaşam modelinin kapıları açıldı” ifadeleri kullanıldı.
Kobani’de IŞİD’e karşı verilen savaşımının Kuzey ve Doğu Suriye’de yeni bir evreye girilen bir sürecin başlatıldığı hatırlatılan açıklamada, “Bu gelecekte, inanç, kültür, kimlik ve farklılıklara bakılmaksızın herkes için özgürlük, eşitlik ve adalet hüküm sürmektedir” denildi. 1 Kasım Dünya Kobani Günü’nün kutlandığı açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Kobani’nin korunması ahlaki ve siyasi bir sorumluluk olarak dünya gündeminde yer almalıdır. Bu da ancak üçüncü yol ilkeleriyle, demokratik siyasetin geliştirilmesiyle mümkündür. Bu vesileyle, bir kez daha yüzyılın direnişini selamlıyor, tarihe damga vuran fedakarlıkları minnet ve saygıyla anıyoruz.”
Özgür Kadın Hareketi’nden açıklama
Özgür Kadın Hareketi ise yaptığı açıklamada IŞİD’e karşı kadın öncülüğünde gelişen bir mücadelenin yaratıldığına dikkat çekilerek, “Kadın kırımı, kültürel soykırım, eko kırım bir bütünen bu örgüt eliyle gerçekleştirilmek istendi. Ama tarihin hiçbir döneminde karşılaşılmamış toplumsal bir direnişle kadın öncülüğünde yok edildiler. Bu direniş aynı zamanda toplumun demokratik, kadın özgürlükçü ve ekolojik değerlerle yeniden inşa edildiği yıkılmaz bir öz savunmaya dönüştürüldü” denildi.
DEM Parti: Demokratik Toplum Sürecinin gelişmesine zemin hazırlamıştır
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti ) açıklamasında ise “Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobani kentinde IŞİD karanlığına karşı kadınların öncülüğünde insanlığın kazandığı Kobani zaferini 11’inci yıldönümünde selamlıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Kobani’de tekçi, mezhepçi ve erkek egemen zihniyete karşı insanlık tarihinin en görkemli direnişlerinden birinin gerçekleştiği belirtilen açıklamada, “Bu direniş, halkların ortak bir yaşam kurduğu ve tüm dünyaya model olarak sunduğu Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi modeli ile tüm dünyaya ışık olmaya devam etmektedir. Kadın mücadelesi öncülüğünde geliştirilen Kobanê direnişi, bugün eşit ve özgür yaşamın umudu olan Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin gelişmesine zemin hazırlamıştır” diye belirtildi. Açıklamada şunlar da yer aldı:
“İçinde bulunduğumuz bu tarihsel süreçte Ortadoğu merkezli yürüyen paylaşım savaşlarının yarattığı ağır toplumsal sonuçlar Sayın Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının ne kadar yaşamsal olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Suriye’de küresel güçlerin ulus devletler eliyle kışkırttığı milliyetçilik ve mezhep çatışmaları ve derinleşen toplumsal kutuplaşma, Rojava’da somutlaşan toplumsal sistemin tek alternatif olduğunu göstermiştir.
Sayın Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği Barış ve Demokratik Toplum paradigması ruhuyla, halkların inanç ve dayanışma ile kendi kaderlerini kendi elleriyle yazdığı Kobanê Devrimini selamlıyoruz, bu devrimci anlayışı geliştirme ve savunma kararlılığımızı yineliyoruz. 1 Kasım Dünya Kobanê Günü başta Kürt halkı olmak üzere tüm dünya halklarına kutlu olsun.”
DBİ: Halkaların zaferi
Demokratik Birlik İnisiyatifi ise yaptığı yazılı açıklama ile 1 Kasım Dünya Kobani Günü’nü kutladı. Kobani’nin halkların, inançların ve kadınların zaferi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Eşsiz mücadelesiyle Kobani, bugün insani değerlerin, onurlu bir yaşamın, halklar arasında kardeşliğin simgesidir. Kurtuluş kıvılcımı orada ‘Jin, Jiyan Azadî’ sloganıyla yakıldı ve hâlâ tüm dünyada yankılanıyor. Bu nedenlerle 1 Kasım, dünya halkları, aydınlar, devrimciler, sivil toplum örgütleri ve Nobel ödüllüleri tarafından Kobanê Günü ilan edildi” denildi. Açıklamada ayrıca, “Suriye geçici hükümetine, Kürtler, Dürziler, Araplar, Aleviler ve Hristiyanlar da dahil olmak üzere hiç kimsenin yeni Suriye sisteminden dışlanmamasını sağlama çağrısında bulunuyoruz. Bu bağlamda, tüm asimilasyon ve dağılma politikalarından vazgeçilmeli ve demokratik entegrasyona doğru adımlar atılmalıdır. Zira Suriye’de ve tüm Orta Doğu’da daha iyi bir geleceğe ancak barışçıl ve demokratik bir yaklaşımla ulaşılabilir. Bu duygu ve düşüncelerle, 11 yıl önce IŞİD’in vahşi saldırılarına karşı Kobani etrafında kenetlenen özgürlük ruhunu bir kez daha saygıyla selamlıyor, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nü kutluyoruz” ifadeleri kullanıldı.
IŞİD’in 15 Şubat 2014’te Kobani’ye saldırısı
15 Eylül 2014’te IŞİD Kobani’ye yönelik bir saldırı başlatıldı. IŞİD’in Irak ve Suriye’deki alan hakimiyetinin en geniş sınırlarına vardığı bu dönemde büyük bir askeri güç, Kobani’yi 3 cepheden kuşatmaya aldı.
Köylerde başlayan katliam saldırıları kısa bir sürede kent merkezine dayandı. IŞİD’e karşı verilen savaşım bir simgeye dönüştü. Kobani, katliamcılığın ve terörün en karanlık yanıyla yüzleşti. Kobani’de IŞİD’e karşı savaş 134 gün sürdü.
ABD öncülüğünde oluşturulan Uluslararası Koalisyon’un kentte direnen Kürt güçlerine hava desteği sağladı.
Bu süreçte Peşmerge, Türkiye üzerinden Kobani’ye gönderdiği güç ile direnişe destek verdi.
Türkiyeli sosyalist-devrimci parti ve örgütler de bilfiil Kobani’ye destek verdi.
Kobani’de IŞİD’in yenilmezlik miti yerle bir edildi.
Kobani’deki savaşı Nazi ordularının yenilgisinin başlatıldığı Stalingrad Savaşı’na benzetildi.
Kobani’ye destek için Türkiye’de 6-7 Ekim protestoları başlatıldı.
1 Kasım 2014’te, Nobel Barış Ödülü sahipleri, akademisyenler, yazarlar ve sivil toplum örgütleri tarafından “Dünya Kobanê Günü” ilan edildi.
2014’te Kobanê kuşatmasıyla uluslararası gündeme gelen IŞİD saldırıları, bölgenin en kritik güvenlik sınavıydı.
Bugün ise kentte sağlıktan eğitime kadar bir çok alanda sistem oluşturuldu.
Kadınların öncülüğünde kurulan bu yeni yaşam modeli, kimliksizleştirilmiş halkların yeniden kendini var ettiği, halkların birlikte yaşamayı öğrendiği ve demokratik temellerde bir arada yaşama iradesinin hayata geçirildiği bir örnek olarak tarih sahnesindeki yerini koruyor.
