• Ana Sayfa
  • Gündem
  • 15 yaşındaki çocuğa cinsel istismar: Savcılığın sanık polis hakkındaki tutuklama talebi 4 kez reddedildi

15 yaşındaki çocuğa cinsel istismar: Savcılığın sanık polis hakkındaki tutuklama talebi 4 kez reddedildi

Anne İpek Çelikkanat “Adalet istiyorum, bir ömür sürse de mücadele edeceğim, susmayacağım” dedi.

15 yaşındaki çocuğa cinsel istismar: Savcılığın sanık polis hakkındaki tutuklama talebi 4 kez reddedildi
15 yaşındaki çocuğa cinsel istismar: Savcılığın sanık polis hakkındaki tutuklama talebi 4 kez reddedildi
Şirin Bayık
  • Yayınlanma: 23 Ocak 2025 14:36
  • Güncellenme: 24 Ocak 2025 11:01

6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra ailesi ile birlikte akrabalarının bulunduğu Şırnak iline yerleşen 15 yaşındaki kız çocuğu I.Ç.’yi, 13 Haziran-17 Haziran-7 Temmuz ve 22 Temmuz 2024 tarihlerinde istismar ettiği iddiasıyla hakkında dava açılan polis memuru O.Y. ilk duruşmada serbest bırakıldı. Daha önce savcılık tarafından hakkındaki üç yakalama ve tutuklama talebi reddedilen O.Y.’nin ‘çocuğa karşı nitelikli cinsel istismarı’, ‘çocuğa karşı silahla tehdit’ ve ‘çocuğa karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlamasıyla ile yargılandığı davanın ilk duruşması 20 Ocak’ta görüldü. Bir sonraki duruşma 3 Mart 2025’e ertelendi.

Müşteki avukatı Metin Özçınar yaşananları anlattı

Dosya hakkında İlke TV’ye konuşan müşteki avukatı Metin Özçınar, sanığın kolluk kuvvetlerine bağlı olmasına dikkat çekerek, olayı şöyle anlattı: “Şu konu önemli ki aile Şırnaklı bir aile değil, çocuk ve annesi 6 Şubat depreminin ardından Şırnak’a bir yakınları vesilesiyle göç eden depremzede bir aile. Hatay’dan gelen aile Kürtçe’yi bilmiyor haliyle. Tanıdıkları pek kimse yok. Yanlarında Türkçe konuşabilen ve kaldı ki kolluk kuvveti olan biriyle tanışınca güven duyuyorlar.  Olay, çocuğun okulda fenalık geçirmesi ile açığa çıktı. Okul arkadaşlarına bazı problemler yaşadığını ve bunu ailesine bile anlatamadığını, anlatması durumunda kötü şeylerin yaşanacağını söyleyerek ağlama krizi geçiriyor. Okuldaki iki arkadaşına cinsel istismara uğradığını anlatmış. Bu olay okul müdürüne aktarılıyor. Aile ve okul müdürü olayı polise intikal ettiriyor. Bizim de dahlimiz bu şekilde oldu. İfadeler alındı. Kız çocuğu ilk ifadesinde korkudan bazı şeyleri net aktaramadı. Bunun üzerine savcılık ek bir ifade alınması talimatı verdi. Çocuk İzleme Merkezi’nde pedagog eşliğinde tekrar ifadesi alındı.”

‘Tutuklama talebine yarım saat dolmadan red kararı verildi’

Özçınar, soruşturma savcısının ilk tutuklama talebinin reddeden mahkemenin ışık hızıyla sanık O.Y.’yi serbest bıraktığını söyledi. “Savcılığın dikkat ettiği mesele, bu olayın valiliğin zırhlı aracında 4 ayrı kez yaşanması oldu. Zırhlı araç içinde sanık dilediği noktadan rahatça geçiyor. Çocuğu sürekli şehir dışına götürerek istismar eylemini gerçekleştirmiş. Daha sonra da mesaj yoluyla da taciz eylemlerini devam ettirmiş. Son vukuatı ise çocuğu evine götürmesi, istismar etmesi ve çocuğa zorla eczaneden aldığı ‘ertesi gün hapı’ içirmesi oldu. Savcı da bunun üzerinde durarak tutuklama talebinde bulundu.”

İlk savcının tutuklama talebinin reddine itiraz ettiklerini söyleyen Özçınar, dosyaya kadın bir savcının atandığını onun da hemen yakalama ve tutuklama talebini mahkemeye ilettiğini söyledi. “Mahkeme yeni gelen savcının da talebini reddetti. Araya bir hafta girmeden dosyaya hem sanığın hem mağdurun telefon incelemelerinin girmesi neticesinde kız çocuğunun doğru söylediği, tehdit edildiği ve tacize uğradığı açığa çıktı. Bunun üzerine dosyaya yeni atanan savcı tekrar yakalama ve tutuklama talebinde bulundu. Ancak yarım saat geçmeden mahkemeden red yanıtı geldi. Sanık adliyeye dahi getirilmedi.”

3 ayrı savcının 4 kez tutuklama talebi reddedildi

Hakkındaki üç tutuklama talebi de reddedilen sanık 20 Ocak’ta mahkemeye çıktı. Özçınar, duruşmada başka bir savcının tutuklama yönünde mahkemeye baskı yaptığını ancak müşteki avukatları ve Şırnak Barosu’nun avukatlarının tutuklama talebinin de bir kez daha reddedildiğini söyledi.

Davayı değerlendiren Özçınar, “Maalesef polislerin sanık olarak suçlandığı cinayet olsun, taciz olsun fark etmeksizin pek çok dosyada benzer durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu süreçte şunu öğrenmiş olduk, sanığın babası eski bir emniyet müdürüymüş. Yani bunun üzerinden kaldı ki valiliğin koruması olmasından mütevellit korunuyor olabileceğini de düşünüyoruz. Şırnak Barosu’nu davaya dahil etmeye çalıştığımızda ise mahkeme çok sert bir dille maalesef Şırnak Barosu’nu bir dahaki duruşmaya almak istemediklerini belirtti.”

‘Yaşanan olay normal bir olay değil’

Dosyanın cezasızlıkla sonuçlanmasından endişe ettiğini dile getiren Özçınar, bu nedenle konuyu kamuoyuyla paylaşmak istediklerini söyledi. Bir sonraki duruşmada tüm barolara, kadın ve çocuk hakları derneklerine çağrıda bulundu: “Biz artık bu olayın duyulmasını istiyoruz. Çünkü yaşanan olay, normal bir olay değil. Bu olayın çok daha sistematik, çok daha karmaşık  olduğu konusunda hukukçular olarak fikir birliği içerisindeyiz.”

Av. Emine Özdemir: Sanığın babası eski emniyet müdürü

Dava dosyasını İlke TV’ye değerlendiren Şırnak Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Emine Özdemir de soruşturma süreci boyunca savcılık tarafından üç kez tutuklama talebine rağmen Şırnak Sulh Ceza Hakimliği tarafından bu talebin reddedilmesine ve son olarak duruşmada da tutuklama talebinin reddedilmesine dikkat çekti. Av. Özdemir, “Sanık Şırnak’ın Valisi korumasıdır. Sanığın babası eski emniyet müdürü. Duruşmada vali koruması olan sanık O.Y. tarafından 15 yaşındaki Hataylı depremzede olan kız çocuğuna defalarca kez Valiliğe ait zırhlı araç içerisinde uygulanan nitelikli cinsel istismarı olayında sanık O.Y. soruşturmanın en başından itibaren tutuksuz yargılanmaktadır. Dosyanın 20 Ocak tarihli ilk duruşmasında müşteki vekili ve Şırnak Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi olarak sanığın kaçma ve delil karartma şüphesi olduğundan yargılamasının tutuklu yapılması talep etti. Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın tutuklanması yönünde mütalaa verildi ancak Şırnak 3. ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından oy birliği ile tutuklama talepleri reddedildi. Müşteki vekilinin tanık dinletme ve delil toplatma talebi de aynı şekilde mahkemece reddedildi. Merkezimizin katılma talebi de reddedildi” şeklinde konuştu.

Mahkeme heyetinin tutumuna da değinen Özdemir, “Neden kaçmaya çalışmadın, bağırmadın’ gibi sorular sordular. Mağdur ocuğa böyle sorular sormak kabul edilemez” dedi.

Anne Çelikkanat: Herkesten yardım talep ediyorum

I.Ç.’nın annesi İpek Çelikkanat da kızı için adalet talebinde bulundu. “Depremde her şeyimiz gitti. Ben, annem ve kızım birlikte yaşıyoruz. Kızım zaten 2010’da babasını kaybetti. Geçen sene eylül ayında geldik. Benim şehrim yıkıldı. Böyle bir zarar gördük ve benim kızım hiç iyi değil. Hak, adalet neyse onu istiyorum, daha fazlası değil. Kızımın canı nasıl yandıysa, tehditle o kadar ay nasıl susturulduysa o adaleti istiyorum. Bir anne olarak susmayacağım, arkamda kimse olmasa da tek başıma olsam da pes etmeyeceğim. Bu şehirden de adalet yerini bulana kadar da ayrılmayacağım. Kalbimdeki yara dinecek mi dinmeyecek ama elimden ne geliyorsa yapacağım ve benim kızımın utanacağı bir şey yok. Bu saatten sonra ne yapmam gerekiyorsa yaparım. Herkesin çocuğu olmasa da bir yerlerden dokunduğu birileri vardır. Ben bu yardımı herkesten talep ediyorum.”

‘Adaletin işlemesi için kızımın ölmesi mi gerekiyor?’

“Benim kızım çok şükür ki susmadı, susan bir sürü insan var. Kızım konuşabildi ve ben sonuna kadar kızımın arkasındayım. Kızım hem babasını kaybetti. Hem büyük bir yıkım yaşadı, evini kaybetti. Zorlu süreçler geçirdik. Benim kızım 15 yaşında, karşı taraf 27 yaşında ve kızımın acılarını kullanarak bir çocuğa bunu yapamaz. Bir çocuğun üzerine kimse bu travmayı bırakamaz ki o şahsı abi olarak görüyordu. Ben bir anneyim sonuna kadar mücadele edeceğim. Benim kızımın canına kastetmesi mi gerekiyor adaletin ve hakkın tam olması için? Bu noktaya mı gelmemiz gerekiyor adaletin işlemesi için? Bir ömür de sürse ben susmayacağım.”

‘Para teklif ettiler’

Sanığın avukatının ailesinin uzlaşmak için para teklifinde bulunduğunu da söyleyen Çelikkanat, “Para teklif ettiler. Çocuklarını korumaya çalışıyorlar, maddiyatla kapatmaya çalıştılar. Hiçbir şekilde bugün de yarın da uzlaşmada yokum. Ne maddi ne manevi. Onun evladı bu şeyi yaparken, benim evladımın gördüğü zarar hiçbir şekilde telafi edilemez” dedi.