• Ana Sayfa
  • Manşet
  • 151 akademisyenden Suriye’deki Aleviler için uluslararası topluma çağrı

151 akademisyenden Suriye’deki Aleviler için uluslararası topluma çağrı

151 akademisyen: “Uluslararası toplumu, Suriye’deki yeni rejimle birlikte ağır hedef altında bulunan Alevi halkının sesinin ve taleplerinin duyulabileceği temel hak ve özgürlüklere dayanan bir politik atmosferin oluşmasına, Suriye’deki tüm halkların eşit haklara sahip olduğu gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının inşasına katkı sunmaya davet ediyoruz.”

151 akademisyenden Suriye’deki Aleviler için uluslararası topluma çağrı
151 akademisyenden Suriye’deki Aleviler için uluslararası topluma çağrı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 1 Eylül 2025 14:17

Türkiye’den 151 akademisyen, Suriye’de Alevilere yönelik son dönemde artan saldırılara dikkat çekerek uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.

Yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler raporlarına ve bağımsız insan hakları örgütlerinin bulgularına atıfla, özellikle Mart 2025’te gerçekleştirilen saldırılarda binlerce sivilin yaşamını yitirdiği, işkence, yargısız infaz, zorla göç ve kutsal mekânlara saldırılar gibi ihlallerin sistematik bir boyut kazandığı ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, Suriye’de akademisyenlerin ve bilim insanlarının da hedef alındığı, bu durumun hem akademik özgürlüğü hem de düşünce hürriyetini tehdit ettiği vurgulandı.

“Suriye’deki Alevilere Yönelik Toplu Katliam ve Sistematik Kırıma Dair Uluslararası Topluma Çağrı” başlıklı çağrının tam metni şöyle:

“Bir yandan ülkemizde de her daim tehdit altında yaşayan ve ağır ayrımcılığa uğrayan Alevi yurttaşlarımızın yanında olan bizler, tüm dünyada barışın, eşitliğin, demokratik bir yaşamın, insandan, doğadan ve toplumdan yana bilimin savunucuları ve üreticileri sıfatıyla, Suriye’de yaşanmakta olan gelişmeleri büyük bir kaygıyla takip etmekteyiz. Bu kaygımız aslında Suriye’de çatışmaların başladığı 2011 tarihinden beri işlenen ağır hak ihlallerinin arasında Alevilere yönelik işlenen suçların, tüm diğer halklara yönelik işlenenlerin arasında adeta en görünmez kılınan ihlaller olmasından kaynaklanmaktadır. Suriye’de olanlara dair ülkemizdeki ve dünyadaki bu tehlikeli suskunluk ülkemizdeki Alevi toplumunun tedirginliğini büsbütün artırmakta ve yaşam güvencesini ağır biçimde zedelemektedir.

Ana akım medyada Suriye’de özgürlükçü ve demokratik bir siyasi yapının inşasının gerçekleştiği iddia ediliyor. Bu iddiayı hiçbir şekilde inandırıcı bulmuyoruz. Gerçekte olanlar, muktedir güçlerin söyleminden farklı ve çok daha kaygı vericidir.

Son aylarda, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 11 Ağustos 2025 tarihli raporunda (A/HRC/59/CRP.4) kayıt altına alındığı üzere, Suriye’nin kıyı ve batı merkez bölgelerinde, özellikle Alevi topluluklarının yoğun yaşadığı yerlerde geniş çaplı ve sistematik insan hakları ihlalleri gerçekleşmiştir. Rapor, sivillere yönelik bu ihlallerin şu anki ara hükümetin emri çerçevesinde işlendiğini belirtmektedir (https://www.ohchr.org/sites/default/files/documents/hrbodies/hrcouncil/sessions-regular/session59/a-hrc-59-crp4-en.pdf).

Bu ihlaller arasında; kasten öldürme, işkence, kaçırma, yargısız infaz, dini/mezhepsel temelde aşağılama, ölülerin teşhiri, yağma, mal varlığı ve tarım alanlarının yakılması, sağlık tesislerine saldırı gibi, uluslararası insancıl hukuk kapsamında savaş suçları olarak değerlendirilebilecek eylemler bulunmaktadır.

Mart 2025’te Alevilere yönelik yapılan katliamlar sırasında yaklaşık 1.400 Alevi öldürülmüş, bunların çoğunluğu sivil, yaklaşık 100’ü kadın olmuştur. Sadece birkaç gün içinde gerçekleşen bu saldırılar, Banyas, al-Muhtariya, al-Haffa gibi yerleşim yerlerinde toplu infazlar, cesetlerin parçalanması ve sosyal medyada teşhiri gibi insanlık dışı yöntemler ile hafızalara kazınmıştır.

BM raporu, geçici hükümetin bu ihlalleri ‘devlet politikası’ kapsamında planladığına dair kanıt bulunmadığını, ancak hükümetin kontrolü altındaki bazı güvenlik birimlerinin ve onlara yakın sivillerin bu suçları işlediğini ve hükümetin gerekli önleme ve koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini vurgulamaktadır. Oysa sahadan gelen bilgiler hem katledilen-kaçırılan kişi sayısının çok daha yüksek olduğuna hem de bu katliamlarda geçici hükümet durumundaki HTŞ güçlerinin sorumluluğuna işaret etmektedir.

Örneğin, ‘Human Rights and Humanitarian Follow-up Committee (Syria)’nın 23 Mart 2025 tarihli raporuna göre, toplu katliamların yoğunlaştığı 7- 9 Mart tarihlerinde, 2200’ün üzerinde sivil Alevi katledilmiştir:

‘İlk üç gün içinde 25 katliam gerçekleşti ve bu olaylar belgelerle kayıt altına alındı. Ayrıca 811 video çekildi ve 2.246 kurbanın ismi doğrulandı. Kurbanların çoğu gençti; ancak yaşlılar, çocuklar ve kadınlar da bulunuyordu. Hepsi yalnızca Alevi mezhebine mensup oldukları için hedef alınmıştı. Diğer mezheplerden 42 kişi de bu sivil insanlara sempati gösterdikleri ve onları korumaya çalıştıkları için öldürüldü.’ (Human Rights and Humanitarian Follow-up Committee (Syria), Who sows hatred, reaps mass murder. Genocide on the Syrian coast – Preliminary report, 23.03.2025.)

Mevcut siyasi istikrarsızlık, terör ve şiddet ortamında Alevilerin durumu daha da özgül ve hassastır. Siyasi baskı, mezhepçilik ve korku ikliminde topluluğun kendisine yapılan saldırıları açıkça ifade etme kanallarının sınırlı olduğunu görüyoruz. Ayrıca, eski rejimin şiddet karnesi bu topluluğa mâl edilmeye çalışılmaktadır. Açık katliamların yanı sıra, zamana yayılan ve örtülü yöntemlerle yürütülen bir yok etme politikası da söz konusudur: İşsiz ve gelirsiz bırakma yoluyla açlığa ve sefalete mahkûm etme, zorla göç ettirme, tarım arazileri ve ormanların yakılması, kaçırma, işkence, yargısız infaz ve kutsal mekânlara saldırılar bu politikanın parçalarıdır.

Tüm bunların yanı sıra, meslektaşlarımıza yönelik baskı ve tehditleri de şiddetle kınıyor, tüm uluslararası akademik topluluğun dikkatine getiriyoruz. Bilim insanlarının yine hedefte olduğunu görmek kaygı vericidir. Aylar önce kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Hums Üniversitesi mensubu Dr. Racha el-Ali’nin durumundan derin endişe duyuyor, kendisinin güvenliğinin derhal sağlanmasını talep ediyoruz.

Ayrıca, bilim dünyasının önemli isimlerinden Kimyager Dr. Hassan İbrahim, Ocak 2025’te iş yerinden ayrıldıktan sonra kaçırılmış, beş gün sonra Şam’ın kırsalında başından vurulmuş olarak bulunmuştur.

Mikrobiyoloji alanında, özellikle antibiyotik direnci ve halk sağlığı konularında önemli katkılar sunmuş bir bilim kadını olarak örnek bir figür olan Dr. Zahra Hemsiya ise, Aralık 2024’te Şam’daki evinde gece saatlerinde düzenlenen silahlı baskında hayatını kaybetmiştir (Suriye’de Alevi Soykırımı Dosyası, Ehlen).

Bu vakalar, Suriye’de akademik özgürlüğün, düşünce ve ifade hürriyetinin de hedef alındığının somut göstergeleridir ve bizler meslektaşlarımıza yönelik bu kıyımların da takipçisi olacağız.

Uluslararası toplumu, Suriye’deki yeni rejimle birlikte ağır hedef altında bulunan Alevi halkının sesinin ve taleplerinin duyulabileceği temel hak ve özgürlüklere dayanan bir politik atmosferin oluşmasına, Suriye’deki tüm halkların eşit haklara sahip olduğu gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının inşasına katkı sunmaya davet ediyoruz.”

İmzacılar:

Adnan Şahin, Maliye; Ahmet Bülent Özer, İktisat; Albert Ali Salah, Bilgisayar Mühendisliği; Ali Çeliksöz, Mikrobiyoloji-Parazitoloji; Ali Haydar Konca, Hukuk; Alpar Sevgen, Fizik; Alper Açık, Psikoloji; Aslı Kayhan, Sosyoloji; Aslı Odman, Sosyal Bilimler; Aslı Takanay, Çeviribilim; Aslı Telli, Medya ve İletişim Çalışmaları; Atilla Göktürk, Kamu Yönetimi; Aydın Gelmez, Felsefe; Aydın Örnek, İktisat; Aydoğan Kars, İslam Çalışmaları; Ayfer Karakaya-Stump, Tarih; Ayşe Gözen, İktisat; Ayşe Gül Yılgör, İşletme; Ayşe Serdar, Sosyoloji; Barış Ünlü, Sosyoloji; Barış Yapışkan, Fizik; Başak Demir, Sosyoloji; Bediz Yılmaz, Sosyoloji, Tarım; Bedriye Poyraz, İletişim Sosyolojisi; Beyza Üstün, Çevre Teknolojisi, Ekoloji Politik; Birgül Kutan, Sosyal Bilimler; Can Candan, Film ve Medya Çalışmaları; Celil Kaya, Uluslararası İlişkiler; Cem Özatalay, Sosyoloji; Cem Terzi, Genel Cerrahi; Cemre Okumuş, Film Çalışmaları; Cengiz Arın, Siyaset Bilimi; Cihan Ziya Tuğal, Sosyoloji; Demet Bolat, Sosyoloji; Deniz Mardin, Halk Sağlığı; Deniz Yonucu, Sosyoloji; Derya Keskin, Çalışma Sosyolojisi; Didem Dayı, Görsel İletişim Tasarımı; Dilşa Deniz, Antropoloji; E. Ahmet Tonak, İktisat; Ece Algan, İletişim Bilimleri; Ecehan Balta, Siyaset Bilimi; Elif Sandal Önal, Siyaset Bilimi, Sosyal Psikoloji; Emrah Günok, Felsefe; Engin Karaman, Veri Bilimi; Eren Paydaş, Hukuk; Ergün Özgür, Göç ve Mülteci Çalışmaları; Erkan Muniroğlu, Maliye; Esin Gülsen, Siyaset Bilimi; Esra Ergüzeloğlu, Kamu Yönetimi; Esra Mungan, Psikoloji; Eylem Çamuroğlu Çiğ, Medya ve İletişim Çalışmaları; Fatma Gök, Eğitim Bilimleri; Feryal Saygılıgil, Sosyoloji; Fikret Başkaya, İktisat ve Yakın Tarih; Fırat Karçal, Sosyal Hizmet; Gençay Gürsoy, Nöroloji; Gülhan Türkay, Veteriner Hekimliği; Hacer Ansel, Bilim, Teknoloji ve Toplum; Hakan Altun, Tiyatro; Hakan Gürvit, Nöroloji; Hakan Mertcan, Hukuk; Halil İbrahim Yenigün, Siyaset Bilimi; Hasan Şahintürk, Tiyatro; Haydar Durak, Patoloji; Heysem Kaya, Bilgisayar Bilimleri; Işıl Ünal, Eğitim Bilimleri; İlker Cörüt, Milliyetçilik Çalışmaları; İsmail Kaplan, Pedagoji; Kenan Engin, Ziraat, Orman ve Su Ürünleri; Koray Sakarya, Çevre Bilimleri; Kuban Altınel, Endüstri Mühendisliği; Kumru Toktamış, Siyaset Sosyolojisi; Kuvvet Lordoğlu, Çalışma Ekonomisi; Latife Akyüz, Sosyoloji; Leyla Şimşek-Rathke, Sosyoloji; Lütfiye Bozdağ, Güzel Sanatlar; Mahmut Ağbaht, Dilbilim; Mehmet Rauf Kesici, Sosyal Politika ve İş Ekonomisi; Mehmet Türkay, İktisat; Mehmet Uğur, İktisat; Mehmet Zencir, Halk Sağlığı; Mehtap Tosun, Sosyoloji; Melahat Kutun, Siyaset Bilimi; Melih Kırlıdoğ, Bilgisayar Mühendisliği; Meral Camcı, Çeviribilim; Meryem Koray, Çalışma Ekonomisi; Mesut Coşkun, Matematik; Metin Altıok, İktisat; Murat Büyükyılmaz, İktisat ve İletişim; Murat Özyüksel, Tarih; Mustafa Kemal Coşkun, Sosyoloji; Mustafa Şener, Siyaset Bilimi; Muzaffer Kaya, Sosyoloji; Nermin Biter, Biyoloji; Neşe Özgen, Sosyoloji; Nihan Aksakallı, Oral Patoloji; Nil Mutluer, Karşılaştırmalı Cinsiyet Çalışmaları; Nilgün Erdem, İktisat; Nilgün Toker, Felsefe; Nur Bekata Mardin, İşletme, İstatistik; Onur Aytaç, Film ve Medya Çalışmaları; Onur Hamzaoğlu, Halk Sağlığı;  Orhan Kaya, Psikoloji; Öget Öktem Tanör, Nöropsikoloji; Özgür Müftüoğlu, Çalışma Ekonomisi ve Sosyal Politika; Özlem Altıok, Uluslararası Çalışmalar, Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları; Özlem Köseoğlu Örnek, Halk Sağlığı Hemşireliği; Özlem Özkan, Halk Sağlığı; Ramazan Kurt, Felsefe; Rana Gürbüz, İktisat; Rezan Tuncay, Nöroloji; Rıfat Okçabol, Eğitim Bilimleri; Salih Can Açıksöz, Antropoloji; Savaş Ergül, Felsefe; Seçil Dağtaş, Antropoloji; Seçkin Özsoy, Eğitim Bilimleri; Selim Çakmaklı, İktisat; Selim Eskiizmirliler, Sinirbilim; Selim Temo, Edebiyat; Sema Bayraktar, Bankacılık ve Finans; Serdar Başçetin, Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet; Sevil Çakır, Sosyoloji; Sevilay Çelenk, İletişim; Sibel Özbudun, Sosyal Kültürel Antropoloji; Sinan Araman, İktisat; Suzan Yazıcı, Gerontoloji; Şahika Yüksel, Ruh Sağlığı; Şahin Kapıkıran, Psikolojik Danışma; Şebnem Korur Fincancı, Adli Tıp; Şebnem Oğuz, Siyaset Bilimi; Tahsin Yeşildere, Veteriner Hekimliği; Taner Özbenli, Nöroloji; Taylan Akgül, İktisat; Taylan Koç, Siyaset Bilimi; Tezcan Durna, İletişim; Tolga Tören, İktisat; Tuna Altınel, Matematik; Uğur Kutay, Sinema; Ulaş Bayraktar, Kent ve Yerel Yönetimler; Ülkü Güney, Sosyoloji; Ümit Biçer, Adli Tıp; Veli Mert, Güzel Sanatlar; Yasemin Acar, Sosyal Psikoloji; Yasemin Özgün, Siyaset Bilimi; Yücel Demirer, Siyaset Bilimi; Yüksel Akkaya, Sosyal Politika; Zelal Beyaz Karçal, İktisat; Zeynep Kadirbeyoğlu, Siyaset Bilimi; Zeynep Tül Akbal Süalp, Sosyoloji ve Sinema; Zeynep Türkyılmaz, Tarih. (T24)