Newroz Bayramı bu yıl en az 89 merkezde “Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu” sloganıyla kutlanacak. Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Mardin Kapı’da Newroz deklarasyonu açıklandı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın aralarında olduğu çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisi açıklamaya katıldı. Berdan Öztürk, metnin Kürtçesini okudu.
Newroz deklarasyonu
Newroz deklarasyonunda Newroz’un Kürtler açısından önemine vurgu yapılarak, “Bugün Newroz ruhunu yaşatmanın en büyük anlamı, Kürt halkının özgürlüğü çerçevesinde demokratik toplum ve barış için mücadeleyi büyütmektir” denildi. Abdullah Öcalan’ın İmralı Heyeti ile birlikte 27 Şubat’ta açıkladığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na da dikkat çekilen deklarasyonda, “27 Şubat tarihinde halkların ortak yaşamını ve onurlu barışını tesis etmek için yeniden güçlü tarihi çağrıyı yapmıştır” diye belirtildi.
‘Öcalan’ın özgür çalışma koşulları sağlanmalı’
‘Ulusal birlik’ vurgusu
Kadın mücadelesinin de önemi vurgu yapılan deklarasyonda, “Ancak, bu kazanımların kalıcılaşması ve halklarımızın geleceğinin garanti altına alınması, mücadelenin büyütülmesiyle mümkündür” ifadeleri kullanıldı. Deklarasyonda şunlarda yer aldı:
“Newroz’un özü, halkların özgür ve eşit beraber yaşama iradesidir. Newroz farklı dillerin, renklerin, inançların eşit ve ortak bir yaşam paydasında buluşmanın ifadesidir. Bunun içindir ki Newroz en fazla farklılığın bir araya gelebildiği tarihsel hakikattir. Demokratik toplum ve onurlu barış, Newroz’un direnişçi ruhuyla büyüyen değerleridir. Bugün de bu değerleri en güçlü şekilde sahiplenmenin yolu, örgütlü mücadeleyi yükseltmekten, demokratik toplumu inşa etmekten ve ulusal birliği sağlamaktan geçmektedir.”
Deklarasyonda, “Ulusal birliğin sağlanmasının bu direnişi ve mücadeleyi daha güçlü bir biçimde başarıya götüreceği bir hakikat olarak önümüzde duruyor. Merkezi hegemonik güçler yerel güçlerin işbirliği ile Ortadoğu’da yeni düzenler kurmak istiyor. Yeni ‘Kürt Kapanları’ tezgahlanıyor. Kürt halkının bir yüzyıl daha dıştan dayatılan düzenlerle yönetilmeye tahammülü yoktur.” ifadeleri de yer aldı.
“Kürt Ulusal Birliği Kürt halkı için olduğu kadar Ortadoğu halkları ve inançları için de elzem bir ihtiyaçtır. Kürt Ulusal Birliği sağlandıkça iktidarların baskı araçları da ellerinden alınmış olacak. Newroz’un ruhuna uygun olarak Kürt halkı köylerde, sokaklarda, şehirlerde, dağ başlarında, meydanlarda ulusal birliğin daha da güçlenmesi için bir kez daha özgürlük yolunda ortak iradesini gösterecektir” denilen deklarasyonda, “2025 Newrozu, direnişin ve özgürlüğün büyüdüğü, demokratik toplumun inşa edildiği, mücadelenin daha da ileri taşındığı bir dönüm noktası olacaktır” denildi.
Deklarasyonda, Newroz’a katılım çağrısı da yapıldı.
Deklarasyon ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise “Bu yıl ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ ile Newroz’a doğru gidiyoruz. Newroz’un adı bizim için bir direniş, ateşi bir aydınlıktır. Bu direniş bize bir rehberdir” diyerek, hereksin Newroz’unu kutladı. Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Alevilerin inancında Heftemal diye bir inanç var. Bu inanca göre tüm doğa, ağaçlar secde eder. Yani doğa dile gelir, canlanır. Toplum da bir doğadır. Sıkıştığımızda biz de tıpkı doğa gibi direniriz ve ayakta kalırız. Halkların tarihinde direnişin anlamı budur. Kawa ne yaptıysa bugün Kürt halkı da onu yapıyor” dedi. SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ve Suriye geçiş hükümetinin başkanı Ahmed Şara arasında yapılan anlaşmaya dikkat çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Daha önce söylemiştik. Suriye tek başına HTŞ’ye kalmamalı. Bir Rojava’daki yol ve modele inanıyoruz, statüye inanıyoruz. Bütün halklara aydınlık getirecek oradaki sistem. Suriye’de katliam olmasın, inkar olmasın, her halk, kimlik ve inanç tanınsın” diye konuştu.
‘Newroz’un önemine layık bir şekilde katılmalıyız’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Türkiye’nin tarihi bir süreçten geçtiğini dile getirdi.
Abdullah Öcalan’ın çağrısına dikkat çeken Bakırhan, “50 yıldır devam eden çatışma ve şiddet ortamını sonlandırıp, onun yerine demokratik zeminde hak, hukuk arama mücadelesinin startı verildi. İşte tam da bu tarihi çağrının yapıldığı, tarihi startın verildiği bir süreçte Amed’de Newroz deklarasyonunu okumak da en az o kadar önemlidir. Bizler bu tarihi çağrıyı eğer Newroz’da güçlü bir şekilde sahiplenip; buradan İmralı’ya kadar Kürtlerin, Türklerin, Alevilerin, ezilenlerin barış demokrasi ve özgürlük sesini güçlü bir şekilde ulaştırabilirsek emin olun en büyük görev ve sorumluluklarımızdan birisini yerine getirmiş olacağız” diye belirtti. Çağrının aynı zamanda Newroz’u barışın, demokrasinin güçlü bir şekilde sahiplenildiği bir mücadeleye dönüştürme çağrısı olduğunu dile getiren Bakırhan, “Bu tarihi süreçte ve günlerde Newroz’un önemine layık bir şekilde katılmalıyız” dedi.
‘Demokratik mutabakat imzalandı’
Suriye’deki gelişmelere de değinen Bakırhan, şunları söyledi:
“O da çok önemliydi. O da yine halkların baharı olan, direnişin bayramı olan Newroz bayramının haftasına denk geldi. Orada yapılan mutabakat çok net. Sayın Öcalan’ın çağrısına uygun, tekçilikten, mezhepçilikten uzak, Kürt’ün, Alevi’nin, Arap’ın, Dürzi’nin, Hristiyan’ın, Ermeni’nin, halkların ve inançların demokratik bir zeminde kendi kimlikleriyle yaşayabilecekleri bir mutabakatın altına imza atıldı. Bu Newroz niye önemlidir? Hem Suriye’deki mutabakatın Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerine ulaşmaları için, hem Sayın Öcalan’ın çatışma ve şiddet yerine barışçıl ve demokratik zeminde daha güçlü bir mücadele yürütme çağrısına bir cevap olacaktır. Onun için bu her iki gelişme Newroz’da taçlandırılacak. Newroz’da bu her iki gelişmeye nasıl baktığımızı, nasıl cevap verdiğimizi hep birlikte ortaya koyacağız.”
“2025 Newrozu tarihi bir Newroz olacak” diyen Bakırhan, “Eşit ve demokratik şekilde Kürtlerin kimlikleri ile statüleri ile yaşayacakları bir Suriye mümkün hale geldi. Bunun için emek veren bedel ödeyen sahip çıkan bütün yasaklara baskılara rağmen dinmeyen durmayan bu surların etrafında üzerinde halkların özgürlük bayramını kutlayan sizlere halkımıza ne kadar saygı duysak sizleri ne kadar kutlasak azdır. ” diye konuştu.
‘Mutabakatta ne kadar Kürt varsa o kadar Alevi var’
Bakırhan, şöyle devam etti:
“Son bir şey belirtmek istiyorum. Suriye’de Alevi yurttaşlarımıza dönük yapılan katliamı hep birlikte izledik, gördük. Bunu kınadık ve bunu eleştiriyoruz. Ama sizin aracılığınızla şunu da söylemek istiyorum. Aslında Suriye’deki mutabakat metni aynı zamanda Alevileri de kapsayan, dışlamayan bir metindir. O metinde ateşkes var. Alevileri katletmeme çağrısı var. Alevilere eşit yurttaşlık hakkı ver çağrısı var. Dolayısıyla bu yapılan mutabakat metnine Alevi yurttaşlar hemen katliamdan sonra gelmesinden dolayı biraz kaygılı yaklaşıyor olabilirler ama o metinde ne kadar Kürt varsa o kadar Alevi var. Ne kadar Alevi varsa o kadar Hristiyan var. Ne kadar Hristiyan varsa o kadar Arap var, Türk var. Suriye’nin bütün renkleri var. ”
Ardından konuşan Azadi Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşiti, “Diliyle konuşmayan, kendi kıyafetiyle yaşamayan, gelen göreneğiyle yaşamayan kendisi olamamıştır. Her şeyden önce Kürtler olarak, önce kendimiz olmalıyız, kendimize sahip çıkmamız gerekiyor. Kendi dilimizi konuşmalıyız, kendi kıyafetlerimizi gitmeliyiz. Varlığımızdan utanmamalıyız. Biz varlığımızdan utanırsak, haliyle istediğimiz hakkı vermezler bize. Eğer başarıya ulaşmak istiyorsa, özgür olmak istiyorsak her şeyden önce kendimiz olmalıyız” dedi.
Newroz ateşi yakıldı
Açıklamanın ardından Diyarbakır surlarının önünde Newroz ateşi yakıldı, daha sonra halay çekildi.