Cengizhan Kabak, yıllarca çalışmış ve emekli olmuştu. Yaşlılık aylığı yaşamını sürdürmeye yetmediği için Balıkesir Edremit’te bir inşaatta gece bekçiliği yapmaya başladı. 10 Kasım sabahı işe gelen işçiler havalandırma boşluğunda Cengiz Kabak’ın cesedi ile karşılaştılar, alınması çok kolay olan bir önlem alınmamış, havalandırma boşluğuna korkuluk yapılmamış, 78 yaşında inşaatta çalışmak zorunda bırakılan bir emeklinin ölümüne neden olunmuştu. Cengzihan Kabak’ın ölümünden 35 gün önce 5 Ekim 2024 günü Konya Seydişehir’de yaşam koşullarının yeniden çalışmayı dayattığı 70’li yaşlardaki emekli Ali Çatal, çalıştığı inşaatta ayağının kayması sonucu yüksekten düşmüş, hayatını kaybetmişti.
Ali Çatal ve Cengizhan Kabak, ülkemizde emeklilerin durumunu özetleyen iki örnek. Çalışırken yıllarca sosyal güvenlik sistemine pirim ödeyen emekliler, yetmeyen yaşlılık aylığı nedeni ile yeniden, daha da düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Kurumuna Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışmak zorunda kalan emekli sayısı 2 milyonun üzerinde, en az bu kadar kayıt dışı çalışmakta olan emekli olduğu da şüphe götürmez bir gerçekliktir.
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin TBMM’deki görüşmelerine bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bütçesinin görüşülmesi ile devam edilecek. Dolayısı ile emekli sorunları, maaşları da gündeme gelecek. Bütçe ve emekliler konuşulurken, emeklinin ülkeye, topluma bir yük olmadığını, emekli aylığının yıllarca sosyal güvenlik sistemine ödenen primlerin karşılığı olduğunu unutmamak gerekir.
Dünün çalışanı, bugünün emeklilerinin üretilen tüm değer ve hizmetlerde alın teri var. Çalışma yaşamını sürdürenler ve emekliler insanca yaşamayı hak ediyor. İnsanca yaşam, asgari ücretin, açlık sınırının ya da yoksulluk sınırının çok altında olan maaşla yaşamak değildir. Ancak, emekliler hep açlığa, yoksulluğa mahkûm edildi.
Enflasyon farkı ödemesi maaş artışı değildir
Maaş bağlamaya ilişkin kurallar nedeniyle gerçekte artış denilemese de 2025 yılı Ocak ayında SSK ve Bağ-Kur emeklileri için şu anda aldıkları maaşa göre yüzde 16-17 civarında, memur ve memur emeklileri için yüzde 11-12 civarında bir artış söz konusu. Çünkü bu oranlar TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranları ile ilintilendirilerek belirlenmekte. Açıklanan enflasyon, gerçek enflasyon arasındaki farklılık nedeniyle bu belirlemeye artış demek mümkün mü? Açıklanan enflasyon oranı gerçeğe uygun olsa bile maaş belirleme yöntemi nedeniyle yeni maaşta gerçek anlamda artış olmayacak, olsa, olsa var olan maaş seviyesinde olacak. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından açıklanan enflasyon oranları, vatandaşın çarşı-pazarda karşılaştığı gerçek durum tersini gösterse de, maaş artışlarının belirlenmesinde TÜİK ’in açıkladığı enflasyon oranları esas alınıyor. Yargı TÜİK enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığı iddialarına karşı duyarsız davranıyor. Anayasa Mahkemesinde bekleyen 2 dava var, ancak Anayasa Mahkemesinin nasıl davranacağı belli değil.
MEMUR-SEN tarafından imzalanan toplu sözleşmelerle kayıplar karşılanmıyor
Memur emeklilerinin maaş artışları 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamında en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikaları konfederasyonu ile kamu işveren heyeti arasında imzalanan toplu sözleşme ile belirlenmekte. 2024-2025 yıllarını kapsayan hariç, toplu sözleşmeler MEMUR SEN ile Kamu İşveren Kurulu arasında 2 yıllık süre ile geçerli olmak üzere imzalandı. Toplu sözleşmelerde maaş artışları 6 ayda bir olmak üzere belirlendi. 6 aylık dönem için TÜİK tarafından açıklanan toplam enflasyon oranının toplu sözleşmede belirlenen artıştan fazla olması halinde bu farkın maaşlara yansıtılması toplu sözleşme metinlerinde yer aldı. Ancak memur emeklisi maaşları hem asgari ücret karşısında, hem de memur maaşları karşısında daha da azaldı. Örneğin 2006 yılında birinci derecenin dördüncü kademesinden emekli olan bir mühendisin emekli maaşı 2006 yılında asgari ücretin 2, 8 katı iken bugün 1,6 katı.
Memur emeklilerinin maaşları aynı unvanda görev yapmakta olan memurların maaşlarının yarısı kadar. 2006 yılında mühendis maaşı ile emekli mühendis maaşı arasında 150 lira fark varken 2024 Aralık ayında fark 27.500 lira. 2006 yılında öğretmen maaşı ile emekli öğretmen maaşı arasında 130 lira fark varken 2024 Aralık ayında fark en az 20.000 lira. Emekli memur ile çalışan memur arasındaki maaşın 14.492 liralık kısmı 2024 yılında memurlara “ilave seyyanen ödenek” olarak verilmeye başlanan ödemeden kaynaklanmaktadır.
4.a statüsünde çalışırken (işçi) emekli olanların maaşları da gerçek anlamda sürekli olarak azalmakta, örneğin 2003 yılında en az emekli maaşı asgari ücretin, 1,5 katı iken içinde bulunduğumuz ayda durum şimdi tam tersi; en az emekli maaşı asgari ücretin yüzde 73’ü oranında.
1999 ve 2008 yıllarında sosyal güvenlik sisteminde yapılan değişikliklerle emeklilik yaşı yükseltilmiş, emekli olmak zorlaştırılmış, emekli aylığı bağlama oranı düşürülmüştü. Getirilen emekli maaşı hesaplama yöntemi nedeni ile ödenecek maaş çok düşük seviyede kalmakta, bu maaş “kök maaş” olarak adlandırılmakta, açıklanan en düşük emekli maaşının altında kalan milyonlarca emeklinin maaşı çıkartılan kanunlarla en düşük emekli maaşına tamamlanmakta.
Emekli yılı diye ilan edilen 2024 yılında emekliler, kaç kez kullandıkları bilinmeyen kargo, seyahat, konukevi indirimleri ile yetindiler.
Gelecek yıllarda emeklileri daha kötü günler bekliyor
Sosyal Güvenlik sistemi ve maaş sistemi emekçilerin o kadar zararına kurgulanmış ki, 2024 yılının son günlerine geldiğimizde en çok konuşulan konulardan birisi emekçilerin 2024 yılında değil de, 2025 yılında emekli olmaları durumunda yüzde 30 oranında daha düşük maaş almalarının söz konusu. Gelecek yıllarda da aynı durumun söz konusu olması beklenmelidir.
Orta Vadeli Program (OVP) , On İkinci Kalkınma Planı, TBMM Yaşlı Sorunları Araştırma Komisyonu Raporu 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı gibi belgelerde gelecek yıllarda emeklilik yaşının yükseltilmesi, maaşların düşürülmesinin izlerini görüyoruz.
Bireysel Emeklilik (BES) uygulaması ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) sermayeye ucuza kaynak kullandırma sistemi olduğu gibi, emeklilik maaşının yetmediğinin itirafıdır da. TES ile sermayenin yıllardır kıdem tazminatında kurtulma hayalide gerçekleştirilmek istenmektedir.
Emeklilerin insanca yaşamasının önemli unsurlarından birisi de, sağlıklı yaşama sorunudur. Sağlık özelleştirildi, kamu hastanelerinden randevu bile alınamıyor,.
Silkelenecek Bakan
İçinde bulunduğumuz hafta Cumhurbaşkanı, bir toplantıda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına SGK borçları nedeni ile belediyeleri “silkelemesini” önerdi.
SGK 2023 Yılı Faaliyet Raporu’na göre SGK ’nın 2023 yılı sonu itibarıyla toplam 700 milyar TL alacağı olup bunun 545 milyar TL’si prim alacaklarına ilişkindir. Prim alacağının yaklaşık yüzde 17’si belediyelerden, yüzde 83’ü başka işyerleri, kurum ve kuruluşlarındandır. Belediye prim borçlarının yaklaşık yüzde 80’i belediye şirketlerinin (BİT) borçlarıdır. Belediye prim borçlarının hangi dönemde oluştuğu tartışması bir yana, yüzde 83’lük kısmı görmezden gelmek, muhalefet partilerinin yönettiği belediyeleri iş yapamaz duruma getirme çabasından başka bir şey değildir.
İş kazalarında ve ölümlerde rekorlar kırılıyor, hiçbir dönemde olmadığı kadar ölüm meydana geliyor, meslek hastalıkları tespit edilmiyor, sendikalaşan işçiler işten atılıyor, direnen işçiler güvenlik güçlerinin şiddetine maruz kalıyor. SGK özel hastanelerce yağmalanıyor. Bunları seyreden bakan belediyeleri silkelemekle görevlendiriliyor. Yürürlükte olan sistemde uygulanan politikalar tek başına bakanın sorumluluğunda olmasa da, aslında BAKAN SİLKELENMELİDİR!
Emeklilerin sendikalaşması
Kamuoyu araştırmasına rastlamasam da, 2024 yılı yerel seçimlerinde emeklilerin, geçmiş yıllara göre AK Partiye daha az oy verdiği kanısındayım. Bunda emeklilerin içerisinde bulundukları durum kadar, emekli sendikalarının 2023 yılı ve 2024 yılında seçim öncesi yaptıkları eylem, etkinlik ve çağırıların payı var. Emeklilerin sendikaları var, ancak o alanda da sorunlar var, sendikal alanda bölünmüşlük, parçalanmışlık var. Yargı birçok kararında emeklilerin sendika kuramayacağını söylüyor. Bölünmüşlük, parçalanmışlık ve yargı kararları sendikalar için acilen çözülmesi gereken konular olarak ele alınmalı.
Son Söz Yerine
Emeklilerin sendikalaşmasının önüne çıkartılan engeller kaldırılmalıdır. Emekli sendikaları, toplu sözleşmenin tarafı olmalıdır.
Maaş bağlama sisteminde en azından 1999 yılı öncesine dönülmelidir.
En düşük emekli maaşı Asgari Ücretin altında olmamalıdır.
Memur statüsünde çalışanlara, emeklilik öncesi ödenen tüm kalemler emeklilik maaş bağlanmasına yansıtılmalıdır.