2026 bütçesi: EMEP’ten ‘kamuda tasarruf’ ve ‘vergide adalet’ talebi

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan “Başta Beştepe Sarayı olmak üzere tüm keyfi uçak, otomobil, kiralık bina ve diğer araçlar gerçek bir tasarruf için satılmalı ya da halk için kullanılmalıdır” diye konuştu. 

2026 bütçesi: EMEP’ten ‘kamuda tasarruf’ ve ‘vergide adalet’ talebi
  • Yayınlanma: 8 Aralık 2025 16:32

2026 bütçesiyle ilgili görüşlerini açıklayan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, kamu kaynaklarında tasarrufa gidilmesini, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını istedi.

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin tümü üzerinde görüşmeler yapılacağı bugün partisinin İstanbul’daki Genel Başkanlık İrtibat Bürosu’nda basın açıklaması yaptı.

Seyit Aslan “Başta Beştepe Sarayı olmak üzere tüm keyfi uçak, otomobil, kiralık bina ve diğer araçlar gerçek bir tasarruf için satılmalı ya da halk için kullanılmalıdır” diye konuştu.

Aslan, vergi yükünü ise geçim derdiyle boğuşan işçi sınıfı ve emekçilerin değil kolayca servet edinen sermaye sınıfının üstlenmesini, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını istedi.

Seyit Aslan “Yoksulluk sınırı ve altında ücret geliri olan emekçilerden gelir vergisi alınmamalıdır. ÖTV, KDV gibi tüm dolaylı vergiler kaldırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

‘Bu bütçe halktan yana değil’

Faiz ödemelerindeki artışa dikkat çeken Aslan, bir avuç faizciye 2,7 trilyon lira aktarılacağını, 16 milyon emekli için SGK’ye aktarılacak olan kaynağın ise 1,8 trilyon lira olacağını kaydederek “Bu bütçe çok açık ki emekliden yana değil” dedi.

Kamu özel işbirliği (KÖİ) olarak bilinen projelerin bütçeye olan yükünün 2026’da büyüyerek artmaya devam edeceğini belirten Aslan, “Cebimizden 5 kuruş çıkmayacak’ denilerek yaptırılan bu projelere, 2017 yılından bugüne 390 milyar liradan fazla ödeme yapıldı. 2026 yılında da KÖİ projeleri çerçevesinde yaptırılan köprüler, otoyollar, Avrasya Tüneli ve şehir hastanesi müteahhitlerine toplam 238 milyar lira daha ödenecek.  Geçmeyen, gitmeyen milyonlarca vatandaştan toplanan yüz milyarlarca liralık vergiyi müteahhide cömertçe aktaran iktidar iş çiftçiye gelince çok cimri! Tarım kanunundaki; ‘Bütçeden tarıma ayrılan pay GSYH’nin yüzde 1’inden aşağı olamaz’ hükmü yine yok sayılacak. Tarım destekleri için öngörülen 168 milyar TL’lik kaynak sadece binde 2 düzeyinde. Kanunda yazanın 5’te 1’i… Bu bütçenin çiftçiden yana da olmadığı ortada” diye konuştu.

EMEP Genel Başkanı, “2026’da vatandaştan 13,8 trilyon liralık vergi toplanması hedefleniyor; bunun 8,5 trilyonu tüketimden alınacak, yani dolaylı vergi olacak. Dolaylı vergi demek aslında, gariban emeklinin, asgari ücretlinin süper zenginle aynı miktarda ödediği, patronların tüketirken ödediği bu KDV’yi gider gösterip ödeyeceği kurumlar vergisinden düşebildiği, emekçinin bu şansının hiç olmadığı adaletsiz bir vergi demek! Öte yandan gelir vergisinin yükü de bordro mahkumu emekçilerin sırtında olacak! An itibarıyla açlık sınırının 29 bin 828 TL, yoksulluk sınırının 97 bin 159 TL olduğu ülkemizde 40 bin liranın üstünde ücret ve maaşı olan emekçiler zengin muamelesi görüp yüzde 20, yüzde 27’lik gelir vergisi kesintisiyle karşılaşacak. Bu bütçe halktan yana da değil” ifadelerini kullandı.

Bütçede adaletsizliğe vurgu

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için günde 58 milyon TL harcanacağını ama “Kadının güçlendirilmesi” adı altında ayrılan payın günlük 51 kuruş olduğunu hatırlatan Aslan, “Başkaca örnekler de sıralamak mümkün ama bu örnek dahi ‘Bütçede kadına yer yok’ demek için yeterli” dedi.

Okullarda çocuklara tek öğün ücretsiz yemek için ayrılan payın sıfır olduğunu, son 12 yılda 800 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini, çocuk işçiliğiyle mücadele için ayrılan payın da ‘sıfır’ olduğunu belirten Aslan, “Mesleki eğitim’ adı altında, sermayeye ucuz emek olarak sunulan yüz binlerce MESEM’li çocuk için tablo da ortada: Günde 10-12 saate varan çalışma süreleri, asgari ücretin üçte birine denk düşen ücretler, kimisi ölümlü (her ay 15 çocuk ) sürekli yaşanan iş kazaları ve sistematik denetimsizlik nedeniyle çocuklar hayatını kaybediyor! Bu tabloya rağmen milli eğitim bakanı sistemi teşvik edip devam edeceklerini ilan etti. 
Maalesef çocuklara da yok…” diye kaydetti.

Sermaye lehine bütçe 

“Savunma” harcamalarına, silahlanmaya 1 trilyon 202 milyar TL, “iç güvenliğe” 953 milyar TL, toplamda 2 trilyon 155 milyar TL kaynak aktarılacağını hatırlatan Aslan, “Buna karşın Milli Savunma Bakanlığının bütçesinde savunma sanayisi işçilerinin yoksulluk sınırının altında çalışmasını değiştirmeye yönelik pay yok. Ki bu işçiler; ağır ve tehlikeli işlerde çalışıyorlar; askeri üretimin en kritik rollerini üstleniyorlar, yüksek katma değer yaratıyorlar, fakat bütçede karşılığını alamıyorlar. Bütçenin neresine bakarsak; orada sermaye lehine bir taraf görüyoruz” diye konuştu.

Bütçe için 15 acil düzenleme önerisi

Aslan, halktan ve düşük sabit gelirlilerden yana bir bütçe için acil yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

  1. Vergi yükünü geçim derdiyle boğuşan işçi sınıfı ve emekçiler değil kolayca servet edinen sermaye sınıfı üstlenmelidir. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalıdır. Yoksulluk sınırı ve altında ücret geliri olan emekçilerden gelir vergisi alınmamalıdır. ÖTV, KDV gibi tüm dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. 
  2. Yoksulluk sınırının altında yaşayan emekçilerin elektrik, su, ulaşım gibi temel ihtiyaçları ücretsiz karşılanmalı ve bütçeden pay ayrılmalıdır.
  3. Servet vergisi getirilmelidir.
  4. Her vatandaşın parasız, nitelikli ve kamusal olarak alabileceği bir sağlık hizmeti için sağlığa yeterli bütçe ayrılmalıdır. Kaynaklar özel hastaneler için kullanılmamalı, aksine özel hastaneler kamulaştırılmalı ve emekçi örgütleri tarafından her anlamda denetlenmelidir.
  5. Eğitim parasız, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde olmalı, öğretmen sayısı artırılmalı, çocuklara bir öğün sağlıklı yemek sağlanmalı, okulların koşulları ve kapasitesi teknik ve hijyen açısından geliştirilmeli ve eğitim bütçesi bu doğrultuda artırılmalıdır.
  6. Savaşa, askerî harcamalara ve yandaş savaş tekellerine ayrılan bütçe, halkın ihtiyaçları için kullanılmalıdır.
  7. Çalışma Bakanlığı bütçesi yeniden yapılandırılmalı, işyeri denetimlerinin düzenli yapılması, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin takibi, çocuk işçiliğinin önlenmesi ve gerçek anlamda bir denetim için kullanılmalıdır.
  8. Bütçeden çeşitli adlar altında tarikat ve cemaatlere yapılan tüm aktarımlar son bulmalı, bu bağlamda yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir.
  9. Tarım Bakanlığı bütçesi yeniden yapılandırılmalı, tarımın geliştirilmesi, hayvancılığın desteklenmesi ve küçük üreticilerin korunması için küçük üreticilerin borçları silinmeli, mazot, gübre vb. girdilerde vergi sıfırlanmalıdır.
  10. Ücretsiz ve güvenli barınma koşullarının sağlanması için bütçe harcamaları uzun vadeli planlanmalı, güvenilir ve sağlıklı konutların yapımı doğa ve toplum uyumunu gözetecek bir biçimde organize edilmelidir.
  11. Tüm bakanlıkların bütçeleri açık ve şeffaf biçimde denetlenmeli, üst düzey bürokrat, bakan, milletvekili, müsteşar ve orduda görev alan tüm üst düzey personelin maaşları kalifiye işçi ücretlerinin ortalamasını aşmayacak şekilde sınırlandırılmalıdır.
  12. Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki gizli ödenek uygulaması kaldırılmalı, harcamalar şeffaf bir biçimde halka açıklanmalı ve bütçe sınırlandırılmalıdır.
  13. Lüks ve şatafattan başka bir manası olmayan, başta Beştepe Sarayı olmak üzere tüm keyfi uçak, otomobil, kiralık bina ve diğer araçlar gerçek bir tasarruf için satılmalı ya da halk için kullanılmalıdır.
  14. Faiz ödemelerinin tamamı gözden geçirilmeli ve gerekirse durdurulmalıdır.
  15. Bütçe bir bütün olarak işçi sınıfının koşullarını iyileştirmek, sermayenin sömürüsünü sınırlandırmak amacıyla yeniden yapılandırılmalıdır.