Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Diyarbakır’da hayatını kaybeden 411 insan, felaketin ikinci yıldönümünde unutulmadı. Yaşamını yitirenler için, kentin merkez Bağlar ilçesi Tesisler Kavşağı’nda yıkılıp 77 kişiye mezar olan Serin-2 Apartmanı’nda anma programı düzenlendi.
Anma etkinliğinde siyasetçiler, belediye eş başkanları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve yaşamını yitirenlerin yakınları yer aldı.
Hayatını kaybedenler için mumlar yakıldı, ilk depremin yaşandığı saat olan 04.17’de yitirilen her bir canın anısına saygı duruşunda bulunuldu.
Sonrasında yer alan isimler tek tek konuştuğu anmada ilk sözü, Afet Yönetim ve Dayanışma Derneği (DMS) Eş Başkanı Şerefhan Aydın aldı.
Aydın: Sorumluluğumuz basit ölümleri sonlandırmak
Bir doğa olayını felakete dönüştüren yöneticiler sayesinde on binlerce can yitirdiklerini dile getiren Aydın, “Bizler ülkemizde artık bu basit ölümlerin ortadan kaldırılması için, yitirdiklerimizin anısına sağlıklı bir yaşamı artık örmeliyiz. Bu ülkede artık basit ölümleri sonlandırmalıyız, sorumluluğumuz budur. Hatırlamayı, anılarına sahip çıkmayı bu şekilde gerçekleştirebiliriz. Artık bu ülkede sağlıklı kentlerin inşasıyla yaşamın değerli oluşunu göstermeliyiz. Başka ülkelerde de aynısını yaşıyoruz, bu tür depremleri, felaketleri ama orada bu tür kayıplar gerçekleşmiyor. Dolayısıyla yaşama yaklaşım değeri çok çok daha bir üst düzeyde dolayısıyla bizler de bu basit ölümleri artık ortadan kaldırmak için bu yitirdiklerimizin anısına bunu gerçekleştirmek durumundayız” dedi.
Orak: Buradayız, unutmuyoruz, öfkeliyiz
Diyarbakır Kent Koruma ve Danışma Platformu adına konuşan Yıldız Ok Orak da, yitirdikleri her bir canı unutmamak adına bir araya geldiklerini belirterek “Buradayız, unutmuyoruz, öfkeliyiz. Bugün keşke öfke duygusunu hissetmiyor olsaydık ama çok öfkeliyiz. Bu deprem doğal bir felaket değildi, tamamen ihmaller zincirinden kaynaklanmış bir durumdu” ifadelerini kullandı.
Hatun: On binlerce insanın yaşamı bu kadar ucuz olmamalıydı
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) Eş Başkanı Doğan Hatun ise, felaketi yaşadıkları günlerin akıllarından çıkmadığını ifade etti.
Hatun, “On binlerce insanın yaşamı bu kadar kolay ve ucuz olmamalıydı. Dünyanın birçok ülkesinde depremler oluyor ama sadece sarsıntısını yaşıyorlar, hiçbir yıkım olmadan. Bu ülkeleri bilimi, tekniği esas alıp kentlerini bunlar üzerine inşa eden, geleceğini de bunlar üzerinde kuran akıllı insanlar yönetiyor. Maalesef biz de ise sadece hamaset yapılıyor” diye konuştu.
Deprem günü diğer kentler gibi yalnız bırakıldıkları için yaralarını yine kendilerinin sardıklarını hatırlatan Hatun, “Bizim bizden başka kimsemiz yok. Bu konuda biz birbirimizi bilinçlendirmeliyiz, biz birbirimizi bilim ve tekniği esas alma konusunda örgütlemeliyiz ve kentlerimizi bu temel üzerinde örgütlemeyiz. En azından yerel idareci olarak bir kez daha sizler huzurunda bunun sözünü verelim. Biz bugünden sonra gerek kentin dönüşümü konusunda, gerekse de yeni inşa alanları açısından bilim ve teknik dışında hiçbir çaremizin olmadığını iyi bilen bir yerden cümle kuruyorum ve bir kez daha hayatını kaybedenleri saygıyla anıyorum” dedi.
Taşkın: Doğal bir felaket, sonuçlarıyla siyasi felakete dönüştü
Anmaya katılan CHP heyeti içerisinde yer alan İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, yaptığı konuşmada yaşadıkları depremin bir doğal felaket olsa da, sonuçları itibariyle de bir siyasi felakete dönüştüğünü kaydetti.
Bundan sonra da böyle olma ihtimalinin maalesef yüksek olduğunu vurgulayan taşkın, nedenini şöyle açıkladı: “Çünkü Türkiye’de hamaset, siyasetin yerine geçmiş durumda. Her şey siyasetle alakalı. Burada yitirdiğimiz canlara saygı gereği siyasi mesajlarımızı da vermeliyiz, siyaset üstü diye bir şey yoktur. Bizlerin yitirdiğimiz canlar için bundan sonra mücadelemizi yükseltmemiz gerekiyor. Elimizden geleni yapmamız lazım. Japonya’da 9 ölçülerindeki depremlerde kimse ölmüyorsa, can kaybı bu kadar olmuyorsa, bizlere çok çok iş düşüyor.”
Tanrıkulu: Deprem vergileri ne oldu?
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, depremlerin önlemese de insani maliyetini en aza indirmenin ellerinde olduğunu, fakat bu ülkeyi yönetenlerin bunu yapmadığını söyledi.
Halktan toplanan deprem vergilerini hatırlatan Tanrıkulu, “1999’daki depremden hemen sonra çıkan bir Deprem Yasası var. Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay telefon faturalarımızla vergi veriyoruz ama bunun depreme harcanıp harcandığını bile bilmiyoruz. Böyle bir ülkede yaşıyoruz maalesef. Bizlere düşen görev, sizlerle birlikte bir depremin sonuçlarını bile yönetemeyen, bunu ranta çeviren bu anlayışa karşı mücadele etmektir” dedi.
Ocaklı: Denetimsizlik ve cezasızlıkla yeni felaketleri yaşıyoruz
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı da, acılarını paylaşıp dayanışmayı büyütmek üzere Diyarbakır’a Rize halkının selamını getirdiğini ifade etti. Dünyanın hiçbir yerinde doğal afetler nedeniyle insanlar yaşamlarını yitirmezken, Türkiye’de denetimsizlik ve cezasızlık nedeniyle ne yazık ki hala felaketleri yaşamaya devam ettiklerini söyledi.
Ocaklı, “Şimdi yas bitti ama hala öfkemiz canlı. Ne yazık ki daha çadırlardan sadece konteyner kentlere kadar geçebilmiş, yapılanmasını tamamlayamamış, henüz daha eğitim yerlerini oluşturmamış bir ülke olmak hepimizi üzüyor. Yakında bunları umarım düzeltebileceğiz. Yeniden yaşanmaması dileğiyle ben de bütün ülkemize tekrar baş sağlığı diliyorum” diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından anmaya katılanlar, ellerindeki kırmızı karanfilleri yaşamını yitirenlerin anısına binanın enkazı üzerine bıraktı.
