Gazeteci, belgesel yapımcısı ve ekoloji aktivisti Hakan Tosun, 10 Ekim 2025’i 11 Ekim’e bağlayan gece İstanbul Esenyurt’ta evine giderken kimliği belirsiz kişilerce uğradığı saldırı sonucu ağır yaralandı. Kafasına aldığı darbeler nedeniyle beyin kanaması geçiren Tosun, hastanede yoğun bakıma alındı ve 13 Ekim’de beyin ölümü gerçekleşti.
Olayın ardından gözaltına alınan iki kişi tutuklandı. Ancak katillerin hangi saiklerle Tosun’a saldırdığına yönelik bir bilgi kamuoyu ile paylaşılmadı.
Bu konuda yapılan soruşturmalar ve soruşturmadaki kamera kayıtları, kimlik tespitlerindeki gecikmeler gibi bazı eksiklikler soru işaretleri olarak devam ediyor.
Ankara’da bir araya gelen demokratik kitle örgütleri, Tosun’un öldürülmesine dair Adalet Bakanlığı önünde açıklama yaptı. Açıklamada “Hakan Tosun’a ne oldu. Etkin soruşturma talep ediyoruz” ve “Görüntü kesildi sanmayın gerçek hala kayıtta” pankartları açılırken sık sık, “Hakan Tosun onurumuzdur” ve “Hakan Tosun’a ne oldu” sloganları atıldı.

MA
Açıklamada, Tarım Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Genel Başkanı Serap Baysal ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Üyesi İsmail Boyraz konuştu.
‘Acil ve önemli sorular bulunmaktadır’
Hakan Tosun’a ne olduğunu soran Boyraz, Tosun’un öldürülmesinin üzerinden 63 gün geçtiğini ve sorulan sorunun değişmediğini belirterek, “Bugün burada, Adalet Bakanlığı’nın önünde, sadece bir cinayetin değil; devletin yurttaşına karşı sorumluluğunun, hukukun tarafsız uygulanmasının, kamu görevinin şeffaf yürütülmesinin akıbetini sormak için toplandık. Kamera kayıtlarının ve görgü tanıklarının olduğu bu kadar açık bir olayda soruşturmanın yürütülme süreci ve yöntemi ile ilgili acil ve önemli sorular bulunmaktadır. Yetkililerin, cinayetin üzerinden geçen 63 güne rağmen hala açıklığa kavuşmayan bu sorulara yanıt verme yükümlülüğünü hatırlatma için bugün buradayız” dedi.
Savcının ‘Bana kalsa bu dosyayı kapatırdım’ dediği iddiası
Sonrasında konuşan Serap Baysal ise “olayla ilgilenen ilgili karakolun soruşturma görevini tarafsız ve şeffaf bir biçimde yerine getirdi mi” diye sorarak, “Basına yansıyan ve avukatlarının açıklamalarından, ailenin ve kamuoyunun kaygılarından takip ettiğimiz gerçeklerin aydınlatılması için sormaya devam ediyoruz. Savcı tarafından haklarında gözaltı emri çıkarılan cinayet faili iki kişi neden karakoldan telefonla aranarak karakola ‘davet edildi?’ Karakol polisleri ile failler ve/veya yakınları arasında aynı semtte bulunan bir lokantada görüşme oldu mu? Polisin elinde bulunan görüntülerin tamamı ‘kesintisiz’ biçimde savcıya teslim edildi mi ve Hakan Tosun’un avukatlarına verildi mi? Soruşturmayı yürüten savcı tarafından aile üyelerine ‘Bana kalsa bu dosyayı böyle kapatırdım’ söylendiği iddia edilmektedir. Soruşturma süreçlerini yürüten yetkili makamların tarafsız ve bağımsız bir tutumla davranması beklenir. Tarafsızlık ilkesinin korunması Adalete erişimin en temel yaklaşım ilkelerindendir. Kamuoyuna yansıyan bu açıklamalar yapılmış mıdır? Yapıldıysa nedenleri kamuoyu ile paylaşılmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘Hakan Tosun’a ne oldu?’
Aylardır aynı soruları sorduklarına dikkat çeken Serap Baysal, “Hakan Tosun neden ve nasıl öldürüldü? Failleri kim ya da kimler? Bugün hâlâ aynı noktadayız. Devlet susuyor, adalet gecikiyor. Hakan Tosun’a ne olduğu ise 63 gündür karanlıkta bırakılıyor. Biz hâlâ aynı soruyu soruyoruz; Hakan Tosun’a ne oldu? Bu sorunun cevabı verilene kadar, sorumlular yargı önüne çıkarılana kadar, soruşturma üzerindeki tüm gölgeler kalkana kadar susmayacağız. Bu dosya kapatılmayacak. Adalet sağlanıncaya kadar takipçisi olacağız” diye belirtti. (MA)




