• Ana Sayfa
  • Manşet
  • 8 Aralık’tan bu yana çatışmaların yoğunlaştığı Tişrin barajı neden önemli ?

8 Aralık’tan bu yana çatışmaların yoğunlaştığı Tişrin barajı neden önemli ?

Çatışmaların yoğun yaşandığı Tişrin Barajı, Halep kentinin 50 kilometre uzaklığında Fırat Nehri üzerinde yer alıyor. Bölge halkının içme suyu, enerji üretimi ve sulama gibi temel ihtiyaçları bu barajdan karşılanıyor.

8 Aralık’tan bu yana çatışmaların yoğunlaştığı Tişrin barajı neden önemli ?
8 Aralık’tan bu yana çatışmaların yoğunlaştığı Tişrin barajı neden önemli ?
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 21 Ocak 2025 15:14
  • Güncellenme: 21 Ocak 2025 16:50

8 Aralık’ta Esad rejiminin devrilmesinin ardından Tişrin Barajı’nda çatışmalar sürüyor.

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Tişrin Barajı’na yönelik bombardımanda yaralananların olduğu bildirildi.

MA’nın haberine göre bölgede Suriye Milli Ordusu ile Suriye Demokratik Güçleri arasında çatışmalar devam ediyor.

8 Ocak’ta ise bölgede nöbet başlatıldı. Kuzey ve Doğu Suriye’nin bir çok kentinden bölgeye giderek nöbet tutuyor. Geçtiğimiz günlerde nöbet tutan tiyatrocu Bave Teyar’ın bombardıman sırasında hayatını kaybetmesi yoğun tepkilere yol açmıştı. Bugün de yine bombardıman sırasında yararlananların olduğu belirtiliyor.

Bu arada Kobani’nin Sirin beldesindeki zeytin fabrikasını bombaladı. Bombalamanın ardından fabrikadaki üretim tamamen durdu.

Barajın stratejik önemi

Kuzey ve Doğu Suriye’de Fırat Nehri üzerinde üç baraj bulunuyor: Tişrin Barajı, Minbiç’in güneydoğusunda; Fırat Barajı, Tabka kenti yakınlarında; Huriye Barajı ise Rakka kenti yakınlarında yer alıyor. Tişrin Barajı, Halep’e 115 kilometre, Minbic’e 33 kilometre, Kobani’ye ise 70 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Bölge için hayati öneme sahip baraj, su temini, enerji üretimi ve sulama amacıyla kullanılıyor.

Suriye’nin 2’inci büyük barajı

1999 yılında tamamlanan Tişrin Barajı, Suriye’nin ikinci büyük barajı olarak öne çıkıyor. Altı türbinden oluşan barajın her türbini 1.900 ton ağırlığında ve her biri 100 megavatın üzerinde enerji üretebiliyor. Barajın arkasındaki gölettin kapasitesi yaklaşık 1,9 milyar metreküp.

Baraj yıkım tehlikesi ile karşı karşıya 

2014 yılında IŞİD’in kontrolüne giren Tişrin Barajı, 26 Aralık 2015’te SDG tarafından alındı ve yeniden hizmete açıldı. 8 Aralık’tan bu yana devam eden yoğun çatışmalar nedeniyle, Halep, Kobani ve Rakka bölgelerinde milyonlarca insan için yaşamsal öneme sahip olan baraj yıkım tehlikesiyle karşı karşıya. Barajdaki çatışmalar nedeniyle su kaynakları, elektrik üretimi ve bölge ekonomisi için büyük bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar, saldırıların devam etmesi halinde insani ve ekonomik bir felaket yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.

Tişrin Barajı’nın yıkılmasının, Fırat ve Huriye barajlarını da olumsuz etkileyeceği ve bu durumun Irak’a kadar uzanan ciddi sonuçlar doğurabileceğini ifade ediliyor. Barajın yıkılması durumunda, su seviyesinin saniyede 700 metre küpe ulaşabileceğini kaydediliyor ve bu hızın nehir boyunca bulunan köy ve şehirleri yıkıma uğratabileceği vurgulanıyor.

ANHA’ya konuşan Tişrin Barajı’nın sorumlularından İmad Ubeyd, bombardımanın baraj ve bağlı tesislerin üzerinde büyük tehlike yarattığını belirtti. Ubeyd, üretim ekipmanlarının ve su pompalama sistemlerinin ciddi şekilde hasar gördüğünü, dağıtım ve nakliye hatlarında ciddi tahribat oluştuğunu ifade etti. Barajın şu anda sadece acil durum kapasitesiyle çalıştığını vurgulayan Ubeyd, bu durumun uzun vadede barajın tamamen hizmet dışı kalmasına ve yıkılmasına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.

‘Çevre ülkeler de etkilenir’

Îmad Ubeyd, barajın yıkılması halinde sadece Kuzey ve Doğu Suriye’yi değil, çevre ülkeleri de etkileyebilecek geniş çaplı bir felaketin yaşanabileceği konusunda uyardı. Ubeyd, Tişrin Barajı’nın yıkılmasının, Fırat ve Huriye barajlarını da olumsuz etkileyeceğini ve bu durumun Irak’a kadar uzanan ciddi sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.

Barajın yıkılması durumunda, su seviyesinin saniyede 700 metre küpe ulaşabileceğini belirten Ubeyd, bu hızın nehir boyunca bulunan köy ve şehirleri yıkıma uğratabileceğini vurguladı. Ayrıca, bu tür bir yıkımın geniş çapta çevresel ve sosyal bir felakete yol açabileceğini söyledi.

Kobani’den Hawa Berad adlı bölge sakini ise çatışmalar ve bombardıman nedeniyle bölgede elektriklerin kesildiğini ve bu yüzden gaz lambaları kullanmak zorunda kaldıklarını belirterek, “Eski zamanlardaki gibi gaz lambalarıyla yaşıyoruz” dedi.