CHP lideri Özgür Özel, farklı kesimlerden mağdur ve adalet arayan ailelerle, partisinin 101. kuruluş yıldönümü programında buluştu. Özel, burada yaptığı konuşmada “Annenin gözyaşının rengi yoktur. Annenin Kürt olması, Türk olması, annenin Alevi olması, Sünni olması, doğudan, batıdan olması, kültürünün başka olması hiçbir şeyi değiştirmez” dedi.
Özgür Özel 10 Ekim 2015 Ankara Gar Katliamı, 8 Temmuz 2018 Çorlu tren kazası, 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli Katliamı, 28 Aralık 2011 Roboski Katliamı, 2013 Gezi Parkı Direnişi ve 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde yaşamını yitirenlerin ailelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda mağdur aile ile bir araya geldi. Özel, mağdur ve adalet arayan ailelere yönelik olarak şunları söyledi:
“Bugün burada, Roboski’de devletin ihmaliyle yaşamlarını yitirenlerin ailelerini de, Çorlu tren kazasında evlatlarını yitiren aileleri de, 15 Temmuz darbe girişiminde köprüde babasıyla birlikte yaşamını yitiren Abdullah Tayyip Olçok’un annesini de, Gezi’de yaşamını yitiren evlatlarımızın ailelerini de, çevre mücadelesinde yaşamlarını yitirenlerin ailelerini de, Soma maden kazasında yaşamlarını yitirenlerin ailelerini de, mağdur edilmiş sınıflardan temsilcileri de aynı salonda ağırlıyoruz.
Yıllar önce ben bir televizyon programında, ‘Bu ülkede bir gün birileri Berkin Elvan ile Abdullah Tayyip Olçok’a aynı anda yas tutmazlarsa bu ülke birlik ve beraberlik içinde olmayacak, öyle birlik ve beraberlik nutukları atmakla olmaz, bu iki evladın acısını birlikte yüreğinde hissedenlerin memleketidir Türkiye ve o Türkiye yıkılmaz. O Türkiye bölünmez’ demiştim. Abdullah Tayyip Olçok’un kıymetli annesi Nihal Hanım, eve varıp evladı Özgür Özel böyle bir şey söyledi dediğinde, o da elindeki ekmekle acaba Berkin’in annesi ne durumdadır diye düşünerek, eve girmiş. Sonra bunu Oda TV’de yayınlanan röportajında ben tesadüfen izledim. Kendisi tevafuk olmuş, Özgür Bey ile ayrı dünyaların insanlarıyız ama aynı duyguyu bugün sabah hissetmişiz demişti. Onun üzerine birbirimizle buluştuk, birbirimizi bulduk, birbirimizle konuştuk. O günden bugüne de yakın aralarla, uzak aralarla hep irtibat halindeyiz. Kendisini aradığımda, bugün buraya gelmeyi kabul ettiğinde çok mutlu oldum. Çünkü Berkin’in annesiyle, babasıyla Abdullah’ın annesinin bir masada oturabildiği, yaslarını birlikte tutabildiği, aslında iki şeyin renginin olmadığını hepimizin idrak edebildiği bir günü hatırlatırız. Belki bu başkalarının yüreğindeki veya gözlerindeki perdenin kalkmasına, yüreklerindeki bir kurumun dökülmesine sebebiyet verir diye de ümit ederiz. Şudur ki, annelerin gözünün yaşının rengi olmaz. Bir de alınterinin rengi olmaz. Alınterinin de rengi yoktur. Annenin de gözyaşının rengi yoktur. Annenin Kürt olması, Türk olması, annenin Alevi olması, Sünni olması, doğudan, batıdan olması, kültürünün başka olması hiçbir şeyi değiştirmez. Bir annenin gözünde yaş varsa, o yaş hepimizin içine akan bir yaştır. Annenin kimliğinden, evladın kimliğinden, suçun ve suçlunun kimliğinden, failin kimliğinden bağımsız, o akan yaş annenin gözünün yaşı, hepimizin yüreğini dağlayan birer damla olarak içimize akmaktadır.”
Adaleti hep birlikte getireceğiz
“Mağdur kesimleri sınıflara, inanç gruplarına göre ayırmak yapabileceğimiz en büyük yanlışlıktır. Bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Senin katilin kötü, benim katilim iyi, benim mağdurum mağdur, seninkisi değil. Seninkisi hak etti gibi yaklaşımlar bu ülkedeki insanların vicdanında irtifa kaybettirmekte, vicdanlarda kaybedilen irtifanın ne ekonomi, ne spor, ne sosyal yaşamda geri kazanılması mümkün olmamaktadır. Her şey niye ters gidiyor deyince, her şey ters gitmektedir çünkü düz gitmesi gereken şey, yani adalet duygusu ve insanların adil bir ülkede, eşit şekilde yaşadıkları, uğradıkları mağduriyetin, devlet tarafından hakkıyla soruşturulup kavuşturulacağı, suçlu varsa cezasını çekeceği, haklının hakkını alacağı bir düzen tesis edilmediği için her şey ters gitmektedir. Ters gitmeye de devam edecektir. Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu da burada, Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ve değerli ağabeyi de burada. Can Atalay’ın babası Mustafa Amca, annemle aynı ismi taşıyan Şükran Anne de burada. Hacı Esvet Şenyaşar’ın eşi Emine Şenyaşar da burada. Madımak’ta katledilenlerin yakınlarının da ISİAS’ta ölen meleklerin ailelerinin de adalet mücadelesini bugün burada olduğu gibi, daha önce mahkeme salonlarında olduğu gibi bu ülkeye gerçek adalet gelene kadar hep yanlarında, arkalarında olacağız. Bu ülkeye hep birlikte adaleti getireceğiz. Cumhuriyeti yeniden kimsesizlerin kimsesi yapacağız.”