İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyine yönelik askeri operasyonları, bölgedeki yapısal yıkım ve insani kriz açısından ciddi boyutlara ulaştı.
Sınır köylerinde 5,000’den fazla yapının etkilenmiş olduğunu aktaran Washington Post, bu yapılar arasında en az dokuz dini alanın kontrollü patlamalarla yok edildiğini belirtti.
Lübnan’daki 25 belediyeden neredeyse %25’i zarar gördü. Özellikle Ayta al-Shab ve Kfar Kila gibi en çok etkilenen bölgelerdeki binaların neredeyse yarısı yıkıldı. 2 Ekim tarihinden bu yana, toplamda 5,868 bina hasar gördü veya tamamen yok oldu. Bu süreçte, yıkım oranı her iki haftada bir iki katına çıkarak hızlandı.
İsrail ordusu, hava ve kara saldırıları ile büyük bir yıkım gerçekleştirdi. Analizler, yıkımın %80’inin 2 Ekim’den itibaren meydana geldiğini gösterdi. Çekilen videolar ise kontrollü patlamalarla gerçekleştirilen yıkımların çok sayıda dini yapıyı da hedef aldığını ortaya koydu. Bu yapıların hedef alınması aynı zamanda bölgenin kültürel kimliğinin de tehdit edildiğine işaret ediyor.
Hizbullah’ı destekleyen bölgeler hedef alınıyor
Savaşın başlangıcından bu yana, 834,000’den fazla kişi yerinden edildi. Bu, rakam Lübnan nüfusunun yaklaşık %20’sine tekabül ediyor. Yerinden edilenlerin çoğu, güneydeki üç ana bölgeden geliyor. Özellikle yıkımın hedefleri arasında bulunan Lübnan’ın güney bölgesi genellikle Hizbullah’a destek vermekte.
Yıkımın gerekçesi olarak Hizbullah’ın saldırı altyapısını hedef almayı öne süren İsrail ordusu, bu yapıların sivil alanlarda yer aldığını ve bu nedenle yıkımların kaçınılmaz olduğunu iddia ediyor. Ancak, analistler, yıkımın insani sonuçlarının ve bölgedeki yaşam üzerindeki uzun vadeli etkilerinin büyük olabileceğini belirtiyor.
Bu çatışma, yerel toplulukların kültürel kimliğini ve tarımsal yaşamlarını da tehdit eden bir yıkım sürecine dönüştü. Savaşın getirdiği bu yıkım, sadece mevcut yaşam alanlarını değil, aynı zamanda Lübnan halkının tarihi ve kültürel mirasını da hedef alarak ciddi bir insani krize yol açmakta.
