Kürtçe şarkı yapacağını söylediği ödül töreninde linç edildikten sonra Paris’e sürgün gitmek zorunda kalan Ahmet Kaya’nın yaşamını yitirmesinin üzerinden 24 yıl geçti.
Şarkılarıyla bir döneme damga vuran ve ‘özgün müziğin’ sevilen isimlerinden biri olan Ahmet Kaya’nın hayatını kaybetmesinin üzerinden 24 yıl geçti. Kaya, Adıyamanlı Kürt bir baba ve Malatyalı bir annenin 5’inci çocuğu olarak 1957’de Malatya’da dünyaya geldi.
Müzik hayatına başlamasında en büyük etken babası oldu. Kaya, babasının ona henüz 6 yaşındayken hediye ettiği bağlama ile müziğe ilgi duymaya başladı. Bir yandan okula giderken, diğer yandan vakit buldukça plak ve kaset satan bir dükkanda çalıştı. Ancak bu durum uzun sürmedi. Kaya, geçim sıkıntısı çeken ailesiyle birlikte 1972’de İstanbul’a göç etti. Kaya, bu durumdan kaynaklı okulu bırakmak zorunda kaldı.
Gülten Hayaloğlu ile tanışma
Kaya, uzun bir süre adaptasyon sorunu yaşamasına rağmen burada çeşitli işyerlerinde çıraklık yaptı. Askerlikten döndükten sonra Emine adlı kadınla evlendi. Ancak ekonomik zorluklar nedeniyle bu evlilik son buldu.
Kaya, yıllar sonra yaşadığı ekonomik zorlukları, “Sistemin tersine hareket ederek hapse girmeye çalıştım” sözleriyle anlattı. Bu dönemde sanat hayatında ilerleme sağlayan Kaya, uzun uğraşlar sonucunda 1985’te, Ahmed Arif, Sabahattin Ali, Arif Damar, Nazım Hikmet gibi şairlerin şiirlerinden derlediği şarkılara yer verdiği “Ağlama Bebeğim” albümünü çıkardı.
Kaya, ikinci albümü olan ve ağırlıkla Hasan Hüseyin Korkmazgil şiirlerinden derlediği eserlerin yer aldığı “Acılara Tutunmak” adlı albümü çıkardı. Kaya, cezaevinde tanıştığı Değişim Stüdyosu sahibi Sezer Bağcan aracılığıyla Gülten Hayaloğlu ile tanıştı ve ikinci albümünün yayınlanmasının ardından Hayaloğlu ile evlendi.
Şafak Türküsü albümü
Hayaloğlu, evlilikten sonra Kaya’ya, cezaevinde Devrimci Sol davasından idam istemiyle yargılanan şair Nevzat Çelik’in Şafak Türküsü şiirini iletti. Kaya’nın bestelediği şarkı 1986’da piyasaya çıktı ve büyük kitlelere ulaştı.
Kaya, çalışmaları aralıksız sürdürdüğü aynı yıl içinde “An Gelir” albümünü de çıkardı.
Yusuf Hayaloğlu ile tanışma
Kaya, ardından hayatında büyük etki bırakan eşi Gülten Kaya’nın kardeşi Yusuf Hayaloğlu ve onun şiirleriyle tanıştı. Bu tanışıklık sonrası, sözlerinin çoğunluğu Yusuf Hayaloğlu’na ait “Yorgun Demokrat” adlı albüm 1987’de yayımlandı.
1998’de Hayaloğlu’nun iki şarkısının söz yazarlığı yaptığı “Başkaldırıyorum” albümü ve 1989’da yine sözlerinin büyük çoğunluğu Hayaloğlu’na ait olan “İyimser Bir Gül” albümleri piyasaya sürüldü.
Aralarında Can Yücel’in de olduğu birçok şairin çeşitli şiirlerinden oluşan “Sevgi Duvarı” adlı albüm de 1990’da dinleyicilerle buluştu.
Albümüne toplatma kararı
Ahmet Kaya’nın 12 Mayıs 1994 çıkardığı “Şarkılarım Dağlara” albümü rekor satışla 90’ların en çok satan albümleri arasında yer aldı. Albüm, “Özgür çağrı” adlı şarkısında geçen “Abin bir gün dağdan döner, sarılırsın yavrucağım” sözler nedeniyle toplatıldı. Ayrıca Kaya’nın konser vermesi yasaklandı.

Müzik tarzı
Kaya, ilk dönemlerde albümlerinde genel olarak bağlamaya ağırlık verdi. Müzik tarzı pop, arabesk ve benzeri bir kategoriye girmediği için “özgün” müzik olarak nitelendirildi.
Ancak Kaya’nın müzik tarzı, o dönem halk arasında devrimci arabesk ve protest müzik olarak nitelendirildi. Genellikle şarkılarında halk sorunlarını ele alan Kaya, Atilla İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe ve Ahmed Arif gibi birçok tanınmış şairin şiirlerini besteledi.
Kürtçe şarkı nedeniyle linç
Kaya, sanat hayatı boyunca toplamda 22 albüm yaptı ve albümlerde yer alan parçaların sadece birisi Kürtçe oldu. “Karwan” isimli bir Kürtçe şarkı yapacağını 11 Şubat 1999’da Magazin Gazeteciler Derneği ödül töreninde en iyi sanatçı ödülünü alırken duyurdu.
Kaya’ya, ödül töreninde “Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim” dediği için ödül töreni sırasında ve sonrasında medya üzerinden sosyal linç uygulandı ve bu nedenle Paris’e gitmek zorunda kaldı.
