İstanbul 25 Kasım Kadın Platformu, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Üsküdar’daki semt pazarında bildiri dağıttı. Kadınlar, erkek şiddetine ve toplumsal eşitsizliğe karşı dayanışma mesajları verirken, 25 Kasım günü saat 19.30’da Taksim Tünel Meydanı’nda yapılacak yürüyüşe çağrıda bulundu.
Kadınlara dağıtılan bildirilerde, özgür, eşit ve şiddetsiz bir hayat için birlikte mücadele etmeye çağırıldı.
Üsküdar’daki semt pazarında, çalışan ve alışveriş yapan kadınlar erkek şiddetine dair görüşlerini İlketv.com.tr’ye anlattı.
‘Çocuğum ve kendim için korkuyorum’
34 yaşındaki pazarcı bir kadın, son iki yıldır kendini daha güvensiz hissettiğini belirtti:
‘Bir kez şiddet uygulayan yeniden uygular’
Kızının erkek şiddetinden hayatta kaldığını anlatan bir başka kadın ise, failin 11 ay hapis yattığını söyledi:
“Eskiden geceleri rahatça sokağa çıkardık, şimdi hava kararınca çıkmaya korkuyorum. Kızımın ilk eşi ona çok şiddet uyguluyordu. Sonunda boşandılar ama bu süreç kolay olmadı. Bütün kadınlara sesleniyorum: eğer o el bir kere kalktıysa bir daha kalkacak demektir. Değişir düzelir diyerek hiç kendilerini avutmasınlar.”
‘Yılmayın, mücadeleden edin’
Semt pazarında konuşan bir yurttaş ise kadınlara mücadele çağrısında bulunarak şöyle dedi:
“Kadınlar sadece eş değil; evlat, anne, kardeş… Şiddete karşı yılmayın, mücadele edin. Birileri bizim hakkımızı savunuyorsa ne mutlu bize.”
25 Kasım Platformu: Mücadelemiz birbirimiz için
Platform tarafından dağıtılan bildiride, Filistin, Afganistan, Rojava ve Lübnan’daki kadınların mücadelesine vurgu yapılarak, dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla dayanışma içinde oldukları belirtildi. Bildirinin tamamı şu şekilde:
“Kimimiz erkek şiddetine ve baskısına rağmen hayatımızı değiştirmek, kimimiz aileden, kocadan ayrı kendi düzenimizi kurmak için çabalıyoruz. Kimimiz ise sadece boşanmak istediğimiz için erkekler tarafından öldürülüyoruz.
Kadınlar, şiddetin nereden ne zaman geleceğini gördükleri, defalarca kamu kurumlarından destek talep ettikleri halde ne yargı ne medya ne de kolluk üzerine düşeni yapıyor. Şiddetin psikolojik bir sorundan, hastalıktan, bağımlılıktan kaynaklanmadığını biliyoruz. Eşitsizlikten kaynaklanan bu şiddetin faili en çok tanıdığımız erkekler. Şiddeti önleyici politikalar üretilmiyor, var olan önleyici yasa ve mekanizmalar yeterince kullanılmıyor. Devletin kadın ve çocuklara yönelik suçlardaki cezasızlık politikası, iyi hal indirimleri ve infaz yasalarıyla besleniyor. Bunlara rağmen biz kadınlar erkek-devlet şiddetiyle mücadele etmekten, kadın dayanışmasını büyütmekten vazgeçmiyoruz; çünkü biz hayatı istiyoruz!
Bizim bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok. Şüpheli kadın ölümleri aydınlatılsın istiyoruz. İktidarın kadın, çocuk ve LGBTİ+ düşmanı politikaları katlediyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden tek adamın sözüyle çıkıldı. Kadın düşmanı ittifaklar; 6284’ü, Medeni Kanun’u, nafaka hakkımızı hedefe koyarak failleri güçlendiriyor. Haklarımıza savaş açanlara karşı, mücadelemiz birbirimiz için!
Kadınların hayatları, aile üzerinden sınırlandırılırken, toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleştiriliyor. Şiddetten uzaklaşmak istediğimizde, içinde bulunduğumuz ekonomik kriz ve yoksullukla seçeneklerimiz daraltılıyor. Kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak güvencesiz ve desteksiz bir şekilde yalnız bırakılıyoruz. Şiddet ve istismar dolu ailelere hapsediliyoruz ve bu hanelerde emeğimiz, bedenimiz sömürülüyor. Ücretli, ücretsiz emeğimizi sömürenlere karşı mücadelemiz birbirimiz için!
Dünyanın her yerinde erkek-devlet şiddetine karşı kadınlar sokakları dolduruyor. İktidarlar, savaş politikalarıyla güç kazanmaya çalışırken bizler barışın sesini yükseltiyoruz. Savaşla yaşamı alt üst edilen Filistin’deki, Afganistan’daki, Rojava’daki, Lübnan’daki dünyanın dört bir yanındaki kadın ve lubunyalarla mücadelemiz ortak! Savaşa karşı mücadelemiz birbirimiz için!
Kadınlar olarak eşit olma hakkımıza göz dikenlere öfkeliyiz. Bizi öldürmeyi, bize şiddet uygulamayı kendine hak gören erkeklere öfkeliyiz. Bu şiddeti önlemeyen, hatta yeri geldiğinde şiddetin uygulayıcısı olan, ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlara ağır cezalar veren devlete öfkeliyiz. Erkek-devlet şiddetine karşı mücadelemizi hayatın her alanında sürdürüyoruz. Yasal ve toplumsal olarak kazandığımız haklarımızdan vazgeçmeye de daha fazlasını talep etmekten geri durmaya da niyetimiz yok! Çünkü BİZ HAYATI İSTİYORUZ! MÜCADELEMİZ BİRBİRİMİZ İÇİN, MÜCADELEMİZ EŞİT, ÖZGÜR, ŞİDDETSİZ BİR YAŞAM İÇİN!”