• Ana Sayfa
  • Manşet
  • İlhan Uzgel: Suriye’de yaşayan tüm halklar güvende olmalı

İlhan Uzgel: Suriye’de yaşayan tüm halklar güvende olmalı

CHP Dışişleri Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Uzgel, ‘HTŞ’nin ne kadar aslında sivilleştiği ne kadar ılımlılaştığı gibi yorumlar yapılıyor. Bunları ihtiyatla karşılıyoruz’ dedi.

İlhan Uzgel: Suriye’de yaşayan tüm halklar güvende olmalı
İlhan Uzgel: Suriye’de yaşayan tüm halklar güvende olmalı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 11 Aralık 2024 18:42
  • Güncellenme: 11 Aralık 2024 22:07

Suriye’deki gelişmeleri değerlendiren CHP Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Uzgel,  Şu an en önemli konumuz Suriye konusudur. Kurulacak düzenin bütün Suriye’yi temsil etmesini istiyoruz. Ama şu anda en önemli sorun, Suriye’de yaşayan bütün halkların güvenliğinin sağlanması sorunu” diye konuştu.

Uzgel, “İsrail’in mesela askeri operasyonları devam ediyor, bazı yerlerde sivil halka saldırılar var. Bizim gördüğümüz, medyada öne çıkarılan husus daha çok bir HTŞ güzellemesi oldu. Yani HTŞ’nin ne kadar aslında sivilleştiği ne kadar ılımlılaştığı gibi yorumlar yapılıyor. Bunları ihtiyatla karşılıyoruz. Şu anki koşullarda istikrar sağlayacak bir aktör var mı? Bütün Suriye’ye hakim olacak, bizim beklentimiz olan, demokratik, toprak bütünlüğü korunmuş, modern anlamda devlet kuracak bir yapı var mı? Bu çok tartışmalı” dedi.

ANKA haber ajansına konuşan İlhan Uzgel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Sahadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz 

Suriye’nin farklı güçlerin kontrolündeki bölgelere ayrılma olasılığı hakkında “Bu risk var. Yani şu an Suriye bütüncül bir devlet değil, farklı farklı yönetimler var Suriye’de. Mesela Şam’ı ele geçirdi HTŞ ve başka örgütler de var. HTŞ’nin kendisi bir de çatı örgüt ama mesela PYD’nin kontrol ettiği bölgeleri kontrol edemiyor şu anda. Hani oraya yönelik bir egemenlik yetkisi yok gibi gözüküyor” diye konuşan Uzgel, “Biz bütün bu süreçleri yakından takip ediyoruz, çok sıkı takip ediyoruz hem de. Bölgeyle bağlantılarımız var, burada çalışma gruplarımız var. CHP olarak bu konuyu çok önemsiyoruz. Şu an en önemli konumuz Suriye konusudur” ifadelerini kullandı.

Kitlesel bir geri dönüş yok  

“Bu istikrarsızlık ve bölgenin parçalanması durumunda Türkiye’yi önümüzdeki süreçte neler bekliyor?” sorusuna ise Uzgel şu yanıtı verdi:

Şimdi hükümet ve çevreleri çok seviniyor. Özellikle bu sığınmacı konusunu öne çıkarıyorlar. Buna da çok ihtiyatlı yaklaşmak lazım. Bir defa öyle kitlesel dönüş falan yok, onu söyleyelim. Gidenler çok sınırlı, mesela her aileden bir kişi gidiyor. Durumu görmek istiyorlar. Çünkü şu an kalkıp ailecek, hemen gidip oradaki evini bulacaksın da bir hayata başlayacaksın… Böyle bir durum yok Suriye’de. O yüzden bir erken sevinç, kamuoyunun biraz gözünü boyamaya yönelik hükümet tarafından bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız. 

Şu anda en önemli sorun, bütün Suriye’de yaşayan halkların güvenliğinin sağlanması sorunu

Uzgel, “CHP’nin Suriye konusundaki yol haritası, söylemleri ne olacak?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

Suriye’deki gelişmeleri öncelikle analiz ettik. Devamında ne tür riskler barındırıyor, bunları tartıştık. Ve tabii ki ‘Biz nasıl bir Suriye görmek istiyoruz’, bunun üzerinde duruyoruz. Yani Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruması lazım. Buradan devletler çıkarsa yeni bir istikrarsızlığa kapı açılır bir defa. İkincisi bir geçiş hükümeti olması lazım, yani bir anayasa çalışması yapılacak ama bunun koşulları önemli. Yani nasıl yapılacak, içeriden mi yapılacak, dışarıdan mı yapılacak? Bir hükümetin olması lazım ve oradaki daha kırılgan gruplara karşı çok dikkat olunması lazım. Bunların takipçisiyiz. Mesela Lazkiye civarında Aleviler var. Bunlara dair aldığımız ilk haberler hoş değil. Bu konuda çok ciddi, gerekirse hükümetle de temas ederiz. Suriye’deki diğer grupların da Türkmenler var, Dürziler var; yani kendini koruma konusunda daha hassas gruplar var. Kurulacak düzenin bütün Suriye’yi temsil etmesini istiyoruz. Ama şu anda en önemli sorun Suriye’de, bütün Suriye’de yaşayan halkların güvenliğinin sağlanması sorunu. 

Erdoğan’ın dış politika başarısı iddiaları

Uzgel, “Bazı kesimlerce, Esad’ın ülkeyi terk edişi ve Suriye’deki gelişmeler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın haklı çıkması şeklinde yorumlanıyor ve Erdoğan’ın dış politikası başarılı olarak değerlendiriliyor. Erdoğan haklı mı çıktı?” sorusuna şu yanıtı verdi:

Hayır, bu bir algı. Ortada başarı sayılabileceğimiz hiçbir şey yok. HTŞ, Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği bir örgüt. O gitti, Esad’ı devirdi. Bunun nesine sevinmemiz gerekiyor, bunu anlamış değilim. İkincisi, bu sürecin en büyük kazananı İsrail. Hükümet bununla mı övünmek istiyor? Halep’i aldık, oraya plaka dağıtma siyasetiyle göz boyamaya çalışmasınlar. Bu süreç, belli ki çok iyi hazırlanmış. Türkiye de HTŞ’yi koruyordu sonuçta İdlib’de. Dolayısıyla Türkiye de bu sürece katkı sağlamış oldu. O yüzden de böyle buradan büyük bir başarı varmış gibi… Eğer bir başarı varsa buradan İran sökülüp atıldı ve bu süreçten kazançlı çıkan arıyorsanız İsrail’e bakın, Netanyahu’ya bakın. En çok sevinen Netanyahu.

HTŞ’nin Tel Aviv’e yaklaşımı 

Uzgel, HTŞ’nin İsrail’e yönelik tavrı konusunda ise şunları kaydetti:

HTŞ, İsrail’e bırakın kurşun atmayı, laf bile atmıyor. İsrail’e bırakın dokunmayı, dokunana dokunuyor. Hizbullah savaşıyordu İsrail’le. HTŞ’nin en büyük düşmanı Hizbullah’tı. Dolayısıyla tablo bana sorarsanız çok açık ve halkımız da bunu görüyor.