MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 1 Ekim’de DEM Parti Eş Genel başkanı Tuncer Bakırhan’la tokalaşması ve sonrasında yaptığı çağrılarla başlayan tartışmalar sürüyor. Bahçeli, “Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılsın, DEM Parti kendisiyle görüşsün” yönündeki ısrarlı çağrılarına rağmen henüz DEM Parti’nin İmralı’yla görüşme talebine yanıt verilmedi.
Üst düzey bir DEM Parti yetkilisi, yaşanan gelişmeleri ilketv.com.tr’ye değerlendirdi.
“Bahçeli biraz daha gelecek perspektifiyle ve biraz daha büyük riski gören bir yerden konuşuyor. Ama gördüğümüz kadarıyla AKP’nin ve Erdoğan’ın biraz daha güncele hapsolduğu, uzun erimli düşünmediği ve temel motivasyonun biraz daha kendi iktidarı olduğu yönünde bir izlenim ediniyoruz.”
‘AKP biraz daha temkinli hareket ediyor’
1 Ekim sonrası yaşanan gelişmelere bakıldığında AK Parti ve MHP’nin soruna yaklaşımında farklar olduğuna dikkat çeken DEM Parti yetkilisi, şunları söyledi:
“Gördüğümüz kadarıyla AKP biraz daha temkinli hareket ediyor. Biraz daha kamuoyunun nabzını ölçmeye çalışıyor. Suriye’deki bazı dengelerin yerine oturmasını beklediğini düşünüyoruz. Suriye sahası netleşmeden, burada çok adım atmayan niyetleri yok. Aslında kısmen şöyle; Bahçeli biraz daha gelecek perspektifiyle ve biraz daha büyük riski gören bir yerden konuşuyor. Ama gördüğümüz kadarıyla AKP’nin ve Erdoğan’ın biraz daha güncele hapsolduğu, uzun erimli düşünmediği ve temel motivasyonun biraz daha kendi iktidarı olduğu yönünde bir izlenim ediniyoruz.”
“Suriye’deki gelişmeler şu anda ötelenmesinin temel nedenlerinden birisi. İkincisi de, bu meselede sadece bu görüşme trafiğinden ne bekledikleri de biraz süreci uzatan bir şey olabilir.”
İmralı için yaptıkları başvurunun bir an önce sonuçlanmasını beklediklerini ifade eden yetkili, “Suriye’deki gelişmeler şu anda ötelenmesinin temel nedenlerinden birisi. İkincisi de, bu meselede sadece bu görüşme trafiğinden ne bekledikleri de biraz süreci uzatan bir şey olabilir” dedi.
Aynı yetkili, Abdullah Öcalan’ın, 23 Ekim’deki görüşmede durduğu yeri çok iyi tarif ettiğini belirterek, Kürtlerin bütün bileşenleriyle bir bütün olarak çözüm için elini taşın altına sokmaya hazır olduğunu ancak AK Parti’nin çözüm isteyip istemediğinin henüz belli olmadığını ifade etti.
‘İmralı’nın vereceği mesaja göre hükümetin tutumu belirleyici olacak’
Çözüm için İmralı üzerindeki tecridin kalkmasının önemine dikkat çeken DEM Parti yetkilisi, “İmralı’ya gidişten sonra bütün bu tartışmalar biraz daha netleşmiş olacak. Yani İmralı’nın vereceği mesaj ve o mesaja göre hükümetin tutumu belirleyici olacak” dedi.
DEM Parti yetkilisi, İmralı’da yapılacak görüşmenin Öcalan’ın isteğiyle geciktirildiği iddiasını da değerlendirdi. Bu konuda bir bilgilerinin olmadığını belirten yetkili, şöyle devam etti:
“Abdullah Öcalan Kürt sorununun en temel aktörü. Çok uzun süre barışın ve demokrasinin olması açısından emek harcamış, düşünsel anlamda buna kafa yormuş birisi. Geçmiş dönemlerde de bu sorunu bütünlüklü görmüş birisi. Kuzeydoğu Suriye’yi, Rojava’yı Türkiye’den, Türkiye’deki Kürt sorunundan ayrı el almış biri değil. Kürtler derken de bütünlüklü bir Kürt’ten bahsediyor. Bir bütün olarak Kürtler açısından bir kazanım, gerçekten eşit, özgür, demokratik var olma meselesini önceliyor. Öcalan’ın Suriye’deki süreci, Suriye’deki diyalogları, Suriye’deki yeni geçiş dönemini, taşlarının oturmasını, buraya etkileri, buradaki hükümetin Suriye’deki gelişmeleri nasıl karşıladığını görmek gibi bir tercihi olabilir. Ancak bunların hepsi spekülatif, yorum yapıyoruz.”
İmralı’ya gidecek heyet konusunda iktidardan kendileriyle bir görüş alışverişinde bulunmadığını belirten yetkili, ilk görüşmeye Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in gideceğine dair bir izlenim edindiklerini söyledi.
“CHP, geçmiş dönemlere nazaran daha iyi bir pozisyonda ama toplumun önüne bir çözüm projesi koyamadı.”
DEM Parti yetkilisi, CHP’nin soruna yaklaşımına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Cumhuriyet Halk Partisi açısından açıkçası geçmiş dönemlere nazaran daha iyi bir pozisyondalar, daha iyi açıklamalar yapıyorlar. Özgür Özel’in ‘tarihin doğru tarafında yer almak istiyoruz’ diye formül ettiği şey çok önemli. Kürd’ün kendine ait hissettiği bir ülke, bir devlet ya da o kavramsallaştırmalarla ifade edilen şeyin kendisi çok kıymetli. Ama şöyle de bir şey yapmaya ihtiyaç var. Bir projesi yok Cumhuriyet Halk Partisi’nin. Bugün ana muhalefet partisi ama bir çözüm formülü halihazırda oluşturabilmiş ve toplumun önüne koyabilmiş değiller.”