6 Şubat 2023’te Türkiye, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde, 65 saniye süren bir depremle sarsıldı. Aynı gün, saat 13.24’te bölgedeki etkisi 7.6 büyüklüğünde, 45 saniyelik bir deprem daha meydana geldi. Bu ikinci depremin merkez üssü Elbistan olarak belirlendi. Depremler, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ gibi 11 ili etkileyerek tarihe geçecek en büyük doğal afetlerden biri olarak kayıtlara geçti.
Deprem bölgesinde yıkım ve can kaybı
Resmi rakamlara göre, yaşanan depremlerde 53.537 kişi hayatını kaybederken, yüz binlerce kişi yaralandı. Depremzedeler, yakınlarından hâlâ haber alamadıklarını ve can kayıplarının resmi rakamların çok üzerinde olduğunu iddia ediyor. Bölgedeki yıkım; okullar, hastaneler, havalimanları ve yolların ya tamamen yıkılması ya da ağır hasar alması şeklinde kendini gösterdi. Bu 110 saniyelik felaket, milyonlarca insanın hayatını bir anda değiştirdi.
Yardım çığlıkları ve müdahale eksikliği
Depremin ilk üç gününde, bölge halkı soğukta, aç, susuz ve çadırsız kaldı. Kurtarma çalışmalarına katılan madenciler ve diğer ekiplerin müdahale girişimleri, çeşitli engellemelerle karşılaştı. Yardım çağrılarının geç yanıtlanması, bölgedeki kaos ve çaresizliği artırdı. Vatandaşlar, yardımın gecikmesi ve koordinasyon eksikliğine tepki gösterirken, “Neredeki bu devlet?” sorusuyla durumu eleştirdi.
Bir video kaydında, sanatçı Orhan Aydın Hatay’da enkaz altında kalan kızını izlerken duygularını şöyle dile getirdi:
‘Ben bugün kente yüzlerce kez geldim. Oyunlar oynadım, filmler çektim. Kuşların bile ağladığı bir zaman dilimine geldim. Maalesef canım çok yakında yanıyormuş gibi arkada gördüğüm binada kızım halen enkazın altında. Ve çıkartmak için canla başla insanlar çalışıyor. AFAD yok, ortada vicdanlı bir gönüllü insanlar var.’
Muhalefetten iktidara tepki
Deprem sonrası müdahalenin geç kalması ve yardım malzemelerinin engellenmesi, siyasi arenada da geniş yankı uyandırdı. 6 Şubat depreminin ardından dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Şubat 2023’te sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
‘Burada felaketin koordinasyon için gerekli tedbirler, yapılmamış. Türkiye’nin bu konudaki birikiminden yeterince faydalanılmamış. Bu felaketlerde kamu kurumlarının, belediyeler ve sivil toplum kurumlarıyla işbirliği önemli. Ama belediyelere karşı siyasi bir tavır var. Birçok sivil toplum kurumu da baskı altında, yok edildi.’
Halkımızın halini yerinde gördüm. Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur. Erdoğan’la, sarayıyla ve rant çeteleriyle hiçbir zeminde buluşmayacağım. Ben halkımın kavgasını vereceğim. Sonuna kadar. pic.twitter.com/MMDeBCBFRC
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) February 7, 2023
Üç aylık ohal ve sosyal medya kısıtlamaları
9 Şubat 2023’te, depremlerden etkilenen 10 kent için üç aylık olağanüstü hal ilan edildi. Cumhurbaşkanlığı’nın ohâl kararı, TBMM genel kurulunda AK Parti, MHP ve BBP oylarıyla kabul edildi. Muhalefetin “ohâl süresinin bir aya çekilmesi” önerisi ise Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildi. Aynı gün, Twitter ve bazı sosyal medya sitelerine erişim kısıtlanırken, gelen tepkiler üzerine 9,5 saat sonra bant daraltma uygulamasına son verildi. HDP eş genel başkanı Pervin Buldan, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
‘Bu doğal afet karşısında çok şey yapılabilirdi; ancak onların yaptığı tek şey, olağanüstü hal ilanıyla birlikte sosyal medya kısıtlaması yapmak, insanlara yardım edenlere öfke duymak, hakaret etmek ve parmak sallamaktan başka bir şey yapmadıklarını bu beş gün içerisinde bir kez daha gördük.’
İşçiler can derdinde
Depremin hemen ardından, işverenlerin işçilere yönelik uyguladığı baskılar da gündeme geldi. 6 Şubat depreminin etkilerinin yaşandığı bölgelerde, bazı işverenler, deprem sonrası üç gün içinde “fabrikaya çalışmaya gelmezseniz işten atarız” şeklinde tehditlerde bulundu. Birtek-Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen, 20 Şubat 2023’te Gaziantep’te yaptığı açıklamada, şu ifadelerle yaşanan zorlukları özetledi:
‘Başkınar’daki fabrikalar bütün işçileri iş başı çağrısı yaptı. İnsanların çoğu sokakta, çadırda ya da hasarlı evlerde yaşarken; bazıları il dışına gitmiş, çoluk çocuklarını sokakta bırakıp işe gidemeyeceklerini söylemelerine rağmen, şart koşularak yüz binlerce işçi işe çağrıldı. İşçiler ise geçim derdinden ve işten atılma korkusuyla çalışmak zorunda kaldı.’
Konut sözü ve inşaat yetersizliği
Depremzedelerin yaralarını sarma çabaları arasında, devletin verdiği konut sözü de önemli bir yer tuttu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Mart 2023’te Kahramanmaraş’ta yaptığı açıklamada, bir yıl içinde konutların tamamlanacağını vaat etmişti. Ancak iki yıl geçmesine rağmen, verilen konut sözünün yalnızca yüzde 45’i hayata geçirilebildi. Erdoğan, “Felaketten sonraki ikinci haftada kalıcı konutlar için gerekli adımlar atmaya başladık. Mevcut planlamaya göre bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evi, toplamda da 650 bin konutu yapacağız” diyerek vaatlerini yinelerken, 24 Ocak’ta Malatya’da düzenlenen TOKİ kura töreninde şu sözler kullanıldı:
‘6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz Kasım ayında Kahramanmaraş’ta gerçekleştirdiğimiz törenlerle 155 bininci yuvamızın anahtarlarını teslim etmiştik. Söz verdiğimiz üzere, 2024 yılı sonu itibariyle konutlarımızın yüzde 45’ini tamamlamış durumdayız. Bugün de 201 bininci yuvamızın anahtarlarını teslim ediyoruz.’
Deprem sonuçları gizlenmek istendi
İktidar, zaman geçtikçe “asrın felaketi” söylemini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Nisan 2023’te ulusa seslenirken, “Asrın felaketinin yaralarını devlet-millet el ele, omuz omuza vererek asrın dayanışmasıyla sarıyoruz” ifadesini kullandı. Bunun yanı sıra, imar barışları ve müteahhitlerle yapılan siyasi-ticari iş birlikleri, depremin yarattığı acının örtbas edilmek istendiği eleştirilerini beraberinde getirdi. Bilim insanları ise, ülkenin deprem kuşağında yer aldığı gerçeğini hatırlatarak, daha dikkatli olunması çağrısında bulunuyor.