• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Bir Grup Müslüman Aydın: Çözüm için toplumsal katılım şart

Bir Grup Müslüman Aydın: Çözüm için toplumsal katılım şart

Açıklamada, barışın sağlanabilmesi için anayasal güvenceye dayalı bir çözüm süreci gerektiği ifade edildi.

Bir Grup Müslüman Aydın: Çözüm için toplumsal katılım şart
Bir Grup Müslüman Aydın: Çözüm için toplumsal katılım şart
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 13 Şubat 2025 10:12

Bir Grup Müslüman Aydın, Kürt sorununun çözümüne dair yürütülen tartışmalara ilişkin İstanbul’da bir açıklama yaptı. Aydınlar, barışın sağlanması için anayasal güvenceye dayalı bir çözüm sürecinin gerekliliğine dikkat çekerken, Meclis’in sorumluluk üstlenmesi ve toplumsal katılımın artırılması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, güçlü bir destek ve katılım olması durumunda sorunun çözülebileceği ifade edildi.

‘Yüz yıllık süreç çatışmalarla geçti’

Müslüman aydınlardan yazar Ümit Aktaş, Kürt sorununun Türkiye’nin en köklü meselelerinden biri olduğunu belirterek, Cumhuriyet’in kuruluşunda Kürtlerin de sürecin içinde yer aldığını ancak ilerleyen yıllarda dışlandığını ifade etti. Aktaş, “Cumhuriyetin başında Kürtlerle çıkılan yolda, Kürtler artık bir yoldaş olarak kabul edilmedi” dedi.

Ümit Aktaş

Sorunun çözümüne yönelik siyasi ve hukuki adımlar atılmasının zorunlu olduğunu belirten Aktaş, “Bir toplumun inkar edilmesi insan haklarına aykırıdır. Kürt sorunu, ötekileştirme politikalarıyla kendini var eden bir ideolojiye dayanıyor. Bu ideoloji olmasa, Türkiye toplumu birlikte var olabilir” dedi.

‘Çözüm için güçlü toplumsal destek şart’

Geçmiş yıllarda çözüm sürecine dair girişimlerin olduğunu ancak bunların başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlatan Aktaş, 2012-2015 yılları arasında yürütülen barış görüşmelerinin başarısızlığa uğradığını ve bu süreçte rol alan birçok kişinin yargılandığını belirtti. Devletin ve siyasi partilerin sürece dahil olması gerektiğini vurgulayan Aktaş, “Bu sorun sadece devletin veya yasaların çözebileceği bir mesele değildir. Eğer güçlü bir toplumsal katılım olursa, bu sorun çözülebilir” dedi.

Anadilde eğitim hakkının önemine değinen Aktaş, “Kürtçenin eğitim dili olarak kullanılmasına dair tüm kısıtlamalar kaldırılmalı. Yerel yönetimlerin mahalle ve yol tabelalarını Kürtçe yazmasından rahatsızlık duyulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Fatma Akdokur: ‘Tekçilik Ortadoğu’nun tabiatına aykırıdır’

Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden emekli Dr. Fatma Akdokur, Ortadoğu’nun çok dilli ve çok kültürlü yapısına dikkat çekerek, “Ulus devletlerin tek dil, tek millet, tek din anlayışı bu coğrafyanın tabiatına aykırıdır” dedi.

Fatma Akdokur

Egemen güçlerin barış süreçlerini geciktirdiğini ifade eden Akdokur, “Bu coğrafyada halklar bir arada yaşama kültürüne sahiptir. Yeter ki yönetenler gölge etmesin. Kürt halkı, tüm baskılara rağmen kimliğini ve varlığını sürdürüyor” diye konuştu.

Kürt ve Türk toplumlarının birlikte yaşayabileceği anayasal bir güvence oluşturulması gerektiğini belirten Akdokur, “Biz halklar olarak barışın savunucusu olmayı sürdüreceğiz. Barış hemen şimdi sağlanmalı” dedi.

Kadınların barış sürecindeki rolü

Kadınların barış süreçlerinde önemli bir role sahip olduğunu vurgulayan Akdokur, savaşın en büyük mağdurlarının kadınlar olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Barışın zıttı savaş ve savaşın etkileri en çok kadınları vuruyor. Suriye’de IŞİD saldırılarının hedefi Êzidî kadınlardı. Yüz binlerce kadın göçe zorlandı. Erkekler savaşın kararını veriyor ama kadınlar sonuçlarına katlanıyor. Bu nedenle barış mücadelesinde kadınların daha fazla rol alması gerekiyor.” (MA)