İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve 10 kişilik Yönetim Kurulu üyelerinin değişmesi, yerlerine başkalarını seçilmesi talebiyle açılan davada karar verildi. Mahkeme, davanın kabulüne, başkan ve yönetiminin görevine son verilmesine ve yeniden seçim yapılmasına hükmetti.
Mahkeme kararı şöyle açıklandı:
1-İstanbul 1 nolu Barosu Yönetim Kurulu Üyeleri olan davalıların 1136 sayılı Avukatlık Kanunu nun 77/5. Maddesi gereğince GÖREVLERİNE SON VERİLMESINE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip görevlerine son verilen Yönetim Kurulu Üyeleri yerine, bu Kanundaki usul ve esaslara göre, en geç bir ay içerisinde yenilerinin SEÇİLMESİNE.
3-Karardan birer suretin İstanbul 1 nolu Barosu’na, Adalet Bakanlığı’na ve Türkiye Barolar Birliği’ne gönderilmesine…
Kararın ardından protesto yürüyüşü gerçekleştirmek isteyen İstanbul Barosu avukatlarına polis müdahale etti.
#SONDAKİKA | İstanbul Barosu avukatlarının baroya yürüyüşüne polis engelihttps://t.co/Zlyb8id7FS pic.twitter.com/QUwqb5Nik3
— İlke TV (@ilketvcomtr) March 21, 2025
Bundan sonra ne olacak?
Mahkeme İstanbul Barosu’nun en geç bir ay içerisinde yeni yönetim kurulu seçilmesine karar verdi. İstanbul Barosu bir içinde seçim yaparak yeni bir yönetim kurulu seçecek.
Bugünkü duruşmada neler yaşandı?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul Barosu yöneticilerinin, kendilerine verilen yetkiyi “amaç dışı” kullandıkları iddiasıyla açtığı ve baro yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesini talep ettiği davaya devam edildi.
İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava, izleyicilerin fazla olması dolayısıyla İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Duruşmayı, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, çok sayıda baro başkanı ve avukatın yanı sıra yurt dışından gelen gözlemciler de izledi.
Duruşmaya, hakkındaki bir soruşturma nedeniyle tutuklu bulunan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir SEGBİS aracılığıyla katıldı.
Duruşmada söz verilen cumhuriyet savcısı, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ise beyanında, önceki celse başsavcılığının davaya gerekçe olarak gösterdiği Avukatlık Kanunu’nun “Amaçları dışında faaliyet gösteren barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır” düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirttiklerini anlattı.
Kaboğlu, bu sebeple düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurulması gerektiğini dile getirdiklerini belirterek, “Gerekçe de belirtmediniz. Ret kararınız da Anayasaya aykırıdır. Dosyayı Anayasa’ya aykırılık itirazımız kapsamında AYM’ye göndermenizi tekrar talep ediyoruz” dedi.
İstanbul Barosu Başkan Vekili Mehmet Köksal da, “Bu davanın başından beri birçok hata yapılmakta ve birçok hukuki absürtlük de devam etmektedir. Anayasa aykırılık konusunda söylenenlere katılıyorum. Bu dava yok hükmündedir. Davanın reddine karar verilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
Baro Yönetim Kurulu Üyesi Ezgi Şahin Yalvarıcı’nın avukatı Baran Doğan ise “İstanbul Savcılığı bugünlerde kötü işler yapıyor. İlk önce bir ceza davası, sonra da hukuk davası açıyor. Usulleri bu oldu. Arkasına medya gücünü alıp tüm davaları zehirliyorlar. Savcılık eline çekici almış, herkesi çivi zannediyor. Ama 65 bin avukatın çivi olmadığını onlara göstereceğiz” dedi.
Tutuklu Baro Yönetim Kurulu Üyesi Epözdemir de, “Ceza davasını beklemeden bence davayı red bile edemezsiniz. Zannetmeyin ki size kurulan baskılar bizim kulağımıza gelmiyor” diye konuştu.
TBB Başkan Erinç Sağkan da davanın Türkiye’deki 200 bin avukatı ilgilendirdiğini söyledi ve “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı anladığım kadarıyla tüm tuşlara basıyor. Kendisini denetlenemez görüyor. Artık kamuoyuna yaptığı açıklamalarda bile lekelenmeme hakkını hiçe sayabiliyor” dedi.