ABD, Suriye geçici yönetimine bir dizi şart içeren bir talep listesi sundu. Reuters’ın haberine göre ABD’nin Suriye ve Levant’tan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Natasha Franceschi, bu listeyi 18 Mart’ta Brüksel’de düzenlenen Suriye bağış konferansının oturum aralarında Suriye Dışişleri Bakanı Esad el-Şibani’ye bizzat iletti. Bu temas, Trump yönetimi döneminde Washington ile Şam arasında gerçekleşen en üst düzey doğrudan görüşme olarak kayda geçti.
Reuters’ın altı farklı kaynaktan edindiği bilgiye göre, ABD’nin sunduğu şartlar arasında şu maddeler yer alıyor:
-
Suriye’de kalan tüm kimyasal silah stoklarının imha edilmesi,
-
Terörle mücadele konusunda ABD ile tam iş birliği yapılması,
-
Yabancı savaşçıların, özellikle de eski muhalif unsurların yönetim kademelerine getirilmemesi,
-
Kaybolan ABD’li gazeteci Austin Tice’ın bulunması için bir irtibat kişisinin atanması.
Suriye’nin halihazırda Uygur, Ürdünlü ve Türk kökenli bazı eski muhalifleri savunma bakanlığına atamış olması, bu talebin gündeme gelmesine neden oldu. ABD’li yetkililer, bu atamaların dış dünyada ciddi güvenlik kaygılarına yol açtığını belirtiyor.
Yaptırım muafiyeti ve destek vaadi
ABD, bu şartların tamamının yerine getirilmesi hâlinde bazı yaptırımları geçici olarak kaldırmayı ve halihazırda var olan işlemsel muafiyetin süresini iki yıl uzatmayı teklif etti. Ayrıca, Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekleyen bir açıklama yapılacağı da belirtildi. Ancak ABD tarafı, taleplerin karşılanması için bir takvim sunmadı.
ABD Dışişleri Bakanlığı konuya ilişkin yorum yapmazken, Bakanlık Sözcüsü Tammy Bruce, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, “Washington, geçici yönetimin eylemlerini yakından takip etmektedir” ifadelerini kullanmıştı.
Suriye, yaptırımların tamamen kaldırılmasını istiyor
Suriye Dışişleri Bakanlığı ve geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara, yaptırımların tamamen kaldırılması gerektiğini savunuyor. Yetkililer, Aralık ayında Beşar Esad’ın bir yıldırım muhalif taarruzla devrilmesinden bu yana, yaptırımların meşruiyetini kaybettiğini öne sürüyor.
Suriye ekonomisi, 14 yıla yaklaşan iç savaş ve Batı’nın uyguladığı ağır yaptırımlar nedeniyle çökme noktasına gelmiş durumda. Ocak ayında insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak amacıyla yayımlanan altı aylık genel muafiyet lisansı, Katar gibi ülkelerin maaş ödemesi gibi ekonomik destekleri gerçekleştirmesi için yeterli görülmedi.
ABD politikasında fikir ayrılığı
Washington’da Suriye politikasına dair görüş ayrılıkları dikkat çekiyor. Beyaz Saray’daki bazı yetkililer, yeni Suriye yönetiminin geçmişte El Kaide ile ilişkili olduğuna işaret ederek, daha sert bir tutum benimsenmesini savunurken; Dışişleri Bakanlığı ise daha dengeli, sınırlı iş birliği içeren bir yaklaşımı tercih ediyor.
Bu görüş ayrılığı, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, Batı Suriye’de çoğunluğu Alevi olan yüzlerce sivilin rejim yanlısı silahlı unsurlar tarafından öldürülmesi sonrası yaptığı açıklamada da kendini gösterdi. Rubio, saldırıyı “radikal İslamcı teröristler ve yabancı cihatçılar” olarak nitelendirmiş, geçici yönetimi failleri adalete teslim etmeye çağırmıştı.
Geçici hükümete eleştiriler Avrupa Parlamentosu’na taşındı
Suriye Demokratik Meclisi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ahmed, Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen bir oturumda yaptığı konuşmada, geçici yönetimi eleştirdi.
“21. yüzyılda ulus devletçi zihniyet Ortadoğu’da ciddi krizler yaratıyor” diyen İlham Ahmed, mevcut sistemin cinsiyetçi ve erkek egemen olduğunu belirtti. Ortadoğu’nun yeniden dizayn edildiğini ve Kürtlerin mücadelesinin bu süreçte kritik önemde olduğunu vurgulayan Ahmed, Suriye’de yaşanan 14-15 yıllık krizin halen derinleştiğini söyledi.
“Şam’ı yöneten geçici hükümetin, halklarla diyalog kurma pratiği olmadığını görüyoruz. Mevcut yapının Baas rejiminden farkı yok denecek kadar az” ifadelerini kullanan Ahmed, geçici yönetimin giderek İslami ve radikal bir zemine kaydığı izlenimini edindiklerini belirtti.