Ermeni edebiyatının usta kalemi Mıgırdiç Margosyan, vefatının 3’üncü yılında Diyarbakır’da Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (DİTAV) tarafından düzenlenen etkinlikle anıldı.
Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 2 Nisan 2022 yılında 83 yaşında yaşamını yitiren Diyarbakırlı Ermeni yazar Mıgırdiç Margosyan, vefatının 3 yılında da unutulmadı.
Vakfın kentin Sur ilçesindeki adresinde yapılan anmaya çok sayıda kişi katıldı. Anma programında Margosyan’ın sevdiği parçalar,
‘Öteki Serenat’ adı altında, sanatçılar Stepan Epremyan ve Alişan Budak tarafından seslendirildi.
Anmayı düzenleyen DİTAV Başkan Yardımcısı-Yazar Şeyhmus Diken, Mıgirdiç Margosyan’ın bu topraklar için önemini İlke TV’ye anlattı.
Edebiyatı ‘Biz de varız’ demenin hikâyesi
Margosyan’ın, henüz 15 yaşında ve ortaokul öğrencisi olduğu 1953 yılında, Anadolu ve Mezopotamya topraklarındaki diğer Ermeni çocuklarla birlikte bir Ermeni papaz tarafından anadillerini öğrensinler diye İstanbul’a götürüldüğünü aktaran Diken, “Annesi ve babası ‘sen de git oğlum’ diyor. Kendi anadilini öğrenmek ve eğitim görmek için İstanbul’a gidiyor. Düşünün 15 yaşında bir çocuk olarak gidiyor ve sonra Diyarbakır’la olan bağı aslında fiili olarak kopuyor, sadece yaz tatillerinde gelip gidiyor. 60’lı yıllardan sonra ise, hemen hemen 90’lı yılların sonuna kadar hiç gelmiyor şehre. Fakat 1988 yılında yayımlanın ‘Gavur Mahallesi’ ile öyle bir edebiyat yaratıyor ki, sanki hiç Diyarbakır’dan ayrılmamış gibi… Sadece buradaki Ermeni toplumunun hikâyelerini de değil, Ermenilerle ilişki halinde olan Kürtler ve diğer tebaayla tümüyle olan bağı 15 yaşındaki bir çocuğun hafızasına nakşolan metinler üzerinden yaşayarak yeniden yazıyor. Bu aslında tıkanan bir Ermeni taşra edebiyatının yeniden İstanbul’daki Amira Ermenileri’ne ‘biz de varız, yok olmadık’ demenin hikâyesi gibi. Mıgırdiç Margosyan’ı işte bu pencereden okumak lazım” dedi.
Yayımlandığında Gavur Mahallesi’ni Diyarbakır’da okuyan ilk kişilerden biri olduğu belirten Diken, kendisiyle tanıştığında bunu kendisine de söylediği Margosyan’la kurdukları dostluğun ölünceye kadar hiç kesilmediğini kaydetti.
Diyarbakır’a olan sevgisi
Diken, her şeyden evvel çok duygusal bir insan olduğunu söylediği Margosyan’ın, Diyarbakır’ın olan bağını ise, şu sözlerle ifade etti: “Eşi ve çocuklarının anlattığına göre, dünyanın neresinden olursa olsun, kendisine bir yerden bir davet ettiği vakit ‘hele dur bir takvime, ajandama falan bakayım’ dermiş. Ama Diyarbakır dediğinde ‘aha beni memleketimden çağırıyorlar, mutlaka gitmeliyim’ diyerek, bütün işlerini bir kenara bırakıp Diyarbakır’ın davetine icabet edermiş. Bunu her zaman zaten biz yaşadık bu şehirde. Geldiğinde burada kendisi oluyordu Mıgırdiç Margosyan. Bu çok önemli bir şeydi, ana rahmine dönüş gibi düşünün bunu.”
‘Ermeni kültürünün ispat-ı vücuduydu’
Şeyhmus Diken şunları belirtti. “Bu şehir sadece Kürtlerin şehri değil, şimdi Kürtler olarak ‘Amed bizimdir’ diyoruz ama aslında bu şehir Ermenilerin, Süryanilerin, Keldanilerin, Êzidîlerin, Arapların, Yahudilerin, Türkmen Alevilerin, yani bu şehirde yaşamış bütün toplumların hepsine ait bir şehirdir. Biz, şimdi muktedir bir kültür olarak Kürt kimliği üzerinden bir okuma yapıyoruz ama Mıgırdiç Margosyan Ermeni kültürünün de burada var olduğunun ispat-ı vücuduydu.”
Margosyan’ın vefatıyla bu toprakların çok şeyi kaybettiğinin altını özellikle çizen Diken, “Mıgırdiç Margosyan bir kimlik ve simgesel bir kişilikti. Diyarbakır Kitap Fuarı’na her geldiğinde en fazla kuyruğu, O’nun yer aldığı Aras Yayınevi standının önünde görürdünüz. Bir de İsmail Beşikçi‘nin standı önünde insanlar kuyruğa girerlerdi. Fakat Mıgırdiç Margosyan hep bir numaraydı. Çünkü o, bir kentteki kimliğini gizlemiş şahsiyetlerin kimlik ifşası, kimlik varoluşu gibiydi” ifadelerini kullandı.
Mıgırdiç Margosyan kimdir?
Mıgırdiç Margosyan 23 Aralık 1938’de Diyarbakır’ın Hançepek Mahallesi’nde (Gâvur Mahallesi) doğdu. Eğitimini Süleyman Nazif İlkokulu, Ziya Gökalp Ortaokulu, daha sonra İstanbul’daki Bezciyan Ortaokulu ve Getronagan Lisesi’nde sürdürdü. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. Karagözyan Yetimhanesi’nde belletmenlik yaptığı gençlik yıllarında şair arkadaşı Varteres Karagözyan’la birlikte Ermenice To (1959) dergisini çıkardı. 1966-1972 yılları arasında Üsküdar Selamsız’daki Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi’nde müdürlüğün yanı sıra felsefe, psikoloji, Ermeni dili ve edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Edebi çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Marmara gazetesinde yayımlanan Ermenice öykülerinin bir bölümü Mer Ayt Goğmerı [Bizim Oralar] adıyla kitap haline getirildi (1984; 1994’te Aras tarafından yeniden basıldı) ve bu kitabıyla 1988’de, Ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Edebiyat Ödülü’nü (Paris-Fransa) aldı. 1993’te, dostları Yetvart ve Payline Tomasyan, Hrant Dink ve kardeşi Ardaşes Margosyan’la birlikte Aras Yayıncılık’ı kurdu. Gâvur Mahallesi (1992, ilk basımı Bebekus’un Kitaplığı’ndan, daha sonrakiler Aras’tan), Söyle Margos Nerelisen? (1995) ve Biletimiz İstanbul’a Kesildi (1998) adlı Türkçe kitaplarını, 1999’da ikinci Ermenice kitabı Dikrisi Aperen [Dicle Kıyılarından] izledi. Gâvur Mahallesi Avesta Yayınları tarafından Li Ba Me, Li Wan Deran [Bizim O Yöreler] adıyla Kürtçe olarak yayımlandı (1999; 2018’de Aras bu kitabın yeni baskısını Taxa Filla adıyla yaptı). Türkçe kaleme aldığı Tespih Taneleri (2006) adlı anı-romanı büyük ilgiyle karşılandı. Yazarın en çok okunan kitabı Gâvur Mahallesi, 2011’de Türkçe, Ermenice ve Kürtçe olarak, üç dil tek ciltte toplanarak basıldı. Son edebi eseri Tanrı’nın Seyir Defteri 2016’da yayımlandı. Gâvur Mahallesi 2017’de Gomidas Enstitüsü (Londra) ve Aras işbirliğiyle İngilizce olarak basıldı. 2018’de, yazarın sekseninci yaşı vesilesiyle eserlerini bir araya getiren Fıllaname özel bir ciltle ve numaralı olarak yayımlandı. Aynı yıl, Yusuf Kenan Beysulen’in yönettiği ve Mıgırdiç Margosyan’ın hayatını anlatan Gâvur Mahallesi belgeseli yayımlandı.
Çeşitli gazetelerde uzun yıllar boyunca köşe yazıları yazan Mıgırdiç Margosyan’ın bu denemelerinden seçkiler ciltler halinde yayımlandı. Evrensel gazetesinde köşesindeki yazıları Kirveme Mektuplar adıyla 2006’da Diyarbakır’da kitaplaştırıldı (Lis tarafından, 2011’da yeni basımı Aras). 1996-1999 yılları arasında Agos gazetesinde yayımlanan makalelerinden yapılan bir seçki olan Zurna 2009’da; yine Evrensel yazılarından derlenen Çengelliiğne (ilk basımı 1999, Belge Yayınları, 2010’da yeni basımı Aras); Yeni Yüzyıl ve Yeni Gündem gazetelerinde yayımlanan makalelerinden derlenen Kürdan 2010’da; Kürt Sorunu etrafındaki yazılarını bir araya getiren Memleket Meselesi 2019’da Aras Yayınevi tarafından kitaplaştırıldı. 2022’de, öyküleri Editions Parantheses tarafında Fransızcaya Sur les du Tigre başlığıyla çevrildi.