• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Feministlerden İstanbul Emniyeti’ne: Gözaltında cinsel şiddet suçtur, yargılanmalı!

Feministlerden İstanbul Emniyeti’ne: Gözaltında cinsel şiddet suçtur, yargılanmalı!

Feministler, 19 Mart’tan bu yana süren eylemlerde maruz kalınan cinsel şiddet ve çıplak aramaya karşı Eminönü’nde bir araya gelerek, “Bu işkenceyi, bizleri bedenimiz, kimliğimiz üzerinden aşağılamak, utandırmak, sindirmek için yapıyorlar. Ama o utanç çoktan yer değiştirdi” dedi.

Feministlerden İstanbul Emniyeti’ne: Gözaltında cinsel şiddet suçtur, yargılanmalı!
Feministlerden İstanbul Emniyeti’ne: Gözaltında cinsel şiddet suçtur, yargılanmalı!
Zilan Azad
  • Yayınlanma: 5 Nisan 2025 16:41
  • Güncellenme: 6 Nisan 2025 11:34

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası İstanbul’da yurttaşların başlattığı protesto eylemleri devam ediyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre; 19 ve 26 Mart arası yaşanan eylemlerde en az bin 879 kişi gözaltına alındı, 260 kişi tutuklandı. Gözaltı ve tutuklama sürecinde işkence kötü muamele gündeme geldi.  Cinsel taciz, çıplak arama ve tehditlerine maruz bırakılan çok sayıda kadın şikayetçi oldu. Konuyla ilgili açıklama yapan Emniyet Genel Müdürlüğü, sosyal medyada paylaşılan gözaltındaki kadınların çıplak arandığı ve cinsel cinsel taciz iddialarının asılsız ve iftira olduğunu öne sürdü.

Feministlerden açıklama

İstanbul’da protesto edildi 

Feministler, İstanbul Eminönü’nde bir araya gelerek gözaltında yaşanan cinsel tacizleri ve hak ihlallerini gündeme taşıdı.

Basın açıklamasında, gözaltına alınan bir genç kadının ifadesine yer verildi:

“Kelepçe takmaya götürülürken seni dövmeyeceğim tamam deyip ambulansın arkasına götürdü. Sakallı, bıyıklı, renkli gözlü ve uzun boylu, 1.85-1.90 boylarında olan erkek polis ‘senin göğüslerin mi var’ diyerek göğüslerime dokundu. Ben de o esnada altıma kaçırdım. Sağlık muayenesinde kadın polis ‘eğer buradan hızla çıkıp işlemlerin bitmesini istiyorsanız bizi uğraştırmayın’ dedi. Doktora girdiğimizde yanımızda kadın polis vardı, korktum ve darp edildiğimi söylemedim. Doktor muayene etmedi. Nezarethaneye girmeden önce sarışın kadın memura taciz edildiğimi söyledim. O kadın memur bana alaycı şekilde ‘hmmm sen taciz mi edildin’ diyerek dalga geçti.”

Bir başka kadının ifadesi de şu şekilde aktarıldı:

“Ben ters kelepçe ile gözaltına alındım. Otobüste ve hastanede hep ters kelepçe ile kaldık, bu süreç 8 saatten fazla sürdü. Sarı saçlı ‘komiserim’ denen kadın tarafından çıplak bir şekilde arandık. İç çamaşırı çıkartılan bir arama oldu ve göğsüme, mememe dokunuldu. Şikayetçiyim.”

‘Bu şiddetin failleri soruşturulmalı!’

Açıklamada, bu ifadelerin ayrıntılı beyanlar içerdiğine dikkat çekilerek İstanbul Emniyeti’ne şu sorular yöneltildi:

“O gün bu noktalarda görevli polislere dair herhangi bir soruşturma yaptınız mı? Yapmadıysanız neye dayanarak ‘mesnetsiz’ diyorsunuz?”

“Bu suçu gündem edenler, ‘her gün konuşacağız’ diyenler değil, kadınların ifadelerinde bahsettiği cinsel şiddet ve bu şiddetin failleri soruşturulmalı!”

Feministler İstanbul Emniyeti’ne ve cezaevlerinde çalışan infaz memurlarına hep bir ağızdan seslendi:

“Kadınlara, LGBTİ+’lara cinsiyetçi küfür etmek, tecavüz tehdidinde bulunmak, cinsel tacizdir, suçtur.”

“Kadınları, LGBTİ+’ları tek başına köşelerde sıkıştırıp memelerine, vücutlarına dokunmak cinsel saldırıdır, suçtur.”

“Sizin göreviniz bunu yapanlara engel olmak; onlardan biri olmak değil.”

Açıklamada, gözaltında ve cezaevinde dayatılan çıplak aramanın işkence olduğuna vurgu yapıldı:

“Gözaltında, hapishanede usulsüz çıplak arama, cinsel işkencedir. Cinsel işkence suçtur. Failinin üniformalı olması, bunu devlet adına işlediğini iddia etmesi, adına ‘rutin uygulama’ demesi bu gerçeği değiştirmez.”

Feministler Eminönü’den sordu:

“Kadınları, LGBTİ+ları taciz edin, köşede kıstırıp dokunun, tecavüzle tehdit eden küfürler sıralayın, çırılçıplak soyun diye bir emir mi aldınız? Bu emri kimden aldınız?”

‘O utanç çoktan yer değiştirdi’

Ardından tüm kadınlara, LGBTİ+lara seslenildi:

“Yalnız değiliz. Çaresiz değiliz. Bu baskı karşısında örgütlüyüz, bir aradayız, birbirimizin yanındayız. Bu işkenceyi, bizleri bedenimiz, kimliğimiz üzerinden aşağılamak, utandırmak, sindirmek için yapıyorlar. Ama o utanç çoktan yer değiştirdi. Utanması, yargılanması, cezalandırılması gereken biz değiliz, onlar. Bize ‘ahlaktan’ bahsedip kadınları taciz edenler, işkenceciler.”

‘Sessiz kalanlar da suç ortağı’

Feministler, yaşananlara sessiz kalan doktorlar, valilikler ve yargı organlarının da bu suçlara ortak olduğunu söyledi:

“Bazıları iyi niyetliymiş gibi görünerek ‘Bak doktora söyleme, ifadende bahsetme, sürecin uzar’ diyor. Bu iyi niyet değil, hak gaspıdır.

Haklarında soruşturma izni vermeyen valiye, suç duyurularımıza takipsizlik kararları sıralayan savcılara, bize zamanında ‘sürtük’ diyebilmiş, Konca Kuriş’in katillerini afla cezaevinden çıkaran Cumhurbaşkanına güveniyorlar.”

Yürüyüşe izin verilmedi

Eminönü’nden Karaköy’e yürümek isteyen feministlere polis izin vermedi; bunun üzerine basın açıklaması Eminönü’nde okundu. Açıklamayı feministler adına Rüya Kurtuluş okudu. Açıklamada, sosyal medyada bu şiddeti gündem edenlere yönelik organize cinsiyetçi saldırılar yapıldığı belirtilerek kamuoyuna çağrı yapıldı:

“Gözaltında kadınları, LGBTİ+ları taciz ederken, suç işlerken sırtlarını onlara dayıyorlar. Üstüne bir de, kimi troller tarafından sosyal medya hesapları açılarak bu şiddeti gündem eden kadın avukatlara cinsiyetçi saldırılar örgütleniyor, fotoğrafları ‘eskort’ diye paylaşılıyor. Kimse peşine düşmeyecek sanıyorlar. Ama biz onları çok iyi tanıyoruz. Bütün toplumu, kamuoyunu da peşine düşmeye çağırıyoruz. Bu suçu işleyenleri, bu suça göz yumanları, ortak olanları tespit edelim; hesap vermeleri, yargılanmaları için hep birlikte mücadele edelim!”

Son olarak feministler, mücadelenin süreceğini belirtti:

“Erkek-devlet şiddetine, irademizin, hayatlarımızın gaspına karşı sokaklarda olmaya, cinsel şiddet karşısında dayanışmaya devam edeceğiz! Yaşasın feminist mücadelemiz!”