Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Siyasi iktidar, demokratik protesto hakkını kullandığı için tutukladığı gazetecileri ve öğrencileri derhal serbest bırakmalı, milletin iradesine ve temel haklarına saygı göstermelidir” dedi.
Konfederasyon üyeleri, kuruluşlarının 17’nci yıl dönümü dolayısıyla, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı.
“Masanızın değil, emekçinin dediği olacak. Sadakaya hayır” pankartı açan konfederasyon üyeleri, “İnsanca yaşam istiyoruz”, “Kadro hakkımız, İHS’ye son”, “Ücretli köle olmayacağız”, “Açlık, yoksulluk kader değildir”, “TRT halkındır, halkın kalacak”, “Emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız”, “Saraylara değil, emekçiye bütçe”, “Güvenceli iş, insanca yaşam istiyoruz” sloganları attı.
‘Demokratik haklara saygı gösterilmeli’
Konfederasyon Genel Başkanı Orhan Yıldırım, burada yaptığı açıklamada, siyasi iktidarın demokratik protesto hakkını kullanan gazeteci ve öğrencileri tutuklamasını eleştirerek, “Siyasi iktidar, tutukladığı gazetecileri ve öğrencileri derhal serbest bırakmalı, milletin iradesine ve temel haklarına saygı göstermelidir” dedi.
‘Ekonomik kriz derinleşiyor’
Yıldırım, seçme ve seçilme hakkına yönelik engellemelerin ekonomik dengeleri de bozduğunu belirterek, “Döviz kurları ve borsa altüst oldu. İşçiye, emekçiye düşük zamlar verilirken milyarlarca dolar kayboldu” dedi.
‘TÜİK rakamları halkın gerçeğini yansıtmıyor’
TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin halkın yaşadığı hayatla örtüşmediğini vurgulayan Yıldırım, “TÜİK’in Mart 2025 verileri gerçeği yansıtmıyor. ENAG yıllık enflasyonu %75,2, İTO %46,23 olarak açıklarken TÜİK %38,10 dedi. Bu, kamuoyunun neden TÜİK’e güvenmediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
‘Açlık sınırının altında yaşam’
Birleşik Kamu-İş’e bağlı Kamu-Ar’ın Mart 2025 verilerine göre açlık sınırı 25 bin 720 TL, yoksulluk sınırı ise 78 bin 230 TL’ye yükseldi. Yıldırım, “Asgari ücret üç ayda açlık sınırının 3 bin 622 TL altına düştü. Milyonlarca hane açlık sınırına bile ulaşamıyor. Bir evde üç asgari ücretli olsa bile yoksuldur” diyerek yaşanan ekonomik krize dikkat çekti.
‘Vatandaş, zammın karşılığını AKP’ye sandıkta verecektir’
Orhan Yıldırım, elektriğe yapılan yüzde 25 zammı kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek, “Vatandaş, kendini karanlığa mahkum edecek olan bu zammın karşılığını AKP’ye sandıkta verecektir” dedi.
Hükümetin kurduğu toplu sözleşme masasının, kamu emekçileri açısından artık formaliteden ibaret olduğunu söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Sözde yetkili konfederasyon, hükümetin tüm istediklerini kabul etmekte, emekçilerin gerçek taleplerini gündeme dahi getirmemektedir. Masaya emekçinin iradesini yansıtan değil, not alan bir sendikal anlayışla karşı karşıyayız. Bu güne kadar masada emekçiler değil, siyasi iktidar söz sahibi olmuştur. Sözde müzakere ortamı, iktidarın istediği gibi şekillenmekte; kararları hükümet vermekte, masadakiler sadece imza atmaktadır.
Bu düzen, demokratik değil; talimatlıdır. Bu masa, emekçinin değil, sarayın masasıdır. TÜİK’in sahte verilerle milyonları yoksulluğa itmesinin arkasında doğrudan siyasi iktidar vardır. Bu çarpık düzenin baş aktörü de bu adaletsizliğin asıl faili de siyasi iktidarın ta kendisidir. Saraydan gelen her talimat, TÜİK’te rakama; Hazine’de bütçe oyununa; toplu sözleşme masasındaysa sefalet zammına dönüşmektedir.”
‘Bu düzen böyle gitmez’
Yıldırım, toplu sözleşme görüşmelerinde artık konfederasyonlarının olacağını söyledi.
Sahte verilerle yaratılan illüzyonla emekçinin hayatının çalınmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Yıldırım, “İktidarın sadaka gibi verdiği zamlarla yaşam olmayacağını her platformda haykıracağız. Sözde sendikaların ve konfederasyonların sessizliğine biz sessiz kalmayacağız. Bu oyun düzenine razı olmayacağız. Grev hakkı dahi olmayan, kamu emekçilerinin çoğunu dışarıda bırakan, uydurma bir toplu sözleşme yasasına rağmen, masa dışına itilen tüm emekçilerin sesi olmak için masada olacağız. Emekçiler bu pazarlığın parçası olmayacak. Emekçileri bu düzende yalnız bırakmayacağız.”
Konfederasyon üyeleri basın açıklaması sırasında, “Türkiye’de her şey yükselir, 399’lu yükselemez. 399’lu personel havuz istiyor.” “TRT’de özel hizmet tazminatı, taşra tazminatı ve gösterge adaletsizlikleri giderilsin”, “399’lu personel kendi statüsü ile görevde yükselmek istiyor”, “TRT’de kurum içi yükselme sınavları düzenli hale getirilsin” dövizlerini taşıdı. (ANKA)