• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Abdullah Öcalan’ın avukatı: Sürecin sağlıklı ilerlemesi için İmralı koşullarında değişiklik şart

Abdullah Öcalan’ın avukatı: Sürecin sağlıklı ilerlemesi için İmralı koşullarında değişiklik şart

Öcalan’ın 27 Şubat’taki barış çağrısının ardından PKK ateşkese giderken, iktidar tarafından henüz somut bir adım gelmedi. Süreci değerlendiren Öcalan’ın avukatı Yürekli, İmralı koşullarının hala değişmediğini ve hukuksal anlamda bir ilerleme kaydedilmediğini ifade etti.

Abdullah Öcalan’ın avukatı: Sürecin sağlıklı ilerlemesi için İmralı koşullarında değişiklik şart
Abdullah Öcalan’ın avukatı: Sürecin sağlıklı ilerlemesi için İmralı koşullarında değişiklik şart
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 11 Nisan 2025 13:35
  • Güncellenme: 11 Nisan 2025 13:38

Abdullah Öcalan, 27 Şubat’ta “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” yaptı. Ardından 1 Mart’ta PKK, çağrının gereklerini yerine getireceğini açıklayarak ateşkes kararı aldı. Ancak, çağrı hala tüm dünyada geniş bir tartışma konusu olmaya devam ederken, gözler çağrının muhataplarından olan devlet ve iktidar kanadına çevrildi.

27 Şubat’tan bu yana Abdullah Öcalan ile yalnızca bir görüşme gerçekleştirildi. Öcalan, Ramazan Bayramı çerçevesinde 31 Mart’ta ailesiyle görüşme yaptı. Ancak, aile ve avukatların İmralı’ya gitme talepleri, o tarihten bu yana yanıtsız kaldı.

Abdullah Öcalan’ın müdafiliğini üstlenen Asrın Hukuk Bürosu, her hafta iki kez hem ilgili savcılığa hem de cezaevi yönetimine başvurarak görüşme talep ediyor.

Başvurucular arasında yer alan avukatlardan Cengiz Yürekli, tarihi çağrı sonrası yaşanan gelişmeleri, Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e değerlendirdi.

Avukatların başvurularıyla ile ilgili son durum ne?

Abdullah Öcalan’ın avukatı Cengiz Yürekli, müvekkiliyle görüşme talebiyle haftada iki kez başvuru yaptıklarını belirtti.

Yürekli, “Şu an gündemde bir süreç var. Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve Sayın Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuna, devlete ve ilgili taraflara yaptığı çağrı önemli bir etki yarattı. Ancak bu gelişmeler, 26 yıllık İmralı tarihini görmemezlikten gelmemizi gerektirmiyor. 26 yıllık bir tecrit ve işkence sistemi söz konusu” dedi.

İmralı koşullarının hala değişmediğini ve hukuksal anlamda bir ilerleme kaydedilmediğini söyleyen Yürekli, “Biz hala müvekkillerimizle görüşemiyoruz ve hiçbir iletişim kuramıyoruz. Şubat ayında aile görüş yasağı yeniden getirildi. Bu koşullar devam ediyor” diye konuştu.

‘İmralı koşullarında değişiklik şart’

Mevcut süreçten büyük bir beklenti doğduğunu ve ciddi bir umut oluşturduğunu belirten Yürekli, ” Ancak sürecin sağlıklı ilerlemesi için Sayın Öcalan’ın koşullarının değişmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Öcalan’ın çalışma koşullarının oluşturulması gerektiğini de dile getiren Yürekli, “Tüm bunlardan önce, hukuksal gereklilikler doğrultusunda avukat ve aile ziyaretlerinin gerçekleşmesi şart” dedi.

Giden heyetler ve aileler aracılığıyla İmralı’daki koşulların değişmediğini öğrendiklerini belirten Yürekli, 2019 yılında CPT raporunda yer alan günlük bir araya gelme sürelerinin hala geçerli olduğunu ifade etti.

‘Abdullah Öcalan ve diğer tutuklular haftada bir saat görüşüyorlar’

İmralı’daki diğer tutuklular Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş ile Abdullah Öcalan’ın haftada bir saatlik görüşmeler gerçekleştirdiğini belirten Yürekli, şunları konuştu:

“Öğrendiğimiz kadarıyla hafta içi 1 saat bir araya geliyorlar. Mesela orada yapılan çağrı, diğer 3 müvekkilimizin de içerisinde yer aldığı bir çağrıdır. Beraber tartışma ve yazı yazma koşullarının oluşması gerekiyor. Şu an, Şubat ayında alınan aile ziyaret yasağı var. ‘Disiplin cezası’ gerekçesiyle verilmiş bir aile ziyaret yasağıdır. Aynı şekilde bir avukat ziyaret yasağı şu an yürürlükte. Ömer Öcalan’ın vermiş olduğu röportajdan anlıyoruz ki oradaki bir müvekkilimiz 4 yıl boyunca televizyona ulaşamıyor. Bu eksikliği gidermek için herhangi bir iletişim kuramıyoruz.”

‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için hukuksal zemin gerekli’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Abdullah Öcalan’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını “ihlal” olarak değerlendirdiğini hatırlatan Yürekli, “Umut hakkı” kavramının sürecin çok öncesinde gündeme geldiğini ifade ederek, bu hakkın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından da gündeme alındığını belirtti.

Komitenin, Türkiye hükümetiyle yazışmalar yaparak bu meseleyi 2025 Eylül ayında tekrar ele alacağını aktaran Yürekli, “Umut hakkı, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün tartışılması için bir zemin sunabilir” dedi.

Türkiye’deki mevzuatla ilgili değerlendirmede bulunan Yürekli, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “umut hakkının mevzuatta yer almadığı” ifadesinin üzerine, Anayasa’nın 90. Maddesi’ne göre, uluslararası sözleşmelerin, yasalardan üstün olduğunu ve uygulanmasının zorunlu olduğunu söyledi. Yürekli, Umut Hakkı’nın mevzuatta yer almamasının mevzuata aykırılık oluşturduğunu ve yasal değişiklik yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

‘Çağrının gereğini yapmak yükümlülüğümüzdür’

Abdullah Öcalan’ın avukatı Cengiz Yürekli, çağrının yalnızca Kürt meselesinin çözümüne odaklanmadığını, Türkiye’nin tüm ezilen halklarına, dışlananlarına ve bölge halklarına yeni bir gelecek ve yaşam alternatifi sunduğunu belirterek, “Çağırda bütün inanç ve halkların kimliklerine saygı duyulmasından, sosyoekonomik zeminde kendi örgütlülüklerini oluşturabilmesinden bahsedilmektedir. Ve ‘demokratik uzlaşı kaçınılmazdır, demokratik toplum en büyük ihtiyaçtır” diye konuştu.

Abdullah Öcalan’ın avukatları olarak, toplumsal menfaatler doğrultusunda siyasal girişimlerde bulunacaklarını belirten Yürekli, bu süreçte tüm taraflar ve kurumlarla istişareler yapacaklarını söyledi. Ayrıca, “Gelecek iddiası, alternatif yaşam tahayyülü ve çözüm önerilerini bütün kurum, kuruluş ve siyasal partilerle tartışmak gibi bir gündemimiz var” dedi. Yürekli, “Çağrının gereğini yapmak da temel yükümlülüğümüzdür” diyerek çağrının gereğinin yapılması için tüm girişimlerin zorlanacağını da sözlerine ekledi.