Suriye Demokratik Meclisi (SDM) Genel Kurulu toplantısı Haseke kentinde yapıldı.
Toplantıda, Suriye genelindeki gelişmeler, bölgesel ve uluslararası değişimler ile SDM’nin rolü ele alındı.
SDM Eşbaşkanı Mehmûd El Mislet, ‘Anayasa Taslağı’nın Suriye bileşenlerini ve Suriye toplumunun çeşitliliğini temsil etmediğini belirterek, “Suriye halkı ihmal ve ayrımcılığa karşı başkaldırdı ve Suriye halkının büyük bir kesimi bir daha ihmal edilemez” dedi.
ANHA’nın haberine göre El Mislet, SDM’nin bileşenler arasında siyasi bir köprü, barışçıl ve demokratik siyasi değişime doğru itici bir güç olarak önemli bir role sahip olduğunu vurguladı.
SDM Eşbaşkanı Leyla Qereman, mevcut süreçte taraflar arasında birlik sağlanmasının önemine dikkat çekerek, “Suriye’nin, her zamankinden daha fazla kapsamlı bir siyasi değişime, ulusal diyaloga ve uzlaşmaya ihtiyacı var. Suriyeliler arasında sağlanacak her türlü uzlaşı, ülkedeki farklı toplulukların birliğine katkı sağlar. Tüm kesimleri kapsayan yeni bir Suriye’yi inşa etmek, güven köprülerini kurmak ve ortak ulusal kimliği pekiştirmek şart” dedi.
Leyla Qereman ayrıca, “SDM, bu kritik dönemde rolünü daha da güçlendirebilir ve yeni bir Suriye’nin inşası için farklı kesimlerle ilişkilerini geliştirebilir” ifadelerini kullandı.
Toplantıya katılanlar, Suriye genelinde kalıcı bir ateşkesin sağlanmasının, ülkenin bölgesel ve uluslararası güçlerin çatışma alanına dönüşmesini engellemenin ve bundan sonraki siyasi süreçler için sağlam bir zemin oluşturmanın hayati olduğunu vurguladı.
Tartışmalarda, gelecekteki Suriye devletinin yapısı ile tüm Suriyelilerin haklarını güvence altına alacak siyasal sistemin nasıl olması gerektiği ele alındı.
Katılımcılar, “Anayasa Taslağı”nda ve yeni Suriye hükümetinin kuruluş sürecinde ulusal, dini ve siyasal çeşitliliğin göz ardı edildiğini belirtti.
Ayrıca, tüm toplulukların gerçek anlamda temsil edilmemesinin ayrımcılığı derinleştirdiği ve eşit yurttaşlık, adalet ve çoğulculuğa dayalı modern, demokratik bir devlet vizyonuyla çeliştiği ifade edildi. Bu nedenle, siyasal sürecin temel ilkelere dayalı olarak yeniden yapılandırılması gerektiği dile getirildi.
