Gazeteci Eyüp Burç, Denizcan Abay ve Banu Güven’in sunduğu Güncel Yorum programına katılarak, Kamışlo’da gerçekleşen ‘Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı’ hakkında değerlendirmelerde bulundu. Burç, bu konferansın sadece Kuzey ve Doğu Suriye’yi değil, Suriye’nin tamamını ilgilendiren öneriler içerdiğini ve Suriye’nin seküler, eşit yurttaşlığa dayalı, ademi merkeziyetçi bir yapıya kavuşması gerektiğini savundu.
Burç, konferansta Araplar, Kürtler, Süryaniler, Asuriler, Çerkezler, Türkmenler, Aleviler, Dürziler, Ezidiler ve Hristiyanlar da dahil olmak üzere tüm etnik ve dini grupların anayasal haklarının tanınması ve garanti altına alınmasının vurgulandığını aktardı. Kadın-erkek eşitliği ve tüm kurumsal yapılar içinde kadın temsiliyetinin sağlanması konferansın önemli maddeleri arasında yer aldı.
‘Yeni Suriye’nin manifestosu’
Burç, konferansın Suriye’nin demokratik geleceğine dair bir “kuruluş manifestosu” niteliğinde olduğunu belirtti. “Bu, ayrılıkçı bir deklarasyon değil. Suriye’nin bütününü kapsayan, seküler, eşitlikçi ve ademi merkeziyetçi bir yapıyı savunan bir vizyon sunuluyor” diyen Burç, Kürtlerin yalnızca kendi hakları için değil, tüm Suriye halkları için demokratik bir sistem talep ettiğini ifade etti.
Federalizm tartışması
Konferansta doğrudan ‘federalizm’ teriminin geçmediğini, ancak ademi merkeziyetçi bir yapı önerisinin bulunduğunu belirten Burç, Şam geçici yönetiminin sert tepkisinin Türk dış politikasının bir yansıması olduğunu savundu. “Bu açıklamalar sahada bir geçerliliği olmayan dayatmalardır” diyen Burç, Kürtlerin önerdiği sistemin Suriye’nin istikrarlı ve barışçıl geleceği için bir zemin oluşturduğunu belirtti.
SDG ve Suriye Geçici Yönetimi ilişkisi
Burç, SDG ile Şam geçici yönetimi arasında imzalanan 8 maddelik protokolün de Kürtler ile Araplar arasında değil, Doğu Fırat’taki tüm bileşenleri kapsayan bir askeri ve yönetsel anlaşma olduğunu hatırlattı. Doğu Fırat’ın yaklaşık 10 milyonluk bir nüfusa sahip olduğunu belirten Burç, bölgedeki güçlü Arap aşiretlerinin de bu yapının parçası olduğunu ifade etti.
Kürt hareketinin yeni paradigması
Eyüp Burç, Kürt hareketinin 1990’lardan bu yana bağımsızlıkçı taleplerden uzaklaştığını, dört ülkedeki Kürtlerin artık demokratik cumhuriyet çatısı altında eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamayı savunduğunu dile getirdi. “Federalizm korkulacak bir sistem değil, tam aksine demokrasinin en adil formlarından biridir” diyen Burç, merkeziyetçi yönetimlerin bu tür önerilere direnmesinin, demokratik kaygılardan yoksun olmalarından kaynaklandığını belirtti.