Şair ve yazar Fadıl Öztürk, tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Kanser tedavisi gören Öztürk, bir süre önce hastanede yoğun bakım servisine alınmıştı.
Fadıl Öztürk için yarın saat 13.00’te Balçova Cemevi’nde tören düzenlenecek. Fadıl Öztürk daha sonraGaziler köyünde toprağa verilecek.
1955 Dersim doğumlu olan Öztürk, 12 Eylül’de tutuklanmış ve birçok cezaevinde 10 yıl hapis yattıktan sonra 1991’de af yasasıyla dışarı çıkmıştı.
Öztürk, cezaevinde hazırladığı Suyu Uyandırın Sesim Olsun adlı şiir dosyası ile Enver Gökçe Şiir Ödülünü almıştı.
Cezaevinden çıktıktan sonra Piya Kolektifi içinde yer alan Öztürk, Ütopiya ve Kunduz Düşleri’nin yanı sıra birçok dergi ve gazetede şiirler ve yazılar yayınladı.
5 Ocak 2018’de Artı Gerçek Gazetesindeki yazılarından dolayı İzmir’deki evinde gözaltına alındı ve 5 gün gözaltında kaldı. Yargılama sonucunda 1 yıl 10 ay ceza alan Öztürk’ün cezası 5 yıl süre ile ertelenmişti.
Tuncer Bakırhan ve Serra Bucak’tan taziye mesajı
Fadıl Öztürk’ün hayatını kaybetmesinin ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı sosyal medya hesaplarından birer taziye mesajı paylaştı.
Bakırhan mesajında “Çok sıradan, sıradan bir insan gibi değil sadece herhangi bir şey gibi yaşayacağız, taşta yosun, yosunda kuzey, kuzeyde yön, yönde gemiler yolunu bulucak okyanusta bizimle…” ifadeleriyle Öztürk’ün ‘Bizden başkası bilmeyecek bizi’ şiirinden alntı yaparken, “Fadıl Öztürk’ün dizeleri, mücadelesinin bir yansımasıydı. Aramızdan ayrıldı, ama sözleri hep bizimle kalacak.” diyerek taziyesini bildirdi.
“Çok sıradan, sıradan bir insan gibi değil sadece herhangi bir şey gibi yaşayacağız, taşta yosun, yosunda kuzey, kuzeyde yön, yönde gemiler yolunu bulucak okyanusta bizimle…”
Fadıl Öztürk’ün dizeleri, mücadelesinin bir yansımasıydı. Aramızdan ayrıldı, ama sözleri hep bizimle… pic.twitter.com/7alogu1MCZ
— Tuncer BAKIRHAN (@tuncerbakirhan) May 1, 2025
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak da taziye mesajında “ıslık çalan zamanlardan gelmiştim/ bilirim bulutları eskitmenin güzelliğini/zaman, o zaman değil şimdi/güneş yine doğar bu kente/ama gözlerin” dizeleriyle Fadıl öztürk’ün ‘Susarak özlüyorum’ şiirinden alıntı yaptı ve “Fadıl Öztürk ne yazık ki hayatını kaybetmiş.. Sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Hızır yoldaşı olsun” ifadelerine yer verdi.
ıslık çalan zamanlardan gelmiştim
bilirim bulutları eskitmenin güzelliğini
zaman, o zaman değil şimdi
güneş yine doğar bu kente
ama gözlerinFadıl Öztürk ne yazık ki hayatını kaybetmiş.. Sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Hızır yoldaşı olsun pic.twitter.com/sd1NjBLJIo— Serra Bucak (@serrabucak) May 1, 2025
Kitapları
Şairin yayımlanmış kitapları şöyle:
Suyu Uyandırın Sesim Olsun (Şiir, 1989),
Esmer Bir Acı (Şiir, 1995),
Hep Kuzeydi Gözlerin (Şiir, 2000),
Ateşe Konuş Küle Ağla (Yazılar, 2003)
Benden Adam Olmaz (Şiir, 2004)
Saatli Muhalif Takvimi (Yazılar, 2020)
Ağacını Yakan Kibrit Çöpüdür İnsan (Şiir, 2022)
‘Yumruk havada yürüyen yazılar’
Vecdi Erbay, Fadıl Öztürk’ün Gazete Duvar’daki “Yumruk havada yürüyen yazılar” başlıklı yazısında şöyle anlatmıştı:
“Dersim’de, Pêrî suyunun kıyısında doğmuştur Fadıl Öztürk. Elimizden tutar, oraya götürür, “Munzur’dan bir tas su” ikram etmeyi ihmal etmeden. Elazığ’da büyümüştür, faşizme karşı burada dövüşmüştür ve kaval kemiğine inen tekmenin acısına ortak eder bizi. İçine doğduğu dil Kürtçedir. Bütün dillerin kardeş olduğunu bilir de dilinin asimile edilmesine muhalefet eder. Sonra cezaevi, şiir, açlık grevi, İstanbul, siyaset, demirci dükkanı, Piya Kolektifi, Bodrum, devrimci olarak ayrıldığı Elazığ’a demirci olarak dönmek, ayrılıklar, buluşmalar, hasretler, festivaller… Yani okuyucunun elinden tutup şehirler, insanlar, hatıralar, duygular arasında gezdiriyor. O muhalif yumruk ise havadadır.
Fadıl Öztürk, “Bizi Hayata Değil Ölüme Alıştırdılar” başlıklı yazısını şöyle bitiriyor: “Hatırlıyoruz; bir kere daha itilmiştik karanlıkların insafına… Hatırlıyoruz; teslim olmamıştık ve bu uğurda düşenlere söz vermiştik… Hatırlıyoruz; her şeye rağmen o günlerimizdir kalbimizi hâlâ besleyen…
Hep beraber karşı duracağız. Birkaç kişi, birkaç bin kişi, ya da yurda serpilmiş milyonlar olarak. Karanlık dehlizlerden çıkacağız ışığın insaflı yurduna. Ayakta, diz çökmeden ve sessiz kalmadan, belki de sadece ömrümüze iyilik olsun diye.”
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz