Tel Aviv ile Şam arasında, güvenliğe odaklanan doğrudan görüşmeler gerçekleştiği belirtiliyor. Geçici Şam yönetimi bu ayın başlarında dolaylı görüşmeleri doğrularken Reuters, kaynaklara dayandırdığı haberinde, taraflar arasında doğrudan görüşmelerin olduğunu aktardı.
Reuters’ın konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, İsrail ve Suriye son haftalarda sınır bölgesindeki gerilimi azaltmak ve olası çatışmaları önlemek amacıyla doğrudan ve yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdi.
Uzun süredir karşı cephelerde yer alan iki taraf arasında gerçekleşen bu temaslar, Orta Doğu’daki güç dengeleri açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Habere göre, görüşmeler ABD’nin, Şam’a İsrail ile ilişki kurulması yönünde telkinde bulunmasının ardından gerçekleşti. Aynı süreçte İsrail’in, Suriye’ye yönelik hava saldırılarında da gözle görülür bir azalma olduğu belirtiliyor.
Reuters’a konuşan iki Suriyeli, iki Batılı ve bir bölgesel istihbarat kaynağı, bu temasların, 8 Aralık 2024’te HTŞ ağırlıklı cihatçı güçlerin Beşar Esad’ı devirmesinin ardından arabulucular aracılığıyla başlayan arka kapı diplomasisinin devamı olduğunu söyledi.
Şam’ı temsilen görüşmelere, Kuneytra vilayetinin valiliğine ve yakın zamanda Süveyda’daki güvenlikten sorumlu göreve atanan kıdemli güvenlik yetkilisi Ahmed el-Dalati’nin başkanlık ettiği ifade edildi. İsrail tarafındaki isimler netleşmemekle birlikte, iki kaynak görüşmelere İsrailli güvenlik yetkililerinin katıldığını bildirdi.
Reuters’a bilgi veren üç kaynak, görüşmelerin birden fazla tur halinde gerçekleştiğini, bazı buluşmaların İsrail kontrolündeki bölgelerde yapıldığını belirtti.
Geçici Şam yönetimi Başkanı Ahmed Şara, bu ay başında yaptığı bir açıklamada, İsrail ile dolaylı görüşmeler yürütüldüğünü doğrulayarak, amacın bölgede tansiyonu düşürmek olduğunu ifade etmişti. Bu açıklama, Birleşik Arap Emirlikleri’nin arabuluculuğunda görüşmeler yapıldığını aktaran Reuters haberinin ardından geldi.
İsrail ordusu, 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan bu yana Golan Tepeleri’ni işgal altında tutuyor. Esad’ın devrilmesinden sonra da bazı yeni toprak parçaları ele geçiren Tel Aviv yönetimi, Şam’daki yönetimin cihatçı geçmişi nedeniyle hava saldırılarına başlamıştı. Ancak son haftalarda bu saldırılarda da belirgin bir azalma yaşandı.
Habere göre, 14 Mayıs’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ABD Başkanı Donald Trump ile Şara arasında gerçekleşen görüşme, Washington’ın Suriye politikasında bir kırılma noktası olarak görülüyor. Bu temas, İsrail’in Esad sonrası dönemde Suriye’nin parçalanmasından faydalanma stratejisini zora soktu.
Mayıs ayında Süveyda bölgesinde yaşanan çatışmaların azalması da dikkati çekti. Geçtiğimiz ay bölgede, Dürzi gruplar ile Şam’a yakın cihatçı güçler arasında şiddetli çatışmalar yaşanmış, İsrail ordusu bu süreçte Şam’daki başkanlık sarayına yakın bölgelere hava saldırıları düzenlemişti. Saldırılar, İsrail tarafından Dürzilere yönelik tehditlere karşı bir uyarı olarak çerçevelenmişti.
Reuters’a konuşan kaynaklara göre, şu anki doğrudan görüşmelerin ana odağında sınır güvenliği, çatışmaların önlenmesi ve İsrail’in Suriye köylerine yönelik operasyonlarının azaltılması bulunuyor. Ancak uzun vadede bu temasların daha geniş siyasi uzlaşıların önünü açabileceği değerlendiriliyor.
Reuters’a konuşan kaynak “Şimdilik mesele normalleşmeden ziyade, taraflar arasında bir savaşın olmaması” diye kaydetti.
ABD Başkanı Trump, Şara ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Şam’ın İsrail ile ilişkileri normalleştirmeye açık olduğunu belirtmiş, ancak bunun zaman alacağını da sözlerine eklemişti. Şara ise doğrudan bu açıklamaya yanıt vermemiş, ancak 1974 yılında imzalanan ve Golan Tepeleri’nde BM gözetiminde bir tampon bölge oluşturan ateşkes anlaşmasına dönülmesi gerektiğini savunmuştu.
Şam, İsrail’e tehdit oluşturmadığını göstermek amacıyla Yahudi cemaatleriyle temas kurmuş, ayrıca 7 Ekim 2023’te Hamas’ın düzenlediği saldırıya katılan İran’a yakınlığıyla bilinen İslami Cihad örgütünden iki üst düzey ismi gözaltına almıştı.
Reuters’ın ulaştığı belgeye göre, Şam yönetiminin Dışişleri Bakanlığı’nın geçtiğimiz ay ABD Dışişleri Bakanlığı’na “Suriye’nin, İsrail dahil olmak üzere, herhangi bir taraf için tehdit kaynağı olmasına izin vermeyeceğiz.” ifadeleri aktarıldı.
Öte yandan Şam yönetimi, geçtiğimiz günlerde, Baas rejimi döneminde idam edilen İsrailli casus Eli Cohen’e ait kişisel eşyaların İsrail’e iade edilmesini de onayladı. Bu adım da Şam’ın bir iyi niyet göstergesi olarak yorumlandı.