İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde Kurban Bayramı dolayısıyla 7 ve 8 Haziran tarihlerinde aile görüşü gerçekleşti.
Abdullah Öcalan, görüşte 26 yıl sonra ilk kez çocuk yeğenleriyle görüşebildi.
Görüşte, kardeşlerden Fatma Öcalan’ın oğlu Ali Öcalan, torunları Ronahi Arjin (10) ile Dilan Arin (11) Öcalan ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şanlıurfa Milletvekilli olan yeğeni Ömer Öcalan yer aldı.
İlk kez İmralı Adası’na giden Ali Öcalan, iki saat süren görüşmeyi Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
Yıllarca görüşme talebinde bulunduğunu belirten Ali Öcalan, bayramdan bir kaç gün önce kabul telefonu aldıklarını aktardı.
Ali Öcalan, “En son görüşte başkan (Abdullah Öcalan) annemi de görmek istediğini söylüyor. Ancak annem hem rahatsızlığı hem de tekerlekli sandalyede olması sebebiyle refakatçi olmadan gidemeyeceğini söyledi. Ben de refakatçi olma talebinde bulundum. Bir akşam avukata gelen telefonla talebimizin kabul edildiğini öğrendim. İçimizde sevinç, burukluk ve üzüntü vardı. O karışık duyguları yaşadım. Yaşım 50 ve ilk defa başkanı görecektim” diye belirtti.
Fatma Öcalan gidemedi
Daha sonra annesi Fatma Öcalan’ın rahatsızlığı sebebiyle gelmesinin sakıncalı olabileceğine karar verildiğini aktaran Ali Öcalan, heyecanla görüş günü için küçük kızı Ronahi’yi hazırladıklarını yine aynı yaşlardaki yeğeni Dilan ve Ömer Öcalan ile birlikte İmralı Adası’na doğru yola çıktıklarını söyledi.
Kalem hediye etti
Gemlik’ten feribotla yaklaşık bir saatlik yolculuktan sonra İmralı Adası’na vardıklarını ve bir süre bekletildikten sonra görüş için salona alındıklarını söyleyen Ali Öcalan, şöyle devam etti:
“Salona geçtikten 5-10 dakika sonra Başkan geldi. Onu hazır şekilde karşıladık. Bizimle bayramlaştı, tokalaştı. Çocuklarla bayramlaştı. 26 yıl sonra ilk defa çocukları görmüş oldu. Çocuklarla ilgilendi. Onları öptü. Onlara soru sordu. Okula gidip gitmediklerini sordu. Onlara kalem hediye edip ‘okuyun’ dedi. Ronahi’ye, ‘Okudun mu?, Ne olmak istiyorsun?’ soruları sordu. Bizim kız da ‘Avukat olacağım’ dedi.”
‘Umutluydu, heyecanlıydı’
“Bana genel olarak Urfa’yı, köyü ve Halfeti’yi sordu. Partimizin Halfete’deki durumunu sordu. Bazı köyleri, akrabaları sordu. Akrabalardan yaşamını yitirenleri andı. ‘Onlar bizim için değerlidir. Akrabalara, köylülere, Halfetililere, herkese ayrı ayrı selamımı iletin. Beni soran herkese selamımı iletin’ dedi. Kendisini çok azimli gördüm. Çok dinçti. ‘Biz burada yeni yaşamı inşa ediyoruz, bu durumumuz var’ dedi. O azmi ve dinçliği bize de güç ve kuvvet verdi. Umutluydu, heyecanlıydı. ‘Ben gencim, dincim. Kendime iyi bakıyorum’ diyordu. Tesbihimi hediye olarak verdim. Bunun üzerine O’da ‘sende benimkini al’ dedi. Diğer çocuklarımı da sordu. Sonra vedalaştık ve görüş bitti.” (MA)