İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, birçok kentte düzenledikleri eylemlerle gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormaya ve faillerin yargılanmasını talep etmeye devam ediyor. Diyarbakır, Batman, Hakkâri, Siirt ve İzmir’de bu hafta da düzenlenen oturma eylemlerinde devletin cezasızlık politikasına son verilmesi çağrısı yinelendi. Eylemlerde 1990’lı yıllarda zorla kaybedilen Serhat Kazak, Mehmet Sıddık Öncü, Mehmet Zeki Doğan ve Adnan Bağça’nın hikâyeleri anlatılarak adalet talebi bir kez daha dile getirildi.
Diyarbakır
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle bu hafta 854. kez Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. İstanbul’dan gelen kayıp yakını İkbal Eren, “30-40 yıldır sevdiklerimiz için adalet arıyoruz. Cezasızlık anlayışı son bulmalı. Aksi halde ne Galatasaray Meydanı ne de Koşuyolu demokrasiye kavuşur” dedi.
Eylemde 1992’de Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 13 yaşındayken kaybettirilen Serhat Kazak’ın hikâyesi okundu. Kazak’ın, okul çıkışında kaybolduğu, ertesi sabah cesedinin evlerinin duvar dibine bırakıldığı ve olayın tanıkları olmasına rağmen üzerinin örtüldüğü anlatıldı. Aile, o dönem savcının okul bodrumunda işkence izleri bulduğunu belirtmesine rağmen otopsi yapılmadığını ve faillerin yargılanmadığını aktardı.
Batman
Batman’da İHD Şubesi ve kayıp yakınları, 690. haftada Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. Bu haftaki eylemde, 21 Haziran 1993’te Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Karataş köyünde gözaltına alınıp 8 Temmuz’da cenazesine ulaşılan Mehmet Sıddık Öncü’nün hikâyesi okundu.
İHD yöneticisi Metin Nas, Öncü’nün gözaltında işkenceye uğradığını, ölüm nedeninin “böbrek yetmezliği” olarak gösterildiğini, ancak ailesinin bedeninde darp izleri, morarmalar ve ip izleri tespit ettiğini anlattı. AİHM, Türkiye’yi yaşam hakkı ihlalinden mahkûm etti.
Yüksekova
İHD Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, 180. haftada Yüksekova Sanat Sokağı’nda toplandı. Bu haftaki eylemde, 1994 yılında Çukurca’da görev yaptığı okuldan gözaltına alındıktan sonra kaybedilen kamu çalışanı Mehmet Zeki Doğan’ın hikâyesi anlatıldı.
İHD Eşbaşkanı Sibel Çapraz, Doğan’ın Özel Harekât polislerince gözaltına alındıktan sonra Zap suyu kıyısında kan izleriyle birlikte ayakkabısı ve ceketi bulunduğunu, ancak tüm çabalara rağmen cesedine ulaşılamadığını belirtti. Ailesi ve köylülerce yapılan aramalar sonuçsuz kalırken, resmi makamların ilgisizliği eleştirildi.
Siirt
İHD Siirt Şubesi tarafından yapılan açıklamada, kayıp yakınlarının 690. hafta kapsamında eylemlerine devam ettiği aktarıldı. Açıklamada, Türkiye’de cezasızlık politikasının artık kronikleştiği ve kayıpların akıbetinin öğrenilmesinin önündeki en büyük engel olduğu vurgulandı.
İzmir
İHD İzmir Şubesi’nin “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle düzenlediği eylem Konak’taki eski Sümerbank önünde gerçekleşti. Bu haftaki açıklamada, 1990 yılında Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde kaybolan 4 çocuk babası Adnan Bağça’nın akıbeti soruldu.
Eylemde konuşan İHD İzmir Eşbaşkanı Zilan Gümüş, Bağça’nın en son taksisine aldığı bir yolcuyla birlikte görüldüğünü, sonrasında emniyetin “kardeşin elimizde” dediğini, ancak ertesi gün “yanlış bilgi verilmiş” cevabı aldıklarını aktardı. Aile 1,5 yıl sonra Adnan’ın arabasına Batman’da ulaştı. Ancak JİTEM komutanı Cem Ersever’in devreye girmesiyle soruşturma akamete uğradı. 2011 yılında Ayhan Çarkın’ın itiraflarına rağmen etkin soruşturma yürütülmediği, dosyanın zaman aşımıyla kapatıldığı vurgulandı. Aile 2011’de AİHM’e başvurdu; dava hâlâ sonuçlanmadı.