İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı ve avukat Eren Keskin, Kürt sorununun çözümüne ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Keskin, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve ardından PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırma kararıyla başlayan sürecin, Türkiye için tarihi bir fırsat olduğunu vurguladı.
Keskin, barışın sadece Kürt halkına değil, tüm topluma kazandıracağını belirterek, “Bu süreç işçi sınıfının, kadınların, LGBTİ+’ların ve tüm kimliklerin lehine sonuçlanacaktır. Şiddetin azaldığı bir ortamda kaynaklar savaşa değil, insan yaşamına harcanacaktır” dedi.
‘Sivil siyaseti güçlendirmek gerekiyor’
Keskin, “Silahlı mücadele dönemi bitmiştir. Dünya artık sivil siyasetin güçlendiği bir dönemden geçiyor. PKK’nin aldığı fesih kararı bu açıdan çok gerçekçidir ve desteklenmelidir. Yıllardır silahsız mücadeleyi savunuyoruz” dedi.
‘Barışı en çok işçi sınıfı desteklemeli’
Savaşın ekonomik bedelini en çok emekçilerin ödediğini vurgulayan Keskin, “Bugüne kadar barış için bir gün bile genel grev yapılmadı. Bu, barış talebinin toplumsallaşmasında bir eksiklik olduğunu gösteriyor. Barış süreci en çok Türkiye işçi sınıfının çıkarınadır” ifadelerini kullandı.
‘Yüzleşmeden barış olmaz’
Eren Keskin, Kürt halkının yaşadığı acıların konuşulmadan onurlu bir barışın mümkün olmadığını belirterek, “Kürdistan, mezarsız ölüler coğrafyasıdır. Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri ve PKK’nin saldırılarında yakınlarını kaybeden aileler… Tüm acılar bu sürecin parçası olmalı” dedi.
‘Demokratik Anayasa şart’
Keskin, gerçek bir barış için resmi ideolojinin eleştirilebildiği bir ortam gerektiğini belirterek, “Bu coğrafyada tüm kimliklerin kendini ifade edebileceği, onları içerecek bir demokratik Anayasa yapılmalı. Abdullah Öcalan’ın çağrısı bu anlamda önemlidir” diye konuştu.
‘Umut hakkı Türkiye’nin sorumluluğudur’
Keskin, AİHM’in ‘umut hakkını’ tanımamanın işkence sayıldığına dikkat çekerek, “Bu hak sadece Öcalan için değil, müebbet alan tüm mahpuslar için geçerlidir. Türkiye bu konuda yasal düzenlemeler yapmak zorundadır” dedi.
‘Meclis’te barış komisyonu kurulmalı’
Eren Keskin, sürecin sağlıklı işlemesi için Meclis’te acilen bir barış komisyonu kurulması gerektiğini belirtti: “Bu komisyon, barışın toplumsallaşmasına katkı sağlayacaktır. Özellikle muhalefet partilerine büyük sorumluluk düşüyor.”
‘İlk adım hasta ve siyasi mahpuslar olmalı’
Barış sürecinin güven inşa etmesi için atılması gereken adımlara da değinen Keskin, “Hasta mahpuslar ve tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı. Terörle Mücadele Kanunu kaldırılmalı, infazda eşitlik sağlanmalı. Bu adımlar sürece güven kazandıracaktır” diye konuştu (MA)
