• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Hasta tutuklu Fatma Tokmak için yeni başvuru: Yürüyemiyor, uyuyamıyor, durumu çok ağır

Hasta tutuklu Fatma Tokmak için yeni başvuru: Yürüyemiyor, uyuyamıyor, durumu çok ağır

1996’da oğlu Azad’la birlikte gözaltına alınıp işkence gören ve kalp hastalığı nedeniyle 2000’de tahliye edilen Fatma Tokmak, 2010’dan bu yana yeniden cezaevinde. Yürüyemiyor, uyuyamıyor; doktorları kalp kapakçığının acilen değişmesi gerektiğini söylüyor. Avukatları bir kez daha tahliye başvurusunda bulundu.

Hasta tutuklu Fatma Tokmak için yeni başvuru: Yürüyemiyor, uyuyamıyor, durumu çok ağır
Hasta tutuklu Fatma Tokmak için yeni başvuru: Yürüyemiyor, uyuyamıyor, durumu çok ağır
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 28 Haziran 2025 11:01

Ağır kalp hastası olan tutuklu Fatma Tokmak’ın tahliyesi için yeni bir başvuruda bulunan avukatı Eren Keskin, “Yaşamsal olarak durumu çok ağır. Yürüyemiyor, uyuyamıyor. Açıkçası korkuyoruz” dedi.

İstanbul Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde 2010 yılından bu yana hükümlü olarak tutulan Fatma Tokmak, ağır kalp hastası olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) sağlık raporlarını inceleyerek, “cezaevinde kalamaz” raporu verdiği Fatma Tokmak hakkında Adli Tıp Kurumu (ATK) en son 2022 yılında “cezaevinde kalabilir” raporu verdi.

Fatma Tokmak’ın tahliyesi için birçok defa ATK’ye başvuran ancak sonuç alamayan avukatları, geçtiğimiz hafta Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunarak, ATK’nin Fatma Tokmak’ın durumunu yeniden değerlendirilmesi istendi. Başvuruda ayrıca Fatma Tokmak’ın infazının ertelenmesi de talep edildi.

Fatma Tokmak’ın avukatı ve aynı zamanda İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı olan Eren Keskin, duruma dair Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer İbrahimoğlu’na değerlendirmelerde bulundu.

Fatma Tokmak’ın gözaltı ve tutuklanma süreci

Fatma Tokmak, 1996 yılında iki yaşındaki oğlu Azad ile birlikte gözaltına alındı. Misafir olarak bulunduğu bir evde işlenen siyasi cinayete dair hiçbir ilgisi olmamasına rağmen gözaltına alınan Tokmak, gözaltında ağır işkence gördü. Tokmak’ın iki yaşındaki oğlu Azad’ın da el ve sırtında sigara izleri oluştuğu TİHV ve ATK raporlarıyla belgelendi.

Eren Keskin Tüm süreçi şöyle anlattı:

“O dönem misafir olarak bulunduğu bir evde siyasi cinayet işleniyor. Fatma, hiçbir ilgisi olmadığı halde ev sahibiyle ilgili bir olay nedeniyle gözaltına alıyor. O tarihlerde hiç Türkçe bilmiyor. İki yaşındaki çocuğu Azad’la birlikte gözaltına alındı. Fatma bir aya yakın gözaltında kaldı ki o tarihlerde yasal süre 15 gün idi. Ama gözaltı tarihi geç gösterilerek, daha uzun süre tutuldu. Bu süreçte yoğun işkenceye maruz kaldı. Yine Fatma’yı konuşturmak için iki yaşındaki çocuğu Azad’ın elinde ve sırtında sigara sündürüldü. Çocuğa işkence yapıldı. Bu durumu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) raporlarıyla belgeledik. Kaldı ki Adli Tıp Kurumu (ATK) da Azad’ın gördüğü işkenceyi belgeledi. ATK, izlerin sigara izi olduğunu kabul etti ‘ama bunların ne zaman yapıldığını tespit edemeyiz’ diyerek, geçiştirdi. Fatma mahkemeye ilk çıkarıldığında Türkçe bilmiyordu. İlk o dönem kendisiyle görüştüğümde neyle suçlandığını dahi bilmiyordu. O zaman DGM’ler vardı. DGM’lerin anti demokratik mahkemeler olduğu zaten artık tüm kamuoyu tarafından biliniyor. Bu yüzden daha sonra da kaldırıldı. Gerçi yerine özel mahkemeler konuldu ama DGM’ler kaldırıldı. Fatma o dönem tutuklandı.”

Cezaevinde kalp hastası oldu, tahliye edildi, sonra yeniden tutuklandı

Fatma Tokmak’ın tutuklandığında iki yaşında olan çocuğunun yasaya göre kendisiyle birlikte cezaevine gönderilmesi gerekirken çocuk esirgeme kurumuna verildiğine dikkat çeken Eren Keskin, bir buçuk ay Azad’ı geri almak uğraştıklarını ve mücadelenin sonucunda çocuk esirgemeden alabildiklerini dile getirdi.

Eren Keskin, “O tarihlerde mahkeme Kürtçe tercüman da kabul etmiyordu. Bu tercümanlığı bile çok sonradan yaptırabildik. Fatma uzun yıllar tam olarak neyle suçlandığını, ifadesinin ne olduğunu bilmeden cezaevinde kaldı. Daha sonra cezaevinde kalp hastası oldu ve bunun yaşamsal bir tehlike oluşturduğu ATK tarafından saptandı. ATK, ‘cezaevinde kalması sakıncalı’ raporu verdiği için 2000 yılında tahliye edildi. Bu süre içerisinde 5 yıl çocuğuyla bir hayat kurdu. Bir yaşlı bakım evinde sigortalı olarak çalışmaya başladı. O zaman ‘çocuğunu al yurt dışına git’ dedim. Ama o kadar inanıyordu ki ceza almayacağına, alsa bile bozulacağına. Çocuğuyla birlikte kendine İstanbul’da bir hayat kurdu. Ama maalesef mahkeme müebbet hapis cezası verdi, Yargıtay da onadı. Fatma hiç beklemediği bir anda (2005) tekrar cezaevine konuldu” diye belirtti.

‘Yaşamsal olarak durumu çok ağır: Yürüyemiyor, uyuyamıyor’

Fatma Tokmak’ın şu anda ağır hasta olduğunu vurgulayan Eren Keskin, şunları söyledi:

“Son gittiği doktor, ‘neden bu kadar geç kaldın’ diye sormuş. Trajikomik bir soru gerçekten. Çünkü yıllardır dile getiriyoruz. Kaldı ki Fatma’nın cezaevinde kalmasının hayati açıdan tehlikeli olduğuna dair TİHV’in raporu var. Buna rağmen ATK daha sonraki yıllarda önce ‘tehlikeli bulduğu’ hastalığı sonra ‘tehlikeli bulmadığı’ için ve bu şekilde raporlar verdiği için Fatma halen cezaevinde. Zaten 2027 yılında tahliye süresi geliyor. Ancak Fatma’nın şu anda yaşamsal olarak durumu çok ağır. Yürüyemiyor, hiç uyumuyor. Hareketleri son derece yavaş. Açıkçası korkuyoruz.”

 Kalp kapakçığı ‘acilen’ değiştirilmeli

Fatma Tokmak’ın Nisan 2025’te gittiği doktorun, kalp kapakçığının “acilen” değiştirilmesi gerektiğini belirttiğini söyleyen Eren Keskin, “Hasta tutsakların serbest bırakılması için bir yasal düzenlemeye gerek yok. Ama son pakette yeterli olmasa da bir madde geçtiği için başvurumuzu yaptık” dedi.

Keskin, Tokmak’ın durumunun münferit olmadığını belirterek, İHD’ye ulaşan verilere göre cezaevlerinde bin 412 hasta mahpus bulunduğunu, ancak bu sayının gerçek rakamların çok altında olduğunu vurguladı. Keskin, “ATK’nin bağımsız olmaması hasta mahpuslar için yaşamsal risk yaratıyor. Adli-siyasi, Kürt-Türk ayrımı gözetmeden tüm hasta mahpuslar serbest bırakılmalı” dedi.