• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • Köylüler zeytinlikleri için Meclis kapısında: Masalsı köyüm yerle bir edildi

Köylüler zeytinlikleri için Meclis kapısında: Masalsı köyüm yerle bir edildi

Muğla İkizköylüler, zeytinliklerin madenciliğe açılmasına karşı Meclis önünde toplandı. Köylü Zeynep, “Ben atamdan, dedemden böyle masalsı bir köy teslim almışken ben çocuklarıma ne teslim edeceğim şimdi? Kumdan tepeleri mi vereceğim, akmayan dereleri mi vereceğim, olmayan su kaynaklarını mı göstereceğim çocuklarıma?” dedi.

Köylüler zeytinlikleri için Meclis kapısında: Masalsı köyüm yerle bir edildi
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 3 Temmuz 2025 13:37

Muğla İkizköylüler, zeytinliklerin madenciliğe açılmasına ilişkin kanun teklifine tepki göstermek için TBMM Dikmen kapısı önünde basın açıklaması düzenledi.

Açıklamada köylüler, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Maden yasası geri çekilsin”, “Toprağa dokunan eller kırılsın” sloganlarını attı. Basın açıklamasında ilk olarak Muğla’nın İkizköy mahallesinin muhtarı Nejla Işık söz aldı.

Nejla Işık,  “Şirketler TBMM’ye alınırken, elini kolunu sallayarak rahat bir şekilde dolaşırken biz köylüler, sadece 6 kişiydik, Meclis’e giriş yasağı koyuldu bize. Burası milletin Meclisi değil mi? Şirketlerin Meclisi mi? Köylülerin, vatandaşların Meclisi mi? Şirketler herkesle görüşecek, vekillerle görüşecek, herkese sesini duyurmaya çalışacak ama köylülerin sesini susturmaya çalışıyorlar. Susturamayacaklar. İçeriye gireceğiz, haykıracağız” dedi.

‘Masalsı köyüm kalmadı’

Aydın Çini’ye bağlı çok uzak bir dağ köyünden geldiğini ifade eden Zeynep isimli bir yurttaş, “Köylü kızı Zeynep’im ben. Başka bir ünvanım yok. Köylüyüm ben. 10 yıl önce bir şirket geldi o köyümün masalsı güzelliğini yerle bir etti. Benim köyümde öyle bir çam ağaçları vardı ki tek bir güneş ışığı sızıp da giremezdi, öyle dere yataklarımız vardı ki, o kadar berraktı ki, eğilip içerdiniz suyu. Evet masalsıydı köyüm ama şu an masalsı köyüm kalmadı. O çam ağaçlarının yerini kumdan dağlar aldı. O dere yataklarını molozlar sardı. Artık derelerden su akmıyor” diye konuştu.

“Ben çocuklarıma ne vereceğim diye soran” Zeynep, şöyle dedi:

“Ben atamdan, dedemden böyle masalsı bir köy teslim almışken ben çocuklarıma ne teslim edeceğim şimdi? Kumdan tepeleri mi vereceğim, akmayan dereleri mi vereceğim, olmayan su kaynaklarını mı göstereceğim çocuklarıma? Ne verebilirim? Hiçbir şeyim kalmadı elimde. Her şeyimi aldılar elimden. Savaştık, direndik. 10 senedir savaşıyoruz. Annemle babam, şirket tarafından silahlı saldırıya uğradı. Yılmadık. Davalar açıldı, yine yılmadık ve alnımızın akıyla çıktık davalardan, kazandık. Ama eğer ki bu maden yasası çıkarsa, iklim kanunu geri çekilmezse gidebilecek hiçbir yerimiz yok. Yapabileceğim hiçbir şey kalmıyor elimde. Göz göre göre çocukluğumu teslim etmiş olacağım o şirketlerin ellerine. Sadece benim değil, bütün vatanın, milletin borcu bu. Çocuklarımıza borcumuz bu. Eğer geri çekilirsek, savaşmazsak, direnmezsek, mücadele etmezsek elimizde neyimiz var neyimiz yoksa alacaklar. Ben köyümden, koyunlarımdan, suyumdan, evimden vazgeçmek istemiyorum. Eğer beni köyümden ederlerse bir ağaç bir bitki gibi düşünün, kuruyup ölürüm ben.”