Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürt sorununun çözümüne yönelik süreçte yeni bir aşamaya girildiğini belirterek, “Bu, bir son değil, onurlu bir barış için atılmış kritik bir başlangıç adımıdır. Bizim açımızdan bu gelişme, ‘yeni aşama’ olarak tarif ettiğimiz sürecin ete kemiğe bürünmesidir” dedi.
bianet’ten Tuğçe Yılmaz’a konuşan Tuncer Bakırhan, CHP’li belediyelere yönelik gerçekleştirilen son operasyonlara ilişkin, “Yargının silah bırakmanın altyapısı ile uğraşması gerekirken daha depremin enkazlarını kaldırmamış Adıyaman Belediyesi ile uğraşmasını kimseye anlatamazlar” diye konuştu.
Bakırhan ayrıca Abdullah Öcalan’ın Perspektif metninde yer alan LGBTİ+’lara dair ifadelerin “büyük önemde” olduğunu ifade ederek, DEM Parti’nin bu alandaki eleştirileri dikkate aldığını ve politikalarını gözden geçirdiğini belirtti.
Dört adımda demokratik çözüm vurgusu
1 Ekim’den bu yana yüz binlerce kişi ile yüz yüze görüştüklerini kaydeden Bakırhan, tüm bunlardan yola çıkarak silah bırakmayı sahici kılacak adımları dört başlıkta topladı:
“İlki elbette demokratik bir anayasanın varlığıdır. Herkes bunu dile getiriyor. Anadili, kimlik, inanç ve örgütlenme özgürlüğünü tartışmasız güvenceye alan, yerel demokrasiyi tanıyan yeni bir anayasa. Biz de haklar pazarlık değil, zemin olmalı diyoruz.
İkincisi, toplumsal beklentileri de gözeterek, hakikat ve adaletin tesisini en iyi şekilde dengeleyecek mekanizmalar ve düzenlemelerdir.
Üçüncüsü, siyasal bir çözüm güvencesi olmalı. Silah bırakma ve dönüş sürecini düzenleyen, siyasal faaliyette bulunma hakkını koruyan bağlayıcı yasadan bahsediyorum.
Dördüncüsü, yargı bağlamında, TMK ve TCK’nin yeniden gözden geçirilmesi, ifade-toplanma özgürlüğü üzerindeki keyfi yasakların kaldırılması; yargının çözüme destek olması…
Özetle, biz köklü bir demokratikleşme talep ediyoruz. Hukuk ve özgür siyaset için yasal çerçeve, demokratikleşme, anayasal güvence elzemdir.”
‘Sosyalistler dışarıdan destekle yetinmeyip, kurucu özne olmalı’
“Sosyalistlerin bu sürecin neresinde durması gerektiğini düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, sosyalist hareketin çözüm sürecindeki rolüne dair şunları kaydetti:
“Kürt özgürlük mücadelesi ile Türkiye sosyalist hareketinin kaderi, tarihsel olarak birbirine bağlıdır. Bu bağ, faşizme, kapitalizme ve emperyalizme karşı ortak siperlerde atılmıştır. Bu nedenle, yeni bir çözüm sürecinde sosyalistlerin duracağı yer, sürecin kenarında veya dışında değil, tam merkezinde ve öncü gücünde olmalıdır.
Bu bakımdan sol-sosyalist dünyanın görevi, bence süreci dışarıdan destekle yetinmeyip ‘kurucu özne’ olarak katılmak, barışı teminat altına almak ve stratejik büyümesini hızlandırmaktır. Sol ve sosyalist yapılar, barış ve çözüm sürecini bir yük değil; bir fırsat olarak görmelidir. Bu, hem kendi varlıklarını güçlendirecek hem de halkların özgürlük ve adalet mücadelesine öncülük etmelerini sağlayacaktır.”
CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar
CHP’li belediyelere yönelik art arda düzenlenen operasyonlara dair konuşan Bakırhan, Adıyaman Belediyesi gibi deprem bölgesinde bulunan yerel yönetimlere yönelik operasyonları eleştirerek, “Yargının silah bırakmanın altyapısı ile, geri dönüşlerin hukuki zemini ile uğraşması gerekirken daha depremin enkazlarını kaldırmamış Adıyaman Belediyesi ile uğraşmasını kimseye anlatamazlar” dedi.
‘Öcalan’ın LGBTİ+’larla ilgili değerlendirmeleri büyük önemdedir’
Yılmaz’ın, Abdullah Öcalan’ın Perspektif metninde yer alan LGBTİ+’lara ilişkin ifadelerini hatırlatarak yönelttiği “DEM Parti’nin LGBTİ+ politikası son zamanlarda hayli eleştiriliyor, bu konuda nasıl bir tutum içindesiniz?” sorusuna Tuncer Bakırhan şu yanıtı verdi:
“Sayın Öcalan’ın Perspektif Metninde LGBTİ+’larla ilgili felsefik ve politik değerlendirmeleri büyük önemdedir. Güçlü pencereler açıyor. DEM Parti’ye dönük bu hususta eleştirileri her zaman dikkatle takip ettik. Politikalarımızı ve söylemlerimizi yenilemeye çalıştık.
Bizim yürüdüğümüz yol, herkesin kendi kimliğiyle, onuruyla ve özgürce yaşayacağı bir geleceğin yoludur. Her yurttaşın eşit, özgür ve onurlu yaşam mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz.”