PKK’nin Süleymaniye kırsalında düzenlediği silah yakma töreni, örgütün tarihinde ilk kez bu şekilde silahları bıraktığı bir an olarak kayda geçti. Törenin ardından siyasetçilerin İlke TV’ye yaptığı değerlendirmeler, sadece eylemin sembolik anlamına değil, Türkiye’de Kürt sorununa dair demokratik çözüm kapısının yeniden aralanabileceğine işaret etti. Ortak vurgu, bu adımın tek başına yeterli olmayacağı; barışın toplumsallaşması ve sürdürülebilir olması için anayasal değişikliklerin, hukuki reformların ve demokratikleşme iradesinin kaçınılmaz hale geldiği yönünde oldu.
Çiğdem Kılıçgün Uçar: ‘Bu çağrı sadece Türkiye’ye değil, tüm halklara’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, yaptığı değerlendirmede, silahların yakılmasının sadece sembolik değil tarihsel bir anlam taşıdığını belirtti. “Barış ve demokratik toplum çağrısı sadece Türkiye halklarına değil, Ortadoğu’daki tüm halklara yöneltilmiş güçlü bir çağrıdır” diyen Uçar, sürecin ilerleyebilmesi için yeni bir anayasa ve hukuki reformlara ihtiyaç olduğunu söyledi.
Kılıçgün Uçar ayrıca, demokratik siyasetin önünü açacak adımların atılması gerektiğini belirterek, “Gönül isterdi ki, silahları yakanlar siyaset alanında bizimle birlikte ilk adımı atsınlar. Ama henüz o koşullar sağlanmadığı için dağlara dönmek zorunda kaldılar” ifadelerini kullandı. Uçar, kayyum politikalarının halk iradesini gasp ettiğini ve bu uygulamalara son verilmesinin çözüm sürecinin ön koşulu olduğunu vurguladı.
Keskin Bayındır: ‘Yeni bir eşik geçildi, şimdi iktidarın tutumu belirleyici’
Törene tanıklık eden siyasetçi Keskin Bayındır, eylemin demokratik çözüm açısından tarihi olduğunu belirterek, “Bu görüntülerin tüm dünyaya ulaşması önemli. Ancak Kürt meselesini çözmek için anayasal ve yasal düzenlemeler gerekiyor” dedi. Bayındır, silahların bırakılmasının yeterli olmayacağını vurgulayarak, “İnkar ve imha yasalarının hâlâ yürürlükte olduğu bir Türkiye’de çözüm mümkün değil” diye konuştu.
Cengiz Çandar: ‘Törenin adı vakar olmalı’
Gazeteci ve yazar, aynı zamanda DEM Parti milletvekili Cengiz Çandar ise, törende sergilenen tutumun siyasi bir mesajın ötesinde felsefi bir anlam taşıdığını söyledi. “Törenin tümüne bir kelime verecek olsam bu vakar olurdu. Duruşları çok etkileyiciydi” diyen Çandar, bu sürecin Türkiye’de barış için yeni bir enerji doğurduğunu belirtti.
Tayip Temel: ‘Bir çağ kapanıyor, bir çağ açılıyor’
Törende yer alan siyasetçilerden Tayip Temel, “Eğer bu sürece doğru yaklaşılırsa, hem Türkiye hem Kürtler hem de bölge açısından yeni bir çağ başlar” değerlendirmesinde bulundu. Devletin Kürtlere yönelik yasaklayıcı tutumdan vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Temel, “Kürtlerin bu devletin asli unsuru olduğunun artık yasal karşılığının oluşturulması gerekiyor” dedi.
Sezai Temelli: ‘Artık neyi bekleyeceğiz?’
DEM Parti grup başkan vekili Sezai Temelli de sürecin acilen yasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini söyledi. Meclis bünyesinde bir komisyon kurulması çağrısı yapan Temelli, “Silahlar bırakıldı. Bu çok güçlü ve net bir adımdı. Şimdi sıra siyasette. Artık gerekçeye sığınmak olmaz, meclis elini taşın altına koymalı” dedi.
Saruhan Oluç: ‘Silahları yakmak daha kararlı bir çözüm iradesini ifade ediyor’
DEM Parti milletvekili Saruhan Oluç, silahların yakılmasının yalnızca bir sembol değil, aynı zamanda daha kararlı ve kalıcı bir çözüm arzusunun göstergesi olduğunu belirtti. “Yakmanın Kürt kültüründe çok yönlü anlamları var ama burada esas olan, çözüm iradesinin açık ve geri dönülmez biçimde ortaya konmasıdır” diyen Oluç, törenin planlandığı gibi aksaksız gerçekleşmesinin de bu ciddiyeti gösterdiğini söyledi. “Çok iyi planlanmış ve son derece anlamlı bir adım atıldı” ifadesini kullandı.