Kartalkaya yargılamasının ilk aşaması tamamlandı
Bedri Tekin 19 Temmuz 2025

Kartalkaya yargılamasının ilk aşaması tamamlandı

Yeniden merhaba. Uzunca bir süre ara verdikten sonra kötü geçen günlerde, kötülüğe fener tutayım istedim.

Türkiye’nin tarihi, ne yazık ki iş yerlerinde yaşanan toplu ölümlerin de tarihidir. Soma, Ermenek, Amasra, Kozlu, Torunlar, Gayrettepe, OSTİM, Davutpaşa, Hendek, Balıkesir, Elbistan ve Siirt gibi yerler, hafızalara kazınan toplu iş cinayetleriyle anılıyor. Bu trajik tabloya son eklenenlerden biri de Bolu Kartalkaya’da bir otelde ocak ayında çıkan yangın oldu. Her ne kadar doğrudan bir iş kazası olarak anılmasa da 78 kişinin yaşamını yitirdiği bu katliama giden ihmaller zinciri; işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik umursamazlığın, insan canına değer vermemenin ve sadece kâr ile rant hırsından başka bir şey görmemenin acı bir sonucuydu.

Dün, 7 Temmuz’da başlayan ve 11 gün süren Kartalkaya yangını duruşmaları tamamlandı. Yargılamaya 22 Eylül’den itibaren devam edilecek.

Kartalkaya raporu: Bakanlık seyrediyor

Kartalkaya soruşturmasına ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin gerekli denetimleri zamanında ve yeterli şekilde yapmadıkları için olayda birinci derecede etkili oldukları” tespiti yer alıyor.

Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bu rapora karşı Bolu Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdiği yazıda, iş yeri sayısı ve müfettiş sayısı göz önüne alındığında tüm iş yerlerinin denetlenmesinin mümkün olmadığını savundu. Bakanlık, yangın ve ölümlerde kendilerine sorumluluk yüklenemeyeceğini belirterek yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etti.

Bu yanıt, yıllardır dile getirilen “ölümler sürüyor, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı seyrediyor” tespitinin bakanlıkça da doğrulanması anlamına geliyor.

Kamuoyu ve aileler ağırlıklı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yargılanmasını ön plana çıkardılar. Duruşmaların ilk aşamasının tamamlanmasından sonra, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 3 bürokratın yargılanmasına izin verdiği haberi geldi.

Yangında ölen ve yaralananların avukatları ve kamuoyunun, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin yargılanması konusunu ısrarla dile getirdiklerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik Teftiş Başkanlığı yetkililerinin de yargılanması  söz konusu olacak

İş kazası istatistikleri: Değişmeyen tablo

Bu hafta, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından 2024 yılına ait iş kazası ve meslek hastalıkları istatistikleri açıklandı. Bu verilere göre 2024 yılında iş kazaları sonucu bin 905 emekçi hayatını kaybetti, meslek hastalığı sonucu ise 3 can kaybı yaşandı. Açıklanan istatistiklere göre, 552 emekçi inşaatlarda yaşamını yitirdi. Ne yazık ki, 2023 yılında da inşaatlarda iş kazası sonucu 552 emekçi hayatını kaybetmişti. Yani, hiçbir iyileşme yaşanmıyor, ölümler sürüyor.

Hemen her gün görev alanı dışındaki konularda da açıklamalar yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın, kendi bakanlığına bağlı bir kurum olan SGK’nin bu çarpıcı istatistikleri hakkındaki suskunluğu, bakanlığın başarısızlığını saklama çabasıdır.

Türkiye’de işyerlerinde her gün ortalama 6 kişi hayatını kaybediyor. İnşaatlarda ise neredeyse her gün 2 emekçiyi kaybediyoruz.

Sorumlular belli, peki çözüm?

Bu can kayıplarının nedeni elbette öncelikle işverenlerdir. Ancak kazalar azalmıyor, ölümler sürüyorsa, işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında görevlerini yerine getirmeyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da Kartalkaya bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere aynı derecede sorumludur.

Mevcut sistemle tüm iş yerlerinin denetlenmesi elbette mümkün değil. Dahası, denetlenen işyerlerine bile çoğu zaman ceza uygulanmıyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) gibi emek örgütleri, yıllar önce idari ve mali yönden bağımsız, özerk, ana gövdesini emek örgütlerinin oluşturduğu bir Ulusal İşçi Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü/Kurumu önerisini dile getirmişti. Bu öneri, tüm işyerlerine ulaşma hedefini de gözetiyordu.

AKP iktidarı ve Çalışma Bakanlığı ise adeta “Tüm yetki bende olsun, ancak hiçbir sorumluluğum olmasın” diyor. Daha da ötesi; geçtiğimiz günlerde yeniden oluşturulan İş Sağlığı ve Güvenliği Ulusal Konseyi’nde TMMOB ve TTB’ye yer bile verilmedi. Oluşturulan Konsey, önerilen Ulusal Enstitü/Kurum yapısında olmasa bile, TMMOB ve TTB’ye yer verilmemesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ölümleri önlemek gibi bir niyetinin olmadığının açık göstergesidir.

Kamu makamlarının ölümler nedeniyle idari sorumluluğunun olması, sosyal devlet olmanın bir gereğidir. İşçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması konusunda tek yetkili olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin yargılanmasının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

Kartalkaya katliamı, sistemsizliğin son örneğidir. Bu katliamdan sonra iş kazaları nedeniyle işyerlerinde 800 kişi daha hayatını kaybetti. Bu, sadece 6 ayda Kartalkaya benzeri 10 büyük iş kazası daha yaşandığı anlamına geliyor. Önerdiğimiz Ulusal Enstitü/Kurum oluşturuluncaya kadar giden her canın sorumlusu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır ve er geç bunun hesabını vereceklerdir.

Kartalkaya yargılamasında ailelerin yaşadığı acıya bir kez daha tanıklık ettik. Bu acı hiç dinmeyecek. Yargılamaya Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri mutlaka dahil edilmelidir.

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.