• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Suruç Katliamı’nda hayatını kaybedenler anıldı: ‘Yüzleşme ve adalet’ çağrısı

Suruç Katliamı’nda hayatını kaybedenler anıldı: ‘Yüzleşme ve adalet’ çağrısı

Suruç’ta 20 Temmuz 2015’te IŞİD’in bombalı saldırısında hayatını kaybeden 33 genç, katliamın 10. yılında Amara Kültür Merkezi önünde anıldı. Yapılan konuşmalarda faillerin yargılanması ve hakikatlerle yüzleşme çağrısı öne çıktı.

Suruç Katliamı’nda hayatını kaybedenler anıldı: ‘Yüzleşme ve adalet’ çağrısı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 20 Temmuz 2025 12:08
  • Güncellenme: 20 Temmuz 2025 14:31

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde, 20 Temmuz 2015’te IŞİD tarafından Amara Kültür Merkezi bahçesinde düzenlenen bombalı saldırıda hayatını kaybeden 33 genç, katliamın 10. yılında anıldı. Suruç İçin Adalet Platformu öncülüğünde gerçekleşen anmaya DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ESP, SGDF, SYKP temsilcileri ile çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü katıldı.

Anma programı öncesinde, DEM Parti ilçe binası önünde toplanan kitle “Hiçbir düş yarım kalmayacak” pankartıyla Amara Kültür Merkezi’ne yürüdü. Yürüyüşte “Arin’den Sibel’e yürüyoruz zafere” ve “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganları atıldı. Program, yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı.

‘Gençler kardeşlik köprüsü olmak istedi’

DEM Parti Urfa İl Eşbaşkanı Ayşe Sürücü, gençlerin Kobane ile Türkiye arasında kardeşlik kurmak istediğini belirterek, “Bu düşe tahammül edilemedi. Katledilenleri saygıyla anıyoruz” dedi.

Katliamdan yaralı kurtulan Efe Çatalbaş ise, “Rojava Devrimi’ne inandığımız için buradaydık, yine buradayız. Katliam da olsa, işkence de olsa vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

‘Yüzleşme ve adalet talebi’

Şanlıurfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel, 10 yıldır süren hukuk mücadelesinde hakikatlerin ortaya çıkması için çaba sarf ettiklerini, ancak ilerleme kaydedilemediğini söyledi. “Devlet yetkilileri yargılanmalı, hakikatle yüzleşme komisyonu kurulmalı” dedi.

SGDF MYK üyesi Senem Nur Pektaş, “Amara bir duraktı, dayanışma için gelmiştik. 33 arkadaşımız alındı ama biz çelik gibi buradayız. Şehitlerimizin mezarını ziyaret ettiğimiz için cezalandırılıyoruz. Suruç için adalet isteyenler değil, katiller yargılansın” diye konuştu.

‘Failler yargılanmadan barış sağlanamaz’

ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, “Adalet olmadan barıştan söz edemeyiz. Suruç failleri yargılanmalıdır” dedi. SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz ise Rojava’daki direnişe dikkat çekerek, “Kobanê nasıl düşmediyse, buradaki mücadelemiz de düşmedi” ifadelerini kullandı.

Barış Annesi Meyaser Korkmaz da “Barış istiyoruz, artık barış gelmeli” diyerek duygularını dile getirdi

Hatimoğulları: ‘Komisyon kurulsun’

 Tülay Hatimoğlulları ise, katliamı üstlenen IŞİD’lilerin patlayıcıları Şanlıurfa’ya kadar nasıl getirdiklerini sordu. Tülay Hatimoğulları, “10 Ekim Gar Katliamı’ndan çok iyi biliyoruz ki bu işin içinde kolluk kuvvetleri var, resmi kurumlar çalışanları var. Gar Katliamı’nın duruşmalarını kaçırmayan bir arkadaşınızım. Oradaki itirafları dinlediğim zaman tüylerim diken diken oldu. Hallaç pamuğuna çevrilmiş olan bu sınır, IŞİD çetelerine bile ve isteye bir şekilde açılmıştır. Bunun aksini düşünenler Ankara Gar Katliamı dosyasını incelesinler” dedi. 

“Düşleriniz asla yarım kalmayacak. Türkiyeli sosyalistlerin dayanışmasını kırmaya çalıştılar, ama başaramadılar” diyen Tülay Hatimoğulları, Suruç Katliamı sonrasında yaşanan katliamları hatırlattı. Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:

“İnsanların düşlerini kırmaya çalıştılar. Rojava’da Kürt halkının mücadelesini kırmaya çalıştılar. Türkiye’nin dayanışmasını, Türk halkının ve Türkiyeli sosyalistlerin dayanışmasını kırmaya çalıştılar. Ama asla başaramadılar, başaramayacaklar. Barışın önünü güçlü bir şekilde açabilmek için gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan gerçekleştirmiş olduğu Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı bugün bütün dünyanın gündeminde. Bizler acılarımızı hakikatlerle yüzleşerek azaltabiliriz. Parlamentoda kurulacak bir yüzleşme komisyonuyla azaltabiliriz. DEM Parti olarak defalarca böyle bir komisyonun kurulması teklifinde bulunduk ama ne yazık ki iktidar partileri bunu reddettiler. Bugün gerçeklik olduğu yerde duruyor. Acılarımızı azaltabilmek ve barışın önünü güçlü bir şekilde açabilmek için bu gerçeklerle yüzleşmeliyiz, özür dilemeliyiz.”