İsrail kamuoyunun büyük kısmı Gazze’deki insani krizi görmezden geliyor.
Lazar Araştırma Enstitüsü’nün Maariv gazetesiyle paylaştığı son anket sonuçlarına göre, İsraillilerin yüzde 47’si Gazze’de kıtlık olmadığını düşünüyor ve bu yöndeki haberleri Hamas propagandası olarak nitelendiriyor. Gazze’de bir insani kriz yaşandığını kabul edenlerin oranı yüzde 41. Bu kişilerin sadece yüzde 56’sı durumdan endişe duyarken, yüzde 44’ü krizi umursamadığını belirtiyor.
Ancak sahadaki tablo, bu algının tam tersini gösteriyor.
İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtlamaya devam ettiği Gazze Şeridi’nde açlık ve yoksunluk her geçen gün daha da derinleşiyor.
Han Yunus kenti yakınlarında insani yardım dağıtımı için toplanan Filistinlilere İsrail askerleri ateş açtı. En az 10 kişi yaşamını yitirdi, 70’ten fazla kişi yaralandı.
Yardım kuyruklarında ölüm riskine rağmen bekleyen siviller, temel gıdaya ulaşmak için mücadele veriyor. İsrail ve ABD’nin koordinasyonunda sınırlı sayıda yardım girişine izin verilirken, birçok uluslararası kuruluş İsrail’i bölgeyi bilinçli olarak açlığa mahkum etmekle suçluyor.
Mayıs ayından bu yana yardım beklerken yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı binin üzerine çıktı. Yerel kaynaklar, İsrail’in sınır kapılarını 5 aydan uzun süredir kapalı tutarak bebek maması, ilaç ve temel gıda maddelerinin girişini engellediğini bildiriyor.
Açlıktan ölenlerin sayısı 160’a ulaştı
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı, 29 Temmuz’daki açıklamasında Gazze’deki her üç kişiden birinin günlerdir hiçbir şey yemediğini vurguladı ve bölgedeki durumu “kıtlığın en kötü senaryosu” olarak tanımladı. 7 Ekim 2023’ten bu yana açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 91’i çocuk olmak üzere en az 160’a ulaştı.
Uluslararası kamuoyundan gelen tepkiler ise sınırlı kalıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un bölgeyi ziyaret ederek yardım dağıtımlarını yerinde incelemesi beklenirken, Gazze halkı da acil yardım bekliyor.