İzmir’in Dikili ilçesindeki Danimarka ortaklı Queen Flower serasında çalışan kadın işçiler, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Direniş bir ayı geride bıraktı.
İzmir’in Dikili ilçesinde faaliyet gösteren Danimarka sermayeli Queen Flower serasında çalışan tarım işçileri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası’na (BTO-SEN) üye oldu. Ancak sendikal örgütlenme, işverenin baskısıyla karşılaştı.
Bakanlıktan yetki belgesi alan sendika ile toplu sözleşme masasına oturmak yerine yargı yoluna giden işveren, 13 işçiyi – aralarında sendika temsilcilerinin de bulunduğu – işten çıkardı. Bunun üzerine işçiler, bir aydır işyeri önünde direnişte.
‘Kadın emeği sistematik biçimde sömürülüyor’
BTO-SEN Genel Başkanı Mehmet Çak, işçilerin yaşadığı süreci şöyle anlattı:
“Kadın arkadaşlarımız hakaret, mobbing, taciz ve baskı altında çalışıyor. Mesai ücretleri ödenmiyor, fazla çalışma dayatılıyor. Sendikaya üye oldular, yasal çoğunluk sağlandı, yetki alındı. İşveren sıfır zam dayattı, görüşmeler tıkandı. Sonra tehditler başladı. Şimdi 30 gündür direniyoruz. Bu direniş sadece bir iş mücadelesi değil, aynı zamanda kadın onurunu savunma mücadelesidir.”
Çak ayrıca kamuoyuna ve özellikle ürün tedarikçisi firmalarınla iş birliğini son vermeye çağırdı.
Seçil Can: O güzel çiçeklerin ardında kadınların gözyaşı var
Sekiz yıldır Queen Flower’da çalışan ve sendika üyesi olduğu için işten atılan işçilerden Seçil Can, içeride yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Küçük hatalar bile hakarete dönüşüyordu. Mesai ücretleri eksik yatırılıyor, bayramlarda zorla çalıştırılıyorduk. Fazla mesaiye kalmazsak tehdit ediliyorduk. Bu yüzden sendikalı olduk. Ama özel hayatımıza bile müdahale edildi. İçeride kadın emeği sömürülüyor. En ağır işler kadınlara yükleniyor. Gözyaşımız var o çiçeklerin ardında. Lütfen bu zulme ortak olmayın.”
Yasemin Sarı: Yedi yıl çalıştım, hiçbir hakkımı alamadan atıldım
Yedi yılı aşkın süredir şirkette çalışan Yasemin Sarı ise, büyük hayaller ve umutla işe başladığını anlatıyor. Sarı, bir yıl süren örgütlenme sürecini başarıyla tamamladıklarını ancak ardından işten çıkarıldıklarını belirtiyor:
“Sendikalaşma sürecinde hiçbir suç işlemeden kapının önüne konulduk. Bir aydır çadır kurup direnişteyiz. Tüketicilere sesleniyoruz: Kadın emeğinin sömürüldüğü bu ürünleri satın almayın.”
Ne olmuştu?
İzmir’in Dikili ilçesinde Danimarka sermayeli Queen Flower serasında çalışan çoğu kadın tarım işçisi, kötü çalışma koşullarına karşı DİSK’e bağlı Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası’na (BTO-SEN) üye oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işyerinde sendikanın yasal çoğunluğu sağladığını belirleyerek BTO-SEN’e yetki belgesi verdi. Ancak işveren bu yetkiye itiraz etti ve süreci yargıya taşıdı.
Bu sürecin ardından, aralarında sendika temsilcilerinin de bulunduğu 13 işçi işten çıkarıldı. İşçiler, yaklaşık bir aydır işyeri önünde çadır kurarak direnişlerini sürdürüyor.
İşçiler ne talep ediyor?
Direnişteki işçiler, anayasal hakları olan sendikal örgütlenme hakkının tanınmasını istiyor. En temel talepleri arasında, işten çıkarılan arkadaşlarının geri alınması, toplu sözleşme görüşmelerinin başlatılması ve işyerindeki baskı ortamının sona ermesi yer alıyor.
Ayrıca, Queen Flower ürünlerini satın alan zincir mağazalara – özellikle Migros’a – çağrıda bulunarak, bu firmayla iş ilişkilerini sonlandırmalarını talep ediyorlar. Kadın işçiler, çiçeklerin ardında “emek sömürüsü, mobbing ve kadınlara yönelik ayrımcılık” olduğunu vurguluyor.