• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Barrack: Lübnan’ın Hizbullah silahlarının toplanması kararı tarihi ve cesurca

Barrack: Lübnan’ın Hizbullah silahlarının toplanması kararı tarihi ve cesurca

Lübnan’da silahların devletin tekelinde olması gündemiyle 5 Ağustos’ta toplanan Bakanlar Kurulu, ‘orduya silahların yıl sonuna kadar toplanmasına dair bir plan hazırlama’ görevi vermişti.

Barrack: Lübnan’ın Hizbullah silahlarının toplanması kararı tarihi ve cesurca
Barrack: Lübnan’ın Hizbullah silahlarının toplanması kararı tarihi ve cesurca
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 8 Ağustos 2025 00:05

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan hükümetinin, Hizbullah başta olmak üzere, ülkedeki silahların devlet tekelinde toplanması yönündeki kararını “tarihi ve cesurca” olarak niteledi.  Barrack, X hesabından yaptığı açıklamada, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam’ı Bakanlar Kurulu’nda alınan karar dolayısıyla tebrik etti.

Tom Barack, alınan kararın Kasım 2024’te İsrail’le yapılan Ateşkes Anlaşması’nı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararını, Taif Anlaşması’nı tam olarak uygulama yönünde tarihi, cesur ve doğru bir karar olduğunu belirtti. Barrack, “Bu haftaki Bakanlar Kurulu kararları, nihayet Lübnan için ‘Tek Millet, Tek Ordu’ çözümünü hayata geçirmiştir. Lübnan halkının yanındayız” ifadelerini kullandı.

Barrack aptığı bir diğer X paylaşımında ise “Verilen sözler tutuldu.” ifadesine yer veren Barrack, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Yönetimim, Lübnan’ın ekonomik kalkınma ve komşularıyla barış içinde bir gelecek kurmasına yardımcı olmaya hazır… Lübnan’da, Hizbullah teröristlerinin pençesinden kurtulmuş bir gelecek için yeni bir şans var” şeklindeki sözlerine işaret etti. Barrack, ABD Dışişleri Bakanı Mark Rubio’nun da “Lübnan’daki hedeflerinin, Hizbullah’la mücadele edebilecek ve onu silahsızlandırabilecek güçlü bir Lübnan devleti oluşturmak” olduğu şeklindeki sözlerine atıfta bulundu.

Lübnan’da silahların devletin tekelinde olması gündemiyle 5 Ağustos’ta toplanan Bakanlar Kurulu, “orduya silahların yıl sonuna kadar toplanmasına dair bir plan hazırlama” görevi vermişti. Hizbullah ise Başbakan Nevvaf Selam hükümetinin silahların toplanması kararının “Lübnan’ı İsrail’e karşı direniş silahından mahrum bırakacağını” iddia ederek, bu kararla “büyük bir hata yapıldığını” savunmuştu.

Lübnan’da bu akşam toplanan Bakanlar Kurulu, Hizbullah’ı da kapsayacak şekilde ülkedeki tüm silahlı varlığın devlet tekeline alınması ve grupların elindeki silahların toplanması kararını kabul etmişti.

Nasıl hayata geçirilecek? 

ABD’nin teklifinin ilk aşaması, Lübnan hükümetinin 15 gün içinde bir kararname yayınlayarak Hizbullah’ın 31 Aralık tarihine kadar tamamen silahsızlandırılmasını taahhüt etmesini ve İsrail’in Lübnan’a yönelik tüm askeri operasyonlarını durdurmasını içeriyor.

Teklifin ikinci aşamasında, Lübnan hükümeti, 60 gün içinde silahsızlandırma planını uygulamaya, İsrail, ise Lübnan’ın güneyinde işgal ettiği 5 noktadan askerlerini geri çekmeye başlayacak. Aynı zamanda Uluslararası Kızıl Haç Komitesi ile koordinasyon halinde İsrail’in elindeki Lübnanlı mahkumlar serbest bırakılacak.

Teklifin üçüncü aşamasında, 90 gün içinde, İsrail, Lübnan’ın güneyinde işgal ettiği beş noktadan son ikisinden çekilecek ve Lübnan’daki enkazın kaldırılması ve yeniden inşaya hazırlık amacıyla altyapı çalışmalarının başlatılması için finansman sağlayacak.

Teklifin dördüncü aşamasında, 120 gün içinde, Hizbullah’ın füzeler ve insansız hava araçları da dahil olmak üzere kalan ağır silahlarının imha edilecek, ABD, Suudi Arabistan, Fransa, Katar ve diğer dost ülkeler, Lübnan ekonomisini ve yeniden inşasını desteklemek amacıyla bir ekonomik konferans düzenleyecek.

Hizbullah: Karar yok hükmünde 

Hizbullah, Lübnan hükümetinin silahların toplanması kararıyla “büyük hata” yaptığını savundu, kararı “yok hükmünde” kabul edeceğini duyurdu.

Hizbullah’tan yapılan yazılı açıklamada, Başbakan Selam hükümetinin aldığı silahların toplanması kararının, Lübnan’ın gücünü ve İsrail saldırıları karşısındaki konumunu zayıflatacağı ifade edildi. Alınan kararın, Lübnan hükümetinin “ülkenin tüm topraklarını İsrail işgalinden kurtarmak, devletin egemenliğini yalnızca kendi imkânlarıyla tüm topraklarında tesis etmek ve Lübnan ordusunu uluslararası alanda tanınan sınır bölgelerine konuşlandırmak” için gerekli tüm önlemleri alma taahhüdünde bulunmasını öngören Taif Anlaşması’na aykırı olduğu belirtildi.

Selam hükümetinin bu kararla “büyük bir hata yaptığı” savunulan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Lübnan’ın gücünü ve direnişin (Hizbullah) silahını korumak, Lübnan’ın gücünün bir parçasıdır ve atılması gerekli adımlar arasındadır. Aynı şekilde, Lübnan ordusunu silahlandırıp güçlendirerek düşman İsrail’i ülkenin topraklarından çıkarmak, bu toprakları özgürleştirmek ve korumak da bu adımlar arasındadır.”

Söz konusu kararın ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın dayatmalarının bir sonucu olduğu, tamamen İsrail’in çıkarına hizmet ettiği ve Lübnan’ı İsrail karşısında caydırıcılıktan yoksun hale getirdiği kaydedildi. Hükümetin aldığı bu kararın (İsrail’e karşı) “teslimiyet stratejisi” olduğu, Lübnan’ın egemenliğine yönelik unsurları açıkça ortadan kaldırdığı ifade edildi.

Hizbullah ve Emel Hareketi’ne bağlı bakanların söz konusu oturumu terk etmesinin, bu karara yönelik bir ret ifadesi olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bu karar, Lübnan’ın egemenliğini ortadan kaldırıyor, İsrail’in güvenliği, coğrafyası, siyaseti ve gelecekteki varlığıyla dilediği gibi oynamasının önünü açıyor. Dolayısıyla bu kararı yok hükmünde kabul edeceğiz. Aynı zamanda diyaloğa da açığız; İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının sona ermesi, toprakların kurtarılması, esirlerin serbest bırakılması, devletin inşası ve İsrail’in vahşi saldırılarıyla yıkılan bölgelerin yeniden imarı için çalışmaya hazırız. Ulusal güvenlik stratejisini tartışmaya da hazırız ancak bu tartışma saldırılar devam ederken yapılamaz.”