• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Erdoğan Aydın: Türkiye’nin Suriye politikası çözüm sürecine zarar veriyor

Erdoğan Aydın: Türkiye’nin Suriye politikası çözüm sürecine zarar veriyor

Tarihçi yazar Erdoğan Aydın, İlke TV’de Rojda Aslan’ın sunduğu Konuşma Zamanı programında konuştu. Türkiye’nin hem içerde Kürt sorununa hem de Suriye sahasına yönelik mevcut politikalarının çözümden ziyade oyalamaya dayandığını belirten Aydın, “Suriye halklarının eşit haklara sahip olduğu laik ve demokratik bir anayasa dışında bir çözüm yok” dedi.

Erdoğan Aydın: Türkiye’nin Suriye politikası çözüm sürecine zarar veriyor
İlke TV
  • Yayınlanma: 15 Ağustos 2025 14:25
  • Güncellenme: 15 Ağustos 2025 14:26

İlke TV’de yayınlanan Konuşma Zamanı programında Rojda Aslan’ın konuğu olan tarihçi yazar Erdoğan Aydın, Türkiye’nin Suriye politikasını ve Kürt meselesindeki yaklaşımını değerlendirdi. Türkiye’nin hem iç hem de dış politikada çözümden uzaklaştığını belirten Aydın, “Türkiye’nin egemen aklı, Kürt sorununu çözmekten çok uzak. Bu durum Suriye’deki Kürtlerle kurulabilecek barışçıl ilişkileri de dinamitleyen bir noktaya geldi” dedi.

‘Suriye halklarının eşitliği üzerine kurulu bir anayasa desteklenmeli’

Aydın, çözümün en önemli adımının Suriye’nin çok kimlikli ve çoğulcu bir yapıda yeniden inşasına destek vermek olduğunu vurguladı. Haseke’deki toplantı ve Paris sürecine değinen Aydın, “Fransa, Körfez ülkeleri ve ABD’nin bir kısmı dahil uluslararası aktörlerin desteğini alan bu süreç, Suriye’nin demokratik geleceğini inşa etmek için bir fırsattır. Ama Türkiye bu fırsatı elinin tersiyle itiyor” dedi.

’10 Mart Anlaşması laik ve çoğulcu bir Suriye’ye kapı aralıyordu’

Aydın, 10 Mart 2023’te imzalanan anlaşmanın çok kimlikli bir Suriye için önemli maddeler içerdiğini hatırlattı: “Bu anlaşmada, Alevilere saldırıların durdurulması, Kürtlerin eşit yurttaş olarak kabul edilmesi, Dürzilerin ve Hristiyanların yönetimde temsili gibi hayati konular vardı. Fakat anlaşmanın gerekleri yerine getirilmedi.”

‘Ankara’nın dış politikası HTŞ’yi cesaretlendirdi’

Türkiye’nin politikalarının sadece Suriye’deki muhalif aktörleri değil, özellikle Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) gibi yapıları da teşvik ettiğini belirten Aydın, “Türkiye’nin izlediği mezhepçi, siyasal İslamcı, dışlayıcı çizgi Şam’daki uzlaşmaz kesimleri güçlendirdi. Bu politika, barışa değil, kutuplaşmaya hizmet ediyor” diye konuştu.

‘Suriye’deki Kürtlerin yok sayılması çözüm değil, oyalamadır’

Aydın, Ankara’nın Suriye Kürtlerini sürekli bir tehdit olarak kodladığını, bunun Türkiye’deki çözüm sürecine de zarar verdiğini ifade etti. “Suriye’deki Kürtlerin kazanımlarını görmezden gelen, onları güvenlik sorunu olarak gören bir anlayış varsa, bu içerideki çözüm süreci için de samimiyetsizliğin göstergesidir” dedi.

‘İktidar çözüm değil, zaman kazanma peşinde’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “maksimalist taleplerle komisyonu yokuşa sürmeyin” açıklamasına da değinen Aydın, “Bu ifade iktidarın gerçek bir çözüm niyetinden çok, iç politikadaki hesaplarını koruma isteğini gösteriyor. Hâlâ terörsüzlük söylemi dışında tek bir adım yok. Kürtlerin eşit yurttaşlık talebi görmezden geliniyor” dedi.

‘CHP’nin tutumu da araçsallaştırıcı, ama farklı gerekçelerle’

Aydın, çözüm sürecinde sadece iktidarın değil, muhalefetin de eksikleri olduğunu söyledi: “CHP komisyonu genel demokrasi sorununa referansla değerlendiriyor. Bu da Kürt meselesinin merkeziliğini görünmez kılıyor. Fakat CHP’nin araçsallaştırıcı yaklaşımı iktidarınkiyle aynı düzeyde değil.”

‘Kayyım siyasetiyle barış olmaz’

Aydın, çözüm sürecinin belediyelere kayyum atamaları ve muhalif siyasetçilere yönelik baskılarla çeliştiğini vurgulayarak, “Van, Mardin, Hakkâri gibi belediyelere kayyum atayarak barış değil, daha fazla kutuplaşma üretirsiniz” ifadelerini kullandı.

‘Rojava, çözüm için önümüzdeki en somut model’

Aydın, Rojava’da 10 yılı aşkın süredir çok kimlikli ve demokratik bir modelin yaşatıldığını belirtti. “Haseke’den başlayarak Rojava, Kürtlerin, Alevilerin, Hristiyanların, Arapların bir arada yaşadığı biricik demokratik modeldir. Uluslararası toplum bu modeli destekliyor. Türkiye de artık yayılmacı hayallerden vazgeçip, bu modele saygı göstermelidir” dedi.