Kürt sorununa dair çözüm süreci tartışmaları, devam ediyor. Meclis’te kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” çalışmalarını sürdürürken, Suriye’de yaşanan gelişmeler sürecin seyrine gölge düşürebilecek riskler barındırıyor. Gazeteci Mümtazer Türköne, hem sürecin iç dinamiklerini hem de bölgesel etkilerini kapsamlı biçimde değerlendirdi.
‘Komisyon psikolojik iklim yaratmakla görevli’
MA’ya konışan Türköne, barış sürecinin başarısının büyük ölçüde uygun bir psikolojik iklimin yaratılmasına bağlı olduğunu belirtti. Meclis’te kurulan komisyonun iç tüzüğe uygun olmadığını ancak bunun “sıra dışı bir siyasi niyetin ürünü” olduğunu söyledi. “Toplumu sürece ikna etme ve olumlu tepki zemini yaratma” gibi görevlerin komisyonun asli işlevi olduğunu vurgulayan Türköne, yasal düzenlemelerin ise teknik detaylar olarak kalacağını ifade etti.
‘AKP süreci sahiplenmek yerine yönetmeye çalışıyor’
Sürece dair siyasi partiler arasındaki pozisyonları değerlendiren Türköne, “MHP süreci bir lokomotif gibi sürüklüyor, DEM Parti arkadan itiyor, CHP ise artık aynı eksende yer alıyor. Ancak AKP hâlâ süreci tam anlamıyla sahiplenmiş değil” dedi. AK Parti’nin kamuoyundan gelen tepkileri dengelemeye çalıştığını, bu nedenle hem sürecin içinde hem de dışında görünmeye çalıştığını ifade etti.
‘CHP ile DEM Parti arasında dikkat çekici bir uyum var’
Komisyondaki konuşmalarda CHP ve DEM Parti temsilcilerinin neredeyse aynı vurguları yaptığını belirten Türköne, her iki partinin de AİHM ve AYM kararlarına uyulmasını, siyasi nitelikli yargılamaların sona erdirilmesini istediğini kaydetti. Türköne ayrıca, Devlet Bahçeli’nin dengeleyici bir rol üstlendiğini, tıkanma halinde devreye gireceğini ima ettiğini söyledi.
‘Suriye’de çatışma çıkarsa süreç biter’
Suriye’de SDG ile Şam yönetimi arasında çıkabilecek bir savaşın Türkiye’deki çözüm sürecini sona erdireceği uyarısında bulunan Türköne, “Türkiye, Şam hükümetinden yana tavır alırsa süreç kalmaz” dedi. Suriye’nin aşiret ve mezhep temelli yapısının demokratik temsil için büyük engel teşkil ettiğini söyleyen Türköne, bireyselleşmenin en çok Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürtler arasında geliştiğine dikkat çekti.
‘Türkiye de SDG de çatışmadan kaçınacaktır’
Bölgedeki dengeleri yakından izleyen Türkiye’nin ve sınırlı manevra alanına sahip olan SDG’nin çatışmadan kaçınacağını savunan Türköne, her iki tarafın da uzun vadeli kayıpları göze alamayacağını belirtti. Bu süreçte KDP ile uzlaşı ve Arap aşiretleriyle diyalog önemli araçlar olarak değerlendiriliyor.
‘Bu bir kader ortaklığıdır’
Kürt sorununun çözümünün eşit vatandaşlıkla mümkün olduğunu vurgulayan Türköne, Öcalan’ın yol haritasının gerçekçi bir çerçeve sunduğunu ifade etti. “Federalizm ya da bağımsızlık” gibi söylemlerin dışlandığını, bunun da devlet içinde bir karşılık bulduğunu dile getiren Türköne, “Türklerin Kürtlerle birlikte bir gelecek tasavvur etmesi artık bir zorunluluktur. Bu barışın da ötesinde bir şey. Bu bir kader ortaklığıdır” dedi.