“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”, 5’inci toplantısını gerçekleştiriyor. Barış Anneleri’ni temsilen komisyonda dinlenen Barış Annesi Nezahat Teke, sürece ilişkin konuştu.
Nezahat Teke, Türkçe dilinin döndüğü kadar kendisini ifade edeceğini belirtti. Nezahat Teke, “Silahların bırakılmasını herkes istiyor ama karşılığında somut adım bekliyoruz” dedi.
‘Çocuklarımızı değil silahları toprağa gömelim’
En çok ölenlerin en çok barış isteyen taraf olduğu vurgusunu yapan Nezahat Teke, kızının 19 yaşında Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecride karşı bedenini ateşe verdiğini anımsatarak, “25 yıldır kızımın saçının yanan kokusu burnumdadır. Barış olsa, ‘Kızın geri gelecek mi?’ diyeceksiniz; Elbette kızım gelmeyecek. Ben ağladım; başka analar ağlamasın. Çocuklarımızı değil, silahları toprağa gömelim. Biz barış isteyince savcı bize diyor ki, ‘Savaş yok’ ben 1 yıl ev hapsi aldım. Madem savaş yok, insanlar neden ölüyor? Adına ne derseniz deyin, bir şey var ki insanlar ölüyor” diye belirtti.
Kürtçe konuşunca uyarıldı
Barış Annesi Rebia Kıran, sözlerine Kürtçe başlarken, uyarılar üzerine Türkçe devam etti. Rebia Kıran, “Kim bu barışa vesile oluyorsa hürmetimiz, selamlarımız onlaradır. Bu barış sözü eğer Sayın Öcalan’dan çıkmış ise biz Barış Anneleri olarak bu barışı destekliyoruz. Bu ülkede hak, hukuk, adalet olsaydı çocuklar dağa çıkmazdı” dedi.
Komisyona, “Gerillalar neye dayanarak Türkiye’ye gelecek?” sorusunu yönelten Kıran, tutuklama ve ağır cezalarla barış ortamı sağlanamayacağını kaydetti. “Gelsinler siyaset yapsınlar. Medyanın dili durmalı ki birbirimizi sarabilelim. Sudan da ekmekten de önce barışa ihtiyacımız var” diye konuştu.
(MA)