ABD merkezli düşünce kuruluşu Orta Doğu Medya Araştırma Enstitüsü’nün (MEMRI) günlük bülteninde (no. 839) yayımlanan 25 ağustos 2025 tarihli analizde, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) silah bırakmasının “Kürtleri kılıca teslim etmek” anlamına geleceği belirtildi.
Analizde, BAAS rejiminin devrilmesinin ardından Şam’da Ahmed Şara’nın iktidara gelişiyle ülkenin yeni bir kaos dönemine sürüklendiği ifade edildi. Ayrıca, Süveyda’daki Dürzi katliamının, Suriye’nin parçalanmış birliğini yeniden toparlama umudunu tamamen yok ettiği vurgulandı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun “Şam’daki otoriteler birleşik, kapsayıcı ve barışçıl bir Suriye istiyorsa bu felaketi durdurmalı” açıklamasına yer verilen yazıda, SDG’nin mart 2025’te imzaladığı sekiz maddelik geçici anlaşmaya rağmen Süveyda olayları sonrası federalizmin Kürtler için “olmazsa olmaz” bir talebe dönüştüğü aktarıldı.
Analiz, SDG’nin Suriye’de “tek güvenilir askeri güç” olarak öne çıktığını belirterek, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin de siyasi açıdan geleceğe örnek teşkil ettiğini yazdı. Özellikle Hevrin Xelef’in öldürülmesinden sorumlu tutulan Hatem Ebu Şakra’nın general yapılıp Doğu Suriye’deki önemli bölgelere komutan atanmasının, Kürtlerin kaygılarını daha da artırdığına dikkat çekildi.
Türkiye ile Şam arasında 13 ağustos 2025’te imzalanan askeri işbirliği mutabakatı da yazıda kritik bir gelişme olarak öne çıkarıldı. Anlaşmanın görünürde IŞİD’e karşı olsa da Kürtlerin Ankara ve Şam tarafından “terörist” olarak tanımlandığı kaydedildi.
Analiz, Suriye’de federal bir yapı kurulmadıkça SDG’nin silahsızlanmasının kürtler için yok oluş anlamına geleceğini vurguladı:
“Rojava açısından, bölgesel özerklik garanti edilmedikçe silahsızlanma Kürtleri kılıca teslim etmek olur. Federalizm tüm etnik grupların güvenliği için tek seçenek haline gelmiştir.”