• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Yenidoğan çetesi davası devam ediyor: 16’sı tutuklu 57 sanık hakim karşısına çıktı

Yenidoğan çetesi davası devam ediyor: 16’sı tutuklu 57 sanık hakim karşısına çıktı

Kamuoyunda “yenidoğan çetesi” olarak bilinen davada, 16’sı tutuklu 57 sanık Bakırköy’de hakim karşısına çıktı. Duruşmaya yarın devam edilecek.

Yenidoğan çetesi davası devam ediyor: 16’sı tutuklu 57 sanık hakim karşısına çıktı
Yenidoğan çetesi davası devam ediyor: 16’sı tutuklu 57 sanık hakim karşısına çıktı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 4 Eylül 2025 22:33
  • Güncellenme: 4 Eylül 2025 23:31

Bebek hastaları önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 16’sı tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın görülmesine bugün devam edildi.

Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı yarın saat 10.00’a erteledi.

Kamuoyunda “yenidoğan çetesi” olarak bilinen, İstanbul’da önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettikleri bebeklerin ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla yargılanan sanıklar, bugün bir kez daha hakim karşısına çıktı.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve 16’sı tutuklu 57 sanığın yargılandığı duruşma, sanıkların kimlik tespitiyle saat 10.55’te başladı.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince, adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, bazı müşteki avukatlarının ve sanıkların beyanları alındı.

Müşteki Mehmet Hanifi Kaya’nın avukatı, bir bebeğin yattıktan sonra ölmesi için her koşul ve şartın Esenler Güney Hastanesi’nin bünyesinde mevcut olduğunu belirtti.

Avukat, “Bir bebeğin ölmesini istiyorsanız yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatırmanız yeterli. ATK raporunun ‘Kaya’ bebek özelinde yeterli olduğunu düşünüyorum. Kusuru olan tüm sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Müşteki Yusuf Karakoç’un avukatı ise Adli Tıp Kurumunun (ATK) raporunda her şeyin anlatıldığını, bebeklerin ölmesi için hastanede her koşulun hazırlandığını, bebeklerin vitaminlerinin verilmediğini, aç bırakıldığını ve suçun örgüt tarafından işlendiğini kaydetti.

Savunmalar

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlanan sanık Çağla Durmuş, 1,5 yıldır tutuklu yargılandığını, “Karakoç” bebekten kimsenin sorumlu olmadığını, hiçbir örgütle bağlantısının bulunmadığını ifade ederek, tahliyesini talep etti.

Tutuklu sanıklardan Dursun Eryılmaz, ilgili raporun henüz eline ulaşmadığını, buna yönelik beyanlarını sonraki duruşmada yapacağını anlattı.

Tutuklu sanık Fırat Sarı savunmasında gerçek dışı dosyaların medyaya sunulduğunu öne sürdü.

Toplumda algı oluşturulduğunu iddia eden Sarı, “İlk duruşmadan beri siz sordunuz, ben yanıtladım. Ben eksik, yalan bir şey söylemedim. İlk gün de dedim. Altı ayrı hastanede 6 ay boyunca ölüm gerçekleşti. Bunlar tıbbi ölümlerdi. Hepsinin tıbbi sıkıntıları vardı. Bebeklere gereken yapıldı. Korkunç bir tedavi yapılmadı.” diye konuştu.

Ne olmuştu?

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1.399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu “Yenidoğan Çetesi”nin sevk ve idaresinin sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir tarafından yürütüldüğü belirtiliyor.

İddianamede, suç örgütünün esas amacının, devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğu sağlamak, hastaların durumunu gerçekte olduğundan farklı göstermek ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.

Sanıkların, hasta bebeklerin durumunu olduğundan daha ağır gösterdiği ve gereğinden uzun süre hastanede tuttukları belirtilen iddianamede, bu yolla SGK’den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı ifade ediliyor. Bebeklerin, uygun sağlık hizmeti alabilecekleri hastanelere sevk edilmek yerine örgütün kâr amaçlı seçtiği hastanelere yatırıldığı ve kazancın örgüt üyeleriyle paylaşıldığı aktarılıyor.

İddianamede, esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi kazanç sağlamak olduğu vurgulanıyor.

Cezalar ve yargılama

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Öte yandan, 8’i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezası öngörülüyor.

Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.

Diğer gelişmeler

Yenidoğan Çetesi soruşturmasını yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı. Davanın sanıklarından İlker Gönen ise Antalya’daki cezaevinde 1 Şubat’ta intihar etmişti.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığının fezlekesi doğrultusunda hazırlanan 57 sayfalık iddianamede 13 kişi “şüpheli”, SGK ise “suçtan zarar gören” olarak yer aldı. Firari hemşire Serenay Şenkalaycı’nın iki dosyada da şüpheli olarak bulunduğu iddianame, ana dosyayla birleştirilmişti.

Mahkeme başkanı, cumhuriyet savcısını tehdit eden sanık Mustafa Kemal Zengin’in dosyasını ayırmış, davadaki sanık sayısı böylece 57’ye düşmüştü.