Üç mevsim, 200 gün

Silivri Cezaevi / 6 Eylül 2025

“Düşünüyorum Öyleyse Varım” demişti Descartes. Ama haksızlıklar dünyasında düşünmenin, düşünceyi sözle yazıya ifade etmenin bedeli hep ağır oldu…

“Düşünüyorum öyleyse vurun” diye bir başlık atmıştı köşe yazısına İlhan Selçuk. Düşünceyi sayfalara taşıyan gazetecilerin vurulduğu zamanlardı.

“Düşünüyorum öyleyse tutuklayın” denecek zamanlardayız şimdi. Hakikatin peşinde koşan gazetecilerin “ödülü” bir cezalandırma sistemine dönüşen uzun tutukluluklardır artık.
Üç mevsim, 200 gündür dört duvar arasında ve demir parmaklıklar arkasındayım.

Aziz Nesin hikâyelerine, Nasreddin Hoca fıkralarına esin kaynağı olacak son derece absürt suçlamalar nedeniyle özgürlüğümden mahrumum. İlk duruşmam 84 gün uzağa, 23 Ekim tarihine ertelendi. “Çok istisnai haller dışında tutukluluğa” itirazın yahut uzun tutukluluklara popüler siyasetçilerden gelen itirazın pratikte karşılığı yok.

Her şeye, tüm zorluklara ve yaşadığımız ağır hak ihlallerine rağmen hakikatin gün yüzüne çıkacağına ve kazanacağına eminim.

Talebimiz; sadece benim değil, tutuklu bulunan tüm gazetecilerin ve elbette haksız hukuksuz biçimde cezaevlerinde tutulan siyasetçilerin (vicdanı daha fazla kanatmadan) serbest bırakılmasıdır.

Karda kışta yağmurda, kimi mevsim kızgın güneşin altında, kimi zaman adliye koridorlarında, haber ve köşe yazılarında; beni/biz gazetecileri yalnız bırakmayan, isimlerini saymakla bitiremeyeceğim herkese yürekten teşekkür ediyorum.

Halkın haber alma hakkı için; adalet, demokrasi, emek ve barış için, tüm dostlarımla ve meslektaşlarımla birlikte hakikatin peşinde koşmaya devam edeceğiz.

Sizleri Goethe’nin dizeleriyle selamlamak istiyorum:

“Işık, ışık, daha çok ışık…”

Sağlıkla kalın.

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.