Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’nde kazanan eserler belirlendi. Ödüller 20 Eylül 2025 Cumartesi günü Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde saat 18.00’da düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek.
Türkçe Haber dalında Banu Güven, Faruk Bildirici, Ali Duran Topuz, Candan Yıldız, Nezahat Doğan ve Mehmet Ali Çelebi’den oluşan jüri; birinciliğe “Welatê Xerîbîye’ye Yolculuk” çalışmasıyla Bir+Bir Express’ten Adem Özgür’ü layık gördü.
“Kavga ettikleri çocuğun babası kaymakam çıkınca hayatları karardı: Mezitli karakolunda yaşananlar kan dondurdu” haberiyle HalkTv.com.tr’den Cengiz Karagöz Türkçe Haber dalında Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.
Banu Güven, Faruk Bildirici, Ali Duran Topuz, Candan Yıldız, Nezahat Doğan ve Mehmet Ali Çelebi’den oluşan jüri; Video-Görüntülü Haber dalında Voys Media’dan Murat Baykara ve Tunca Öğreten’i “Vatanda İşkence: Gizlenen Darp Raporlarının İzinde” çalışmasıyla birincilik ödülüne layık gördü.
Mültecileştirilen yaşamların dramı
“Welatê Xerîbîye’ye Yolculuk” haberi Türkiye, Tigray dahil birçok ülkeden Hollanda’ya sürgüne gitmek zorunda kalanların yaşadıklarına odaklanıyor. Gazeteci Özgür, Konya’daki gözaltı sonrası gittiği Hollanda’daki mülteci kampını gözlemleyerek ayrıntılı olarak haberleştirmiş. Kampta konuştukları arasında biri IŞİD’linin saldırdığı yıl doğan Kobanêli 9 yaşındaki Diyar, diğeri de Suriyeli Dürzilerden Hamza’dır.
Türkçe Haber Jürisi, birinci seçilen “Welatê Xerîbîye’ye Yolculuk” haberiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Göç çağındayız. ‘Göçmen nüfusu’ dünyanın üçüncü büyük nüfusu. Batı Avrupa dahil tüm dünyada yükselen yeni nesil ırkçılığın sebeplerinden biri bu. Türkiye dahil her yerde ırkçılık kendisini en kolay biçimde göçmen düşmanlığı olarak ortaya koyuyor. ‘Ana akım medya’lar bu ırkçılığı körükleyen bir anlayışa sahip. Adem Özgür ‘Türkiye’den Hollanda’ya Bir Sürgün Hikayesi/ Welatê Xerîbîye’ye Yolculuk’ başlıklı haberiyle zorlu bir saha işi üretmiş, kişisel hikayesini dünyanın her yerinden hikayelere ve evrensel göç hareketine bağlayarak anlatabilmiş. Bunu sade, anlaşılır bir dille, ırkçı-ayrımcı rüzgarlara cevap olabilecek bir bilinçle, basit ajitasyonlara prim vermeden başarmış. ‘Bir+Bir Express’te yayınlanan metnin arkasında güçlü bir editoryal akıl var. Dolayısıyla Türkiyeli bir Kürt olarak Adem Özgür hem Musa Anter adına hem Türkiye’deki gazeteciliğin iyi örneklerine hem de mesleğin evrensel kurallarına yakışır bir iş çıkarmış.”
Türkçe Haber Jürisi, Jüri Özel Ödülü için de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Halk TV’den Cengiz Karagöz, ‘Kaymakam oğluyla tartışan 5 çocuğa karakolda darp’ haberiyle tek adam yönetiminin yerel düzeyde nasıl bir mekanizmaya dönüştüğünü gözler önüne serdi. Medyanın etkisiz hale getirildiği bir ortamda hukuk, yasa ve vicdan tanımadan ilçenin tek hakimi haline gelen bir kaymakama karşı eleştirel gazeteciliğin gücünü kanıtladı. Haberini öyle sahipsiz de bırakmadı; devamında iki haber daha yazarak ‘fikri takip gazeteciliği’nin başarılı bir örneğini verdi.”
Video-Görüntülü Haber
Banu Güven, Faruk Bildirici, Ali Duran Topuz, Candan Yıldız, Nezahat Doğan ve Mehmet Ali Çelebi’den oluşan görüntü-video haber jürisi, Görüntülü-Video Haber dalında birinci seçilen “Vatanda İşkence: Gizlenen Darp Raporlarının İzinde” için şu değerlendirmede bulundu: “Musa Anter Gazetecilik Ödülleri Görüntülü Haber dalında Voys Media’dan gazeteciler Tunca Öğreten ve Murat Baykara’nm imzasini taşıyan ‘Vatan’da İşkence’ röportajı oy birliğiyle ödüle layık görüldü.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını protesto ederken gözaltına alınan öğrencilerin uğradıkları hak ihlallerini sosyal medyada paylaştığı için gözaltında işkence gören üniversite ögrencisi Eren Üner’in başına gelenleri ve hak arayışını anlatan haber-röportaj, Türkiye’de polis nezaretinde sıradanlaşan kötü muameleye ışık tutuyor. Temel haklarından mahrum bırakılarak gözaltına alınan Eren Üner’in işkence sırasında yaşadığı korku ve endişeyi, ardından da işkence gördüğünü kanıtlama mücadelesini anlatan Öğreten ve Baykara’nın araştırıp ulaştıkları bir darp raporu olayların seyrini değiştiriyor. ‘“Vatan’da İşkence’ haberinde eğildiği konu, anlatım dili ve araştırmacı gazetecilik unsurlarıyla örnek alınacak bir röportaj ve Görüntülü Haber Dalı’nda 2025 Musa Anter Gazetecilik Ödülü’nü hak ediyor.”
Fotoğraf dalı
Fotoğraf dalında Öznur Değer, Murat Baykara, Salih Yeşil, Özcan Yaman ve Ramazan Öztürk’ten oluşan jüri, oy çokluğuyla Zana Deniz’in “göç” temalı fotoğrafını ödüle layık gördü.
Jüri şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yarışmaya fotoğraf dalında başvuran 9 fotoğrafı değerlendirdik. 3’e karşı 2 oy ile Zana Deniz’in “göç” temalı fotoğrafı, göçü yansıttığı, kadın ve çocukların kış koşullarında battaniyeye sarılarak ve bozulan arabaları itekleyerek bulundukları alanı terk etmesi nedeniyle göç hikayesini anlatması dolayısıyla, ödüle layık görüldü.
Karikatür Dalı
Aslı Alpar, Erceren, Kemal Gökhan Gürses, Roni Bate’den oluşan Karikatür jürisi, birinciliğe Nuri Doğan’ın ‘Keder Değil” adlı karikatürünü layık gördü.
Karikatür Dalı Jüri Özel Ödülü’ne ise Mahmut Ulusan (Konya Ereğli Cezaevi’nden) layık görüldü.
Jüri şu değerlendirmeyi yaptı:
“İktidarın kaderine terk ettiği, barınma hakları deprem sonrası gasp edilmiş ülkenin koca bir coğrafi bölgesinin yeniden ayağa kaldırılması, bölge halkının en temel insan hakkı olan barınma hakkına kavuşması için önce yaşanan sürecin kader olmadığını görmek, bunu insanlığa haykırmak gerekir. Bu niteliğiyle bu çalışma en güçlü çalışma olarak diğerlerinden öne çıkmaktadır.”
Kürtçe Haber
Sîma Birokê, Munever Kandemîr, Îdrîs Kara, Bişar Durgut ve Ramazan Ölçen’den oluşan jüri Kürtçe haber dalında yapılan başvuruları ödüle layık görmedi.
Jüri şu açıklamayı yaptı:
“Saygı ve selamlar;
Kürtçe Bölüm Jürisi (Sîma Birokê, Munevver Karademîr, İdris Kara, Bişar Durgut ve Ramazan Olçen) olarak, öncelikle Apê Musa ve Gurbetellî Ersoy şahsında tüm Özgür Basın Şehitlerini saygıyla anıyor ve bu alanda emek veren tüm çalışanlara başarılar diliyoruz.
Elbette böylesine önemli ve kutsal bir organizasyonda yer almak, biz Özgür Basın emekçileri için gurur ve onur vesilesidir.
“Kürtçe Haberler Bölümü” için 6 gazeteci başvuru yapmıştır. Haberler, jüri üyelerinin her birine tek tek gönderilmiştir. Öncelikle tüm jüri üyeleri haberleri detaylı bir şekilde ve tekrar tekrar okumuş, ardından tüm üyelerin katılımıyla bir değerlendirme ve tartışma toplantısı düzenlenmiştir.
Toplantıda her bir haber; içerik, yazım tarzı, haber unsurları, amaç, fotoğraf, görüntü, dilbilgisi, araştırma, özgünlük, farklılık gibi açılardan tek tek değerlendirilmiştir.
Jüri üyeleri, verilen emeklerden dolayı yarışmaya başvuran tüm gazetecilere tek tek teşekkürlerini sunmuştur. Üyeler, ele alınan her konunun toplumsal, kültürel, tarihi, sanatsal vb. açılardan bir gerçeği yansıttığını ve değerlendirmeye değer olduğunu belirtmiştir.
Gönderilen haberlerden üçü (3) rutin haberler düzeyinde olduğu için ödüle layık görülmemiştir.
Kalan üç haber üzerinde ise uzun tartışmalar yapılmıştır. Konular önemli, ilgi çekici ve yürek burkan bir gerçeğe işaret ediyordu. Ancak, haberlerin unsurları eksik, yazım tarzı zayıf, tekrara düşülmüş, haber içeriğinin kaynağına dair birçok soru yanıtsız bırakılmış ve rutin haberler düzeyinde kaldığı için jüri tarafından ödüle layık görülmemiştir.
Sonuç olarak; Kürtçe Bölüm Jürisi, gönderilen haberlerden hiçbirini ödüllendirmeye değer bulmamıştır.
Bir kez daha organizasyonda emeği geçen herkese, yarışmaya başvuran tüm katılımcılara ve Özgür Basın’ın tüm emekçilerine teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dileriz.”
Kadın Haberciliği Dalı
Dilek Arjin Öncel, Derya Ceylan, Elif Ekin Saltık, Gülfem Karataş ve Bircan Değirmenci’den oluşan jüri birinciliğe değer haber görmedi. Kadın Haberciliği’nde Jüri Özel Ödülüne JİNNEWS’ten Elfazi Toral’in Barış Anneleri’nin hikayesini anlattığı ‘İlmek İlmek Barış Mücadelesi’ haberi layık görüldü.
Jüri şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz kadın haberciliği jürisi olarak iktidarın kadınlar üzerindeki baskısını giderek artıran politikalara hız verdiği, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin arttığı, her geçen gün emek sömürüsüne maruz kaldıkları, devletin ‘güvenlik’ söylemi altında sürdürdüğü savaş politikalarının kadınların hayatını daha da zindana çevirdiği bu süreçte kadınların sesi olmayı önemsiyoruz.
Tüm bunlarla birlikte Kürt sorununun çözümüne dair umudu ve ‘barışın sesi’ni en çok da kadınların yükselttiği bir dönemde kadın ve çocuk haberciliğiyle görünmeyenleri görünür kılmanın, sesi duyulmayanların sesi olmanın bu alanda emek veren kadın gazeteciler olarak en önemli sorumluluklarımızdan biri olduğunu düşünüyoruz. Haberleri de bir bütün olarak bu sorumluluk çerçevesinde değerlendirmeye çalıştık. Haberlerin her birinin önemli bir emek sonucu ortaya çıktığı ve her bir kadın gazetecinin bu emeklerinin değeri tartışılmazdır. Ancak ortak yapılan değerlendirmeler sonucunda ödül alacak niteliğe sahip bir haberin olmadığı kanaatindeyiz. Burada bir parantez açmak gerekirse, içinde bulunduğumuz sürecin önemi itibarıyla Elfazi Toral’ın Barış Anneleri’nin hikayesini anlattığı “İlmek İlmek Barış Mücadelesi” haberine “Jüri Özel Ödülü” verilmesi fikrinde birleşiyoruz.”
