Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar araç trafiğine kapatıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşmanın ikinci gününde, birleştirme kararı verilen iddianame yönünden 4 müşteki ile 2 tanığın dinlenilmesi bekleniyor.
Baro Başkanı Barut’tan duruşma öncesi açıklama
Bolu Baro Başkanı Sinan Barut, duruşma öncesi gazetecilere, dünkü duruşmada 4 müştekiye ilişkin iddianameye yönelik sanık savunmalarının alındığını hatırlattı.
Yargılama sürecine ilişkin bilgi veren Barut, “Sanık müdafilerinin tevsii tahkikat, yani kovuşturmanın genişletilmesi talepleri olmuştu. Mahkeme bunları reddetti. Bugün yeniden yeni delil veya kovuşturmanın genişletilmesine ilişkin talepler alınıyor. Buna dair mahkemenin olumlu veya olumsuz karar vermesi bekleniyor. Yargılama bu şekilde devam ediyor.” diye konuştu.
Barut, bugün herhangi bir kararın çıkmasını beklemediklerini dile getirerek, “Muhtemelen sanık müdafilerinin mütalaaya karşı süre talepleri olacak. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından soruşturma izni verilen şüphelilerin halen davaya dahil olmaması ve bu yönde iddianame düzenlenmemiş olması da içeride tepkilere neden oluyor. Bu iddianamenin bir an önce hazırlanarak dosyayla birleştirilmesi talebinde bulunuluyor.” ifadelerini kullandı.
Duruşmada herkesin savunma hakkını kullanıldığını belirten Barut, “Ancak savunmalar yapılırken 78 canımızı kaybettiğimiz bu faciada ailelerin acılarına karşı da hassas olunması lazım. Aynı şey meslektaşlarım için de geçerlidir. Herkesin acısı taze. Beklentimiz, duruşmaların bir an önce tamamlanması ve herkesin hak ettiği cezayı almasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Barut, mahkeme heyetinin, esasa ilişkin savunmaların hazırlanması için süre vermesinin öngörüldüğünü kaydederek, “Bu sürenin ardından herkes savunmalarını hazırlayacak, bir sonraki celsede davanın son bulacağına inanıyorum.” dedi.
Müşteki avukatlarından Sıla Doğan, “İnsan hayatına duyarsızlığının yargı önünde hesap verme davasıdır bu dava. Otelde yangın algılama, söndürme ve tahliye sistemleri neredeyse yoktur. Kaçış yolları ticari amaçla kapatılmıştır. Bireysel ihmallerden öte organize sorumluluk vardır. Savcılık mütalaasının eksik ve hatalı olduğu yönündeyiz. Sanıkların cinayet şebekesi olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden mütalaaya itiraz ediyoruz” diye konuştu.
Müşteki avukatlarından Bilsay Sarper Arslan, “Bakanlıklardan tek bir personelin dahi sanık sandalyesine oturtamamış olmak adalet duygusunu zedelemektedir. Mütalaa açısından da ciddi manada yaralayıcı olan yangın sonrasındaki sessizliğe dair tek bir cümlenin olmamasıdır. Bu bir skandaldır ve vicdanları yaralayıcıdır. Sanki otel yöneticileri evdelermiş gibi bir algı vardır mütalaada” değerlendirmesini yaptı.
Yangında 4 çocuğunu ve 4 torununu kaybeden ve aynı zamanda müşteki avukatı olan Yüksek Gültekin ise şunları kaydetti:
“Biz bu salondan çıkacak adaletli bir kararın peşindeyiz. Hukuk çerçevesinde tüm sanıkların peşindeyiz, katil sürüsü. Gözünü para hırsı bürümüş bir aile, başta bir anne otel sahibi. Uyanır uyanmaz Emir Aras, anne Emine Mürtezaoğlu’nu aramış ve bilinçli taksirle yargılanıyor. Akıl alır gibi değil. Ben ne zaman Grand Kartal’a gitsem Emine Mürtezaoğlu müşterileri kapıda karşılıyordu. Ben torunlarımın mezarını günde iki defa ziyaret ediyorum, siz gelmiş karşımıza ‘çocuklarım bakıcılarla kaldı’ diyebiliyorsunuz vicdansızlar. Ailenin tümünün verilebilecek en ağır ceza ile yargılanmasını istiyoruz.”
‘Bakanlık sorumluları yargı önüne çıkana kadar susmayacağız’
“Sedat Gülener kim diye baktım, Tanju Özcan göreve gelmeden önce otobüs şirketinde kahyaymış. Bu kahyayı alıyoruz ve belediye başkan yardımcısı yapıyoruz, Türkiye’de siyasetin çürümüşlüğü bu maalesef. Biz derli toplu bir yargılama istiyoruz. Hızlı bir yargılamaya gerek yok çünkü bizim yangından kaçıracak malımız kalmadı, 78 canımız yangında cayır cayır yandı. Evlerimizden eşya eksilmedi, canlar gitti.
Turizm Bakanı’na hakkımızı helal etmeyeceğiz. Yaşadığımız süre boyunca elimiz yakasında olacak. Ağzından iki kelime laf çıksın buradaki yargılamaya dair. Turizm Bakan Yardımcısı da Halit Bey’in kankası. Bakanlık personelleri de otelde yiyor, içiyor bir lira ödemiyor ama bu isimler hakkındaki soruşturmada tık yok. Unutacağımızı ve gündemden düşeceğini mi düşünüyorsunuz. Unutmayız, gündemden düşürmeyiz. Bir emekli müfettişin önümüze atılmasını kabul etmeyiz. Bakanlık sorumluları yargı önüne çıkana kadar susmayacağız.”
Tanık fotoğrafçı: Ceyda Hanım bana yetkili kişi olduğunu söyledi
Müşteki avukatlarının beyanlarının ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Bolu’da fotoğrafçılık yapan Gözde Uludağ tanık olarak dinlendi. Uludağ, “Ceyda Hacıbekiroğlu ile otel için fotoğraf çekilmesi konusunda anlaşmayı yaptım ve bu süreçte bana yetkili kişi olduğunu söyledi. Tüm süreci de Ceyda Hanım ile yürüttüm. ‘Otel ile ilgili hiçbir yetkim yok’ beyanı benim durumumla çelişir durumda. Bu yüzden sessiz kalmamak ve tanıklık yapmak istedim” dedi.
Sanık avukatının sorusuna salondan tepki
Sanık avukatı tanığa, “Ceyda hanımın beyanını nereden biliyor huzurdaki tanık. Ayrıca resen kendisi mi gelmiş buraya?” şeklinde soru sordu. Sanık Bekiroğlu da “Emir ve babam Halit, kadın gözüyle daha iyi fotoğraf seçebileceğimi düşünerek bunu benden istediler tamamen bu şekilde oldu” diyerek kendisini savundu.
Bu sırada mağdurlar, avukatın sorusuna ve Bekiroğlu’nun savunmasına, “Yaşattıklarınızı yaşamadan ölmeyin”, “Yalancılar”, “Katilsiniz siz” diyerek tepki gösterdi. Salonda bazı mağdurların fenalaşması üzerine salona sağlık görevlileri getirildi.

Lavc59.13.101
‘Ne hakları var benim 5 yaşındaki torunumun hayatını sonlandırmaya’
Duruşmaya verilen öğle arası sırasında bir sanığın kardeşinin ağlamasına müşteki yakınları tepki gösterdi. Yangında kardeşi Kıvanç Güngör, eşi Burcu Güngör ile yeğenleri Pelin ve Kerem Güngör’ü kaybeden Gözdem Güngör Derin, “Oradaki hiçbir sanığın ablası değilim, oradaki hiçbir sanığın halası değilim, oradaki hiçbir sanığın arkadaşı değilim. Kaybettim, hayatımın yarısını kaybettiğim için çok üzgünüm. Ama oradaki hiçbir sanığın yakını olmadığım için çok mutluyum. Bu kadar, bu kadar güzel insanlardı işte” dedi.
Yangında kızı Burcu Filiz Güngör, damadı Kıvanç Güngör ve torunları Pelin ile Kerem Güngör’ü kaybeden Şaban Filiz de şunları söyledi:
“Vicdansız adamların böyle nasıl diyeyim, yalanla dolanla, birbirlerini suçlayarak… Bunlar vicdanlı insanlar değiller. Başkan niye bunları dinliyor hala anlamış değilim, ama o da görevini yapmaya çalışıyor adaletli bir şekilde. Gerçekten bakın Emine Mürtezaoğlu, bütün Türkiye biliyor sahibi olduğunu. Bunun babasından kalma olduğunu biliyor. Kızları da aynı şekilde. Ben de gidiyordum zaman zaman ve emir veriyorlardı. Bunlarda ne vicdan var ne de utanmak. Bırakın insan değil bunlar. Bunlar insan olsalar çıkar ‘biz yaptık’ derlerdi. Ne hakları var benim 5 yaşındaki torunumun hayatını sonlandırmaya. 13 yaşındaki torunum o da aynı şekilde. Kızım aldı onları getirdi, çocukları daha iyi kaymayı öğrensinler diye. Onları iyi bir insan olarak, topluma iyi bir insan olarak yetiştirmeye çalışıyordu. Bıktık artık yalandan. Bunlarda merhamet yokmuş demekki. Biz adaleti arıyoruz, inşallah adalet biraz olsun rahatlatır bizi.”
Oğlu Yılmaz Sarıtaş ile torunları Doruk ve Nehir’i kaybeden Gülizar Sarıtaş da fenalaştı. Salonun önünde yakınları Sarıtaş’ı sakinleştirmeye çalıştı.
Kartalkaya yangını davası I Duruşmaya verilen arada mağdur yakınları fenalaştı:
“Oradaki hiçbir sanığın yakını olmadığım için çok mutluyum”
➡️https://t.co/8yF6ARmUPC pic.twitter.com/dnaSyRstH0
— İlke TV (@ilketvcomtr) September 23, 2025
Süreç
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi yaralanmıştı.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 98 sayfalık iddianamede, otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Mürtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye eri İrfan Acar hakkında 78 kez “olası kastla öldürme” ile “olası kastla kasten yaralama” suçlarından toplam 1998’er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Otelin teknik görevlileri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel’in de “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapsi talep ediliyor.
Mütalaa
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca celse arasında mahkemeye gönderilen mütalaada, otel sahibi Ergül, şirketin genel müdürü Aras, Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir ve otelin muhasebe müdürü Özdemir hakkında 78 kez “olası kastla öldürme” suçundan 1950’şer yıla, “olası kastla kasten yaralama” ve “olası kastla nitelikli mala zarar verme” suçlarından 178 yıl 582’şer aya kadar hapis cezası istendi.
Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener ve İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun için aynı suçlardan 1950’şer yıl ile 176 yıl 570’şer aya kadar, itfaiye eri İrfan Acar için ise 1950 yıl ile 172 yıl 546 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Mütalaada, şirket yönetim kurulu üyeleri Emine Mürtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras, otel müdürü Zeki Yılmaz, muhasebe görevlileri Cemal Özer ve Mehmet Salun, teknik personeller Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer, Bayram Ütkü, mutfak personelleri Faysal Yaver ve Reşat Bölük, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ve Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ve İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen’in “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis talebinde bulunuldu.
İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel’in “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen mütalaada, tutuksuz sanık mutfak görevlisi Enver Öztürk’ün beraati istendi. (AA)