Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen Abdülmecit Baskın’ın dosyasında adalet talebini 1070. haftada yineledi. Polis bariyerleriyle Galatasaray Meydanı’ndan uzak tutulan aileler ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu, kamuoyuna seslenerek zamanaşımı uygulamasının kayıplar dosyalarında adaletin önünde engel haline getirildiğini belirtti.
Açıklamada, “Zamanaşımı, devlet görevlilerinin işlediği suçlarda sorumluluğun üstünü örten bir kalkan işlevi görüyor. Adaletin sağlanması yalnızca bugünün değil, geçmişte işlenen suçların da doğru biçimde yargılanmasıyla mümkündür. Bu nedenle gözaltında kaybedilmelerde zamanaşımı kaldırılmalıdır” denildi.
Foto: Erdoğan Alayumat
Abdülmecit Baskın nasıl öldürüldü?
41 yaşında ve üç çocuk babası olan Ankara Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın, 30 Eylül 1993’te makamından çıktıktan sonra özel harekât polisleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alındığı inkâr edilen Baskın’ın cansız bedeni, 3 Ekim 1993’te Gölbaşı’nda elleri arkadan bağlı şekilde bulundu.
Ailenin başvurusu üzerine başlatılan soruşturma yıllarca sürüncemede bırakıldı. 2011’de eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın itiraflarıyla dosya yeniden gündeme geldi. Çarkın, Baskın’ın dönemin Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin’in emriyle gözaltına alındığını ve özel harekâtçılar tarafından öldürüldüğünü anlattı.
Bu itirafların ardından açılan dava, kamuoyunda “Ankara JİTEM Davası” olarak bilindi. Aralarında Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in de bulunduğu 19 sanık hakkında dava açıldı. Ancak 2019’da tüm sanıklar beraat etti. İstinaf mahkemesi beraat kararını bozsa da, 2023’te yeniden beraat kararı verildi. Böylece 32 yıllık süreç zamanaşımıyla sonuçlandı.
‘Adalet görevini yerine getirin’
Cumartesi Anneleri, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Tam 32 yıldır Abdülmecit Baskın dosyasında adalet sağlanmadı. Kaç yıl geçerse geçsin, Abdülmecit Baskın için ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz. Devlet hukuk normları içinde hareket etmek zorundadır.”
